Sorting by

×
GıdaGüncelSağlık

‘Güvenilir Tedarikçi’ projesi ile yediğinizi, içtiğinizi bileceksiniz

Pandemide yiyecek-içecek ve konaklamada öne çıkan güvenli tedarik hassasiyeti, 11 derneğin öncülüğünde başlatılan ‘Güvenilir Tedarikçi Programı’ ile mayıs ayından itibaren hayata geçiriliyor. Tüketiciler program sayesinde, yedikleri yemeğin tedarik zincirindeki haritasını görebilecek.

Tüketici nezdinde güvenli üretim algısının her geçen gün artmaya başlaması, tedarik zincirinde de kendisini göstermeye başladı. Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği (ETÜDER), İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR), Gıda Güvenliği Derneği (GGD), Lojistik Derneği (LODER), Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TÜRYİD), Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİD), Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES), Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED), Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (YESİDEF), Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER)’nin öncülüğünde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın desteğiyle Tedarik Zincirinde Güven Rehberi’ni baz alan Güvenilir Tedarikçi Programı deneme sürecine mayısta başlanacak. Söz konusu projede QR kod uygulaması sayesinde tüketiciler yedikleri veya aldıkları gıdaların tedarik zincirindeki yolculuğunun görebilecek. Böylece tedarik zincirindeki birçok süreç daha şeffaf hale getirilecek.

Projeyle ilgili DÜNYA’ya açıklamalarda bulunan dernek ve federasyon temsilcileri, uygulamanın yaygınlaşmasıyla tedarik zincirindeki güven halkasını tamamlanacağı konusunda birleşiyor.

ETÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şahinöz, 10 yılda yapmadıkları projeleri COVID-19 sayesinde hayata geçirdiklerine işaret ederek, “Süreci iyi yönetemezsek yeniden kapanma durumumuz var. Turizm Bakanlığımızın inisiyatifiyle oluşturulan güvenli konaklama tesisi uygulamasının eksik kalan kısmı tedarikçiydi. Onu da bu şekilde tamamlamış olduk” dedi.

Toparlanma 2022’de bekleniyor
Şahinöz, online satışlar ve faturalandırma gibi konularda dijitalleşmenin de verdiği fırsatın değerlendirilmesi halinde sektörde bu sürece adapte olan oyuncuların diğerlerinden ayrışacağının altını çizdi. Diğer taraftan ETÜDER olarak üyelerine yaptıkları anket çalışmalarının sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şahinöz, “Üyelerimizin ciro kaybının yüzde ortalama 30 olduğunu gördük. Müşteri sayısında ise yüzde 45’lik azalma söz konusu. Buna bağlı olarak üyelerimizin yüzde 80’i küçüldü. Yüzde 50’si ise seneyi zararla kapattı” şeklinde konuştu. Üyelerinin yüzde 60’nın kısa çalışma ödeneğinden yararlandığını anlatan Şahinöz, “Dernek üyelerimizin yüzde 50’si online satışlar ürün satma konusunda dijital dönüşüme uyum sağladı. Yüzde 50’si ise nace kodu nedeniyle devlet desteklerinden faydalanamadı. Beklentimiz 2022 yılında bir toparlanma olacağı yönünde” dedi.

Sektör temsilcileri, pandemi sürecini yorumladı
Sektörde nefes kalmadı
YESİDEF Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Zincirkıran: “Şu anda sektörümüz yüzde 60’lık kapasiteyle hizmet veriyor. 400 binin üzerinde çalışanımız var. Kısa çalışma ödeneğinden ise yaklaşık 200 bin kişi faydalandı. Ramazan Bayramı’nda normalleşme sürecine geçilememesi ve kısa çalışma ödeneğinin kaldırılması sektörümüzü zor durumda bırakacak. Bu bizim için ciddi bir problem. Yemek şirketleri olarak hizmet verdiğimiz firmalarla fiyat konusunda karşı karşıya geldik. Sadece tabak maliyeti üzerinden yapılan hesaplamada yüzde 29’luk fark ortaya çıktı. Buna ilave olarak, tavuk fiyatlarına dükkanların açılmasıyla birlikte yüzde 15’in üzerinde zam geldi. Piyasanın da bu çerçevede kontrolü yok. Nakit akışını sağlamak adına bankalardan aldığımız kredilerin vadesi geldi. Bunu ödeyecek nefes sektördeki birçok oyuncuda yok. Sektörde şemsiyemiz altında 5 bin firma var. Pandemiyle birlikte bu rakam 4 bine düştü. Üyelerimiz arasında sadece devlet okullarına yemek servisi veren firmalarımız var. Bu şirketlerimizin hizmetleri durdu.”

Sınırlar açılmadan umut görmüyoruz
TÜROB Yönetim Kurulu Başkanı Müberra Eresin: “Normalleşme adımlarına bağlı olarak turizm sektöründe beklentimiz yılın ikinci yarasında toparlanma olacağı yönünde. Öngörümüz bu toparlanmanın ilk etapta kıyı bölgelerimizde oluşacağı noktasında. Dünya Turizm Örgütü uluslararası turizmin 2020’de 30 yıl önceki seviyelere geri döndüğünü ifade etti. Yani yüzde 70’lik kayıp söz konusu. 2009’daki kaybın nerdeyse 11 katı düzeyinde kayıp var. Sınırlar açılmadan umut göremiyoruz. Aşılama konusu umut verici ancak bunun bütün ülkeler üzerinde iyi düzeyde ilerlemesi gerekiyor. Kısa çalışma ödeneğinin son bulmasıyla birlikte birçok otelin çalışanlarını ücretsiz izne göndermesi gibi süreç başlayabilir.”

Daha fazla desteğe ihtiyacımızı var
TÜRYİD Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer: “COVID-19’un hasar bakımından daha zayıf geçtiğine yönelik görüşler var. Bu noktada 17 Mayıs’a kadar belirli konularda normalleşmenin sağlanacağını düşünüyoruz. Ancak yasaklara hem işletme olarak bizlerin hem de vatandaşların uyması zorunlu. ‘Mesafeni Koru Sorumluluk Hepimizin’ başlığında bir kampanyaya start veriyoruz. Mayıs dönemine kadar bunun herkese yayarak bir farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz. Diğer yandan Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 25’lere kadar çıktı. Oteller ve restoranların tam kapasiteyle faaliyete başlaması gıda enflasyonunda frenleyici bir etki yaratır. Çünkü ürünü satın alırken kazanma prensibiyle alım yapıyoruz. Ayrıca, restoran ve turizmde iş kayıplarının yüzde 50’lerin üzerine çıkması bu sektörlerin daha fazla desteğe ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.”

Nisanda hareketlenme bekliyoruz
TÜROFED Yönetim Kurulu Başkanı Sururi Çorabatır: “Seyahat endüstrisinde dünyada belirsizlik var. Vaka sayılarındaki gidişat, seyahat hareketlerinin nasıl olacağı ile seyahatlerde aşılamanın nasıl olacağı konuları sektörde kritik bir yere sahip. Aşılamanın nasıl uygulanacağı ve ülkemize gelecek ziyaretçilerin güvenliği normalleşme adımları noktasında öne çıkan konular arasında. Dünyada aşılamanın gidişatına göre seyahat hareketliliklerinin başlayacağını umuyorum. Türkiye’de ise nisan ayında seyahatlerin başlamasına bağlı olarak da otellerde hareketlilik bekliyoruz. Ramazan Bayramı’ndan sonra da iç turizmin hareketlenmesini bekliyoruz. Bu zaman kadar da Rusya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerindeki kıpırdanmayla dönemin hareketli geçmesini umuyoruz.”

Geldiğimiz nokta hiç iç açıcı değil
TÜRES Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Bingöl: “Mal ve hizmet üretenlerle birlikte biz, 5 milyon kişilik bir aileyiz. Şu anda geldiğimiz nokta hiç iç açıcı değil. Bu yıl sektörle ilgili birçok belirsizlik ramazan ayında açıklığa kavuşacak. Ramazan ayında açık olursak yılı yüzde 40-50 arasında kayıpla kapatabiliriz. Ancak ramazanda kapalı olursak sektörü daha büyük kayıplar bekliyor. Paket servis konusunda ise sektörümüzün yüzde 50’lik kısmının paket servis kabiliyeti yok bu oyuncuların önemli bir kısmı ise dünya mutfağında hizmet veren işletmelerden oluşuyor. Kalan yüzde 50 arasında da paket yapma kabiliyeti ve organizasyonu olanların oranı ise yüzde 20 civarında. Şu anda hammadde ve ambalaj fiyatlarına zam gelmesiyle birlikte birçok oyuncu hammadde de kazanamadı.”