Sorting by

×
GüncelHayvancılıkKırsal

Tarım sektöründe ‘sözleşmeli hayvancılık’ modeli geliyor

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, sözleşmeli tarımla ilgili yasal mevzuat çalışmalarına başladıklarını, önümüzdeki yasama döneminde TBMM’ye gönderilmesi planlanan modelin ‘sözleşmeli hayvancılığı’ da kapsayacağını söyledi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) düzenlediği Tarım Zirvesi Adana’da yapıldı. MÜSİAD Adana’nın organize ettiği etkinliğe, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişçi Somali’den telefonla katıldı. Bakan Kirişçi, zirvenin tarım sektörü ve Türkiye’ye katkı sağlamasını diledi.

‘Gelecek Tarımda’ başlıklı ‘Tarım Zirvesi, iklim değişikliği, kuraklık, nüfus artışı, savaşlar ve salgın hastalıklarla önemi artan tarım sektörünün paydaşlarını bir araya getirdi. Adana Sheraton Grand Otel’deki zirvenin açılış konuşmalarını MÜSİAD Adana Başkanı Burhan Kavak, MÜSİAD Tarım Gıda ve Hayvancılık Sektör Kurulu Başkanı Cemal Özen, MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider ve Adana Valisi Dr. Süleyman Elban yaptı. DÜNYA Yayın Kurulu Başkanı Dr. Şeref Oğuz ve Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım’ın konuşmacı olarak yer aldığı zirveye, DÜNYA Adana Temsilcisi Selçuk Altun ile çok sayıda akademisyen, çiftçi temsilcileri ve iş insanları katıldı.

Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, konuşmasında Bakanlık olarak sözleşmeli tarımla ilgili mevzuat çalışmasına başladıklarını belirterek, şu bilgileri verdi: “Sadece bitki yetiştirmede değil, hayvancılığı da dahil ederek önümüzdeki yasama yılında sayın milletvekillerinin takdirine sunulmasıyla ilgili çalışacağız. Milletvekillerimiz de teklif olarak Meclisimize sunarlarsa, yüze meclisimiz de takdir ederse, Türkiye’de ‘sözleşmeli tarım şart, bunu ne zaman yapacağız’ gibi soruları bitireceğiz. Hem tarımda hem hayvancılıkta sözleşmeli usule, tahkim usulüne, yani iki tarafı da koruyan bir usule mevzuat itibariyle de geçeceğiz.”

“Boş duran tarım arazisini üretime açmak için hazırlanıyoruz”

Tarımda üretim planlamasının önemine dikkat çeken Gizligider, “Vatandaşımız kendine ait arsaya küçük bir kulübe ya da ev yapsa belediyeden birçok noktadan izin alması gerekiyor. Ama bir kamu hizmeti olduğu, hem ülke adına hem insanlık adına ortak bir hizmet olduğundan kimsenin şüphe etmediği tarım faaliyeti yaparken, kimseden herhangi bir müsaade, yorum, tavsiye almadan, el yordamı ile tarım faaliyet gerçekleştiriliyor. Orta Anadolu’da üç beş yüz metreden elektrikle ya da mazotla su çıkarıp orada tarım faaliyeti yapmak bitki deseni açısından ne kadar doğru?” ifadesini kullandı.

Boş duran tarımsal arazilerin üretime açılması konusunda da hazırlık yaptıklarını ifade eden Gizligider, şunları söyledi: “Bir şeyi daha tartışacağız ve sonunda eyleme geçeceğiz; mülkiyet hakkı. Bir hukukçu olarak mülkiyet hakkının kutsallığının ezeli ve ebediliğinin farkındayım. Ancak bunun kullanımının bir usule bağlanması gerektiğini tartışmamız lazım. Osmanlı’da da Selçuklu’da da benzer sistemler vardı. Sahibinin, kullanım hakkı itibariyle tarlayı sonsuza kadar boş bırakma hakkı var mı? Ya da kısmi çözüm bulunan miras meseleleri itibariyle tarlaların, bahçelerin boş kalması reva mı? Çünkü o tarla sadece senin değil ki, bu milletin tamamının. Niye tamamının, bin yıldır onun için kan döktük. Yani orası boş kalacak, biz acaba ithalatı mı açsak diye tartışacağız. Bunların üstesinden gelecek mevzuat uygulamalarının çalışmalarını başlatmaya gayret ediyoruz. Tarım hukuku sempozyumu yaparak, bu tartışmaları başlatacağız.”

“Tarımın başına da ‘milli’ kelimesi gelmeli”

MÜSİAD Tarım Gıda ve Hayvancılık Sektör Kurulu Başkanı Cemal Özen, milli savunma ve mili eğitim gibi tarımın başına da ‘milli’ kelimesi gerektiğini kaydetti. Özen, Bakanlığın adının da “Milli Gıda Tarım ve Ormancılık Bakanlığı’ olarak değişmesini ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu gibi, Tarım Piyasası Düzenleme Kurulu kurulmasını önerdi. Tarımsal politikaların kısa vadede değişmemesi ve ‘siyasetten arınması’ gerektiğini vurgulayan Özen, “Destek politikaları sadeleşmeli, ulaşılabilir olmalı, en önemlisi destekler araziye değil, ürüne verilmeli. Taban fiyat ekim aşamasında açıklanmalı, girdi destekleri de bu aşamada verilmeli” diye konuştu.