Bu çığlık duyulsun
Marmara’da müsilaj tehlikesi sürerken Hidrobiyolog Artüz, kirlilikle ilgili mücadele yürütülmediğine dikkat çekti: Ergene’den 11 aydır deşarj devam ediyor. Sonuçta Ergene hâlâ kirli, Marmara Denizi’ni de berbat ettik.
Marmara Denizi’ni etkisi altına alan müsilaj tehlikesi devam ediyor. Deniz salyası olarak bilinen müsilaj, yüzeyden geçici olarak temizlense de denizin dibine tamamen yayılmış durumda. Marmara’nın kirlenmesindeki en büyük etkenlerden biri de pek çok kimyasal atığı içinde barındıran Ergene Nehri için yapılan arıtma tesislerinin tüm atıklarını Marmara’ya bırakması. Analiz edilen Ergene Nehri’nde siyanür, kurşun, bakır gibi ağır metaller tespit edildi. Uzmanlara göre nehir suyu tam anlamıyla kanalizasyon suyuna dönmüş durumda.
Marmara Denizi’nin son durumunu değerlendiren Hidrobiyolog Levent Artüz, “Ne yazık ki berbat durumda. Hiç ara verilmeden gittikçe artan bir tempoda kirletilmeye devam ediliyor” sözleriyle durumun vehametini ortaya koydu. Artüz, yapılan deşarjın Ergene’nin kirliliğine çözüm olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: “Akarsuyumuzu kirleten kimyasal bazlı bu atıkları, ‘biyolojik arıtma tesislerinde’ arıttığımızı iddia edip Marmara’ya basıyoruz. Eğer gerçekten arıtıyorsak neden tekrar nehre kazandırıp hem nehrin temiz akmasını, hem de bu suyun tarımda kullanılmasını sağlamıyoruz? Tekirdağ açıklarından 47 metre derine yapılan deşarj 11 aydır devam ediyor. Sonuç; Ergene hâlâ kirli, Marmara Denizi’ni de berbat ettik. Bu işin mantığını anlayan biri varsa lütfen bana da anlatsın. Ergene gün geçtikçe daha da kirlenecek, Marmara Denizi berbat olacak. Bunca yatırıma ne gerek vardı?”
Artüz’e göre yapılan deşarj ‘taşmış bardağa bir kova daha kirletici eklemek’: “Dünyanın en kirli akarsularından biri olan Ergene Nehri kirletici unsurlarına 50 kilometre yol kat ettirip, Tekirdağ açıklarından Marmara Denizi’ne basıyoruz, yani taşmış bardağa bir kova daha kirletici ekleme çabasındayız. Diğer yapılan deşarjlar da cabası.”