Sorting by

×
GüncelKırsal

Uzman, Manavgat’tan bildirdi: İyileşen doğa, arazi çalışmalarıyla yalan oldu

Antalya’nın Manavgat ilçesinde yangın sonrası yaban hayatını değerlendiren veteriner hekim ve kuş gözlemcisi Gökçe Coşkun, arazi çalışmalarının yaban hayatına verdiği zararları anlattı: “Hani makilik, kuşlar, kelebekler ve çam filizleri demiştik. Hepsi yalan oldu. Yangından sonra başlayan ekosistemin kendini yenilemesi tekrar durdu. Alandan yaban hayatı uzaklaştı.”

Fotoğraflar: Gökçe Coşkun
Türkiye’nin güneybatısını geçen yaz etkisi altına alan yangınlarda 254 bin futbol sahası (181 bin 393 hektar) kadar alan yanarken sekiz kişi hayatını kaybetmişti. 28 Temmuz –12 Ağustos arasında, sadece Muğla ve Antalya’da yanan ormanlık alan yaklaşık 124 bin hektar.

Yangınlar henüz sona ermemişken süregelen tartışma konularından biri de kaybedilen ormanların nasıl ‘geri kazanılacağı’ydı. Eski tarım ve orman bakanı Bekir Pakdemirli ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu süreçte sıkça yanan alanların ‘ağaçlandırılacağını’ söylemiş, yardım kampanyaları düzenlenmiş, çalışmalara derhal başlanacağı kaydedilmişti.

Ancak bilim insanları, ‘acele bir şekilde hareket etmenin yanlış olduğunu’, Akdeniz bölgesindeki yanan alanlara aceleyle fidan dikmenin ‘gereksiz ve hatalı’ olduğunu dile getiriyor.

Yangın sonrası iyileşen doğa

Coşkun, Twitter üzerinden Ağustos 2021’de yangın sonrası filizlenen küçük bitkilere dair paylaşımını alıntılayarak şunları yazdı: “Akdeniz orman ekosisteminde yangından sadece bir hafta sonra köklerini korumuş makilikler filiz vermeye başladı. Etraf o küllerin siyahlığından yeşile dönüştü. Bu otsu ve çalı bitkileri çıkmaya başlayınca kelebekler başta olmak üzere böcekler alana gelmeye başladı. Çünkü konabilecekleri bir yaprak bir ot vardı.

Bu esnada sonbahar göçü yakındı ve alanda bulunan dalları tünek olarak kullanan kuşlar yangın alanına girmeye başladılar. Burada bulunan böceklerle besleniyor, tozlaşma ve tohum taşınmasına yardım ediyordu. Sürüngenler, kurbağalar derken kış başlangıcında çam filizlerinide alanda görüldü.”
‘Tüm iş makinelerini soktular’
Daha sonra iyileştirme çalışmaları kapsamında yanan ağaçların kesilmeye başlandığını söyleyen hekim, şöyle devam etti: “Kabuk böcekleri nedeniyle yapıldığı söylendi. Alanda birçok çadır kurulmaya başladı ve ihaleyi alan firmaların işçileri geldi. İhale şirketlerinin tek amacı vardı; alandan ağaçları en kısa zamanda kesip çıkarıp götürmek. İşçiler de bu baskı altında çalışıyorlardı. Yani habitat vs en son düşünülendi.

İşçiler kötü koşullarda baskı altında çalıştırıldı. Derme çatma çadırlarda tuvaleti olmayan yerlerde kalıyorlardı. İhaleyi alan şirket sahiplerinin lüks araçlarını bu çadırların yanında görüyordum. Habitat önemli olmayınca ihale firmaları bu alanlara dozerler, kepçeler, kamyonlar, traktörler tüm iş makinelerini soktular. Peki ne oldu? Hani makilik, kuşlar, kelebekler ve çam filizleri demiştik. Hepsi yalan oldu. Yangından sonra başlayan ekosistemin kendini yenilemesi tekrar durdu. Alandan yaban hayatı uzaklaştı.
Tünek bile bulamıyorlar’
Yağmurlar yağdı, ağaçların büyük çoğunluğu kesildi ve ilkbahar geldi. Makilikler tekrar filiz vermeye ve ilkbahar çiçekleri açmaya başladı. Ama üreme dönemi olan ilkbahar için yeterli habitat oluşmadı. Çalılıkların gelişimi engellenmeseydi bu olmayacaktı.

Bu habitatlar gelişmediği için üreme ve göç döneminde kuşlar, böcekler, memeliler ve diğer canlılar barınabilecekleri alanı bırakın tünek bulamıyorlar. Aslına bakarsanız orman yangınından daha farklı bir zararı biz onlara verdik. Yangın ve kuşlar ile ilgili hazırladığım dizin.

Yanmış çalı dalları üzerinde duran kuş kara boğazlı ötleğen. Hayatı çalı içinde geçiyor ve ülkemizde Akdeniz ve Ege kıyılarında yoğun olarak dağılım gösteriyor. Koskoca alanda tek dal birikintisi bu. Normalde bu dallardan bilinçli olarak her yere koymaları gerekiyordu.

Yanan alanlara çam tohumu ekebilirsiniz. Yemyeşil yapabilirsiniz. Ama endemik orkidesinden, balık baykuşuna kadar tüm yaban hayatını yangın dışında ekstra strese sokmanın zararını nasıl karşılayacaksınız? Biyolojik çeşitlilik hikayelerde yaşayacak. Şimdi gidin dünya biyoçeşitlilik gününü kutlayın.”

‘Orman Genel Müdürlüğü aceleye getirdi’
Diken’e konuşan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay şunları söylemişti: “Hiçbir şekilde erozyon kontrolü veya sel endişesi duymadan yanmış ağaçları keserek ormanın dışına çıkarma gibi bir hedef belirledi. Yanan ormanlardaki yanmış ağaçların kesilmesi için bazı yerlerde yollar yapıldı. Kesim sonrası toprakta işleme yapıldı.

Bu kadar geniş bir alanın yeniden orman haline gelmesi oldukça kapsamlı bir çalışma, planlı olarak yapılması gerekiyor. OGM biraz da kamuoyunun baskısıyla hemen hızlı bir şekilde eğimin çok fazla olmadığı, makinelerin çalışabildği alanlara dozerler sokarak hızlı bir şekilde ağaçlandırma çalışmaları yaptı. Kullanılan fidanlar bölgenin ekolojik koşullarına uygun olup olmadığını da kamuoyuyla paylaşmadı.”