Osman Arolat; Gıdada kendine yeterli ülke olmak…
Ukrayna-Rusya savaşı sonrasında getirilen buğday ihracatı kısıtlamaları, bizim gıda ve tarım ürünlerinde kendine yeterli ülke olmamızın zorunluluğunu hatırlattı…
Dünyada ‘açlık krizi’ yaşama korkusu dillendiriliyor. Ukrayna limanlarında sevk edilmeyi bekleyen 15 milyon ton tahıl söz konusu iken, Rusya’nın 30 Haziran’a dek AB ülkeleri başta, buğday satışını durdurması, dünyada ihracat kısıtlamalarına neden oldu. Rusya’dan sonra Hindistan, buğdaya ve bazı tarım ürünlerine 3 aya varan ihracat yasağı getirdi. Buğday ithalatının yüzde78’ini yaptığımız Rusya ‘’şimdilik’’ bize ihraç yasağı getirmedi. Ancak ihracatımızın yüzde 12’sini yaptığımız Ukrayna’dan buğday alımı lojistik nedenle sorunlu durumda. G-7 Dışişleri Bakanları’nın geçen hafta gerçekleştirdikleri zirve sonrası “Dünya açlık kriziyle yüz yüze kalabilir” açıklaması, yaşanan olumsuzluğu net bir şekilde ortaya koyuyor. Dünya genelinde 50 milyar dolarlık buğday ithalatı var. Bu rakam ortalama 2 milyar dolardan, ithalat yapan en az 25 ülkenin olduğunu söylüyor.
1980’lere dek bitkisel yağ hariç tahıl ürünlerinde kendine yeterli ülkelerden biri olan Türkiye, o günden bu yana önemli ölçüde tarım alanını üretim dışı bıraktı. Ürününü değerlendiremeyen çiftçilerin sayılarında büyük düşüş oldu. TOBB bilgi üretme kuruluşu olan TEPAV’ın İstihdam İzleme Bülteni Nisan verileri, çiftçi sayısının ilk kez 500 binin altına düştüğünü ortaya koydu.
Sürekli uyarılara karşı, hükümetler tarım ürünlerini geliştirici yeni programlar ve projeler ortaya koymadılar.
Anayasa yer alan; milli gelirin yüzde 1‘inin tarımsal destek olarak ayrılması kuralına rağmen, TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar’a göre, bu pay yüzde 0,56’yı aşmıyor. Bu bir yana, daha adil bir destekleme modeline ihtiyaç var. TMO‘nun un sanayicisi için fiyat garantili satış modeli, bu kez buğday alımı için uygulanmalı. Garantili alım fiyatı için Chicago Borsası tahıl kotasyon fiyatları esas alınmalı.
Gıdada kendine yeterli ülke olmanın çabası içerisine girmeliyiz. Bir gıda stratejisini geliştirerek, ona uygun adımları atarak, kendine yeterli ülke olma yolunda adımlar atmalıyız.
Önümüzdeki dönemde, dövizimiz olsa bile, dünyada temel gıda maddeleri bulamayacağımız bir konjonktüre doğru hızla gidiyoruz…