Sorting by

×
Güncel

Murat Ülker yazdı: Metaverse işimizi nasıl etkiler?

Pladis Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, son dönemin en çok konuşulan konularından birisi olan Metaverse hakkında bir yazı kaleme aldı.

İşte Murat Ülker’in yazısı…

Metaverse dünyasını yaratmak için yıllık 10 milyar dolar gibi bir bütçe ayıran Zuckerberg, internetin geleceğinin Metaverse konseptinde olduğunu, mevcut içeriklere sadece erişilebildiğini fakat bu konsept ile karma gerçeklik sayesinde internetin somut, ulaşılabilir olacağını söylüyor.

METAVERSE DÜNYASININ BİLİNMEYENİ ÇOK AMA HAZIRLIKLI OLMAK LAZIM!

Dönem dönem tüm dünyayı etkisi altına alan kavramlar, teknolojiler, ürünler ortaya çıkar ve ülkeden ülkeye konuşularak insanlığın gündelik yaşantısındaki normaller arasındaki yerini alır ya da kaybolur giderler. Son günlerde bilhassa teknoloji dünyasının gündemini işgal eden kavram ise Metaverse olarak öne çıkıyor. Hayatın normalleri arasında yerini ne kadar çabuk alacak, tahmini zor. Metaverse artık gündelik hayatınızın vazgeçilmezi olmuş olan dijital ve sosyal dünyada birleştirici bir yenilik olarak şimdiden üzerinde düşünülmesi gereken fırsatlar ve değişimler vaat ediyor.

Öncelikle kavramı tahlil edecek olursak; Yunanca, “sonra, ötesi” anlamlarına gelen Meta ve İngilizce’de “evren” anlamına gelen Universe kelimeleri ile türetilen kavram, fiziksel dünya ile dijital dünyanın iç içe geçtiği, tüm dijital evrenlerin birleştiği bir kurgusal sanal evreni ifade etmektedir. Ben ise duyar duymaz meta=mal/hizmet, verse=aksi/tersi diye düşündüm, yani hakikat olarak ne biliyorsak aksi diyebiliriz.

Günümüzün internet kullanıcıları çeşitli platformlar üzerinden birbiriyle iletişim kurabiliyor ve çeşitli topluluklara katılarak etkileşim oluşturabiliyor. Geliştirilmesi planlanan yeni evrende ise iletişimin sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik uygulamaları ile bir deneyime dönüştürülmesi, fiziksel varlığımızı sanallaştırılarak adeta bir dijital ikizimizin (avatar) bu yeni evrende gezmesi, oyun oynaması, çalışması, alışveriş yapması, hatta eğlenmesi yani fiziksel hayatta yaptığı her şeyi bu sanal evrende yapabilmesi hedefleniyor. Günümüz teknolojisi ile tüm bunlar henüz gerçekleşme aşamasında bir hayal olsa da Metaverse düşüncesi akıllara ilk düştüğü günden bu yana hiç bu kadar sahici gelmemişti bana… Bunun hayalperestlik olduğunu söyleyenler geleceği tahmin edenler olmayacaktır.

Metaverse kavramıyla ilk olarak ödüllü bilim kurgu yazarı Neal Stephenson’ın Türkçe’ye de Parazit adıyla tercüme edilen Snow Crash adlı romanında karşılaşılmış. Ne yazık ki bu tür kitapları iş yoğunluğum nedeniyle okuyamıyorum. Arkadaşlarımdan öğrendim, Stephenson, gelecek temasını işleyen 600-700 sayfalık romanlar yazıyormuş. Söz konusu romanda insanların avatarlarıyla temsil edildiği bir sanal evren konu ediliyor ve Metaverse kavramı dillendiriliyor.

Aslında biz bu konuyu ilk kez Neal Stephenson’dan duymadık bence.. Birleşik evrenler ve bu evrenlerin fiziksel dünyayla etkileşimi hayali hep bilim-kurgu filmlerinin en fazla tercih edilen konularından biri diye düşünüyorum. Merakla izlediğim Matrix, Tron, Total Recall, Black Mirror filmlerinde, dizilerde bu yeni evreni tanımlamaya yönelik kurgular oluşturulmuyor muydu? Metaverse tanımını en anlaşılır şekilde zihinlerimizde canlandıran film 2018 yılında vizyona giren ve yönetmenliğini Steven Spielberg’in yaptığı Ready Player One (Başlat) filmiydi. Filmde fiziksel dünyada yaşadığı sıkıntılardan uzaklaşmak için sanal gerçeklik evreni Oasis’e giden bir gencin hikayesi anlatılıyordu. Hikaye genel olarak klasik iyi kötü mücadelesi olsa da hikayenin geçtiği evren önümüzdeki yıllarda fiziksel gerçekliği dahi yutma potansiyeli bulunan Metaverse aleminin zihinlerimizde canlandırılmasını kolaylaştıracak türdendi.

Şimdi şunu da belirtmeliyim; benim bu metaverse evrenle ilk buluşmam rahmetli anneannemin bana anlattığı kıssalarla olmuştur. O zamanki evliya kullar hakkında tayyi mekan, tayyi zaman hikayeleri anlatırdı. Babaannemin anlattıklarından öğrendiğim bu kavramları daha sonra araştırdım ve sözlükte “dürüp bükmek; mesafe katetmek, geçip gitmek” anlamlarındaki tay (tayy) kelimesi tasavvufta uzak bir yere bir anda gitmek, an içinde çok uzun bir zaman yaşamak, aynı anda birden fazla yerde bulunmak gibi olağan üstü durumları belirtmek için kullanıldığını öğrendim. Kavramın mekânla ilişkisi “tayy-i mekân, bast-ı mekân”, zamanla ilişkisi “tayy-i zaman, neşr-i zaman, bast-ı zaman” şeklinde ifade ediliyor. Kur’an’da iki yerde geçen tay, kıyamet günü göklerin Allah’ın kudret eliyle dürüleceğini beyan etmek için zikredilmiş.