Yaş meyve sebzecilerden Bakanlığa mektup: 10 maddede sorunlar ve çözüm önerileri
Yaş meyve sebzecilerden Bakanlığa mektup: 10 maddede sorunlar ve çözüm önerileri
Tüketiciler haklı olarak son dönemde hızla artan sebze ve meyve fiyatlarını sorguluyor.
Üreticiler haklı olarak üretim maliyetlerindeki artıştan şikayet ederken, sattıkları ürünlerin marketlerde ulaştığı fahiş seviyelere tıpkı tüketiciler gibi anlam veremiyor.
İhracatçılar haklı olarak bazı ülkelerin söz konusu ürünlerin ihracatını siyasi argüman olarak kullanmalarından ve analizler tarafında adil olmayan ve rekabetçilikten uzak maliyetlerden rahatsız.
Ekonomi yönetimi ise haklı olarak enflasyon sepetinde artış trendini sürdüren gıda fiyatları ve özellikle yaş meyve ve sebze fiyatlarındaki yukarı yönlü hareketten hoşnut değil.
Kimin penceresinden bakarsanız bakın herkes haklı…
Kimse bu tablodan memnun değil…
Yaş meyve sebzenin üretiminden pazarlanmasına kadar yaşanan çoğu kronik durumdaki sorunlar toplumun her kesimini etkiliyor ve yankı buluyor.
İşte böyle bir ortamda Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Eski Yönetim Kurulu Üyesi Berdan Ber, bize bir bilgi notu gönderdi.
Konu başlığı, “Yaş Meyve ve Sebze İhracatına Yönelik Ürünlerdeki Sorunlar ve Önerileri”
Endüstri Mühendisi olan Berdan Ber’in BAİB’te dört dönem süren yönetim kurulu üyeliğinin yanısıra bir diğer ünvanı da Sinerji Lojistik Gıda Yönetim Kurulu Başkanı.
Batı Akdeniz tarım ihracatı bölge ikincisi olan Ber, aynı zamanda bir meyve üreticisi.
Berdan Ber, 4 başlık halinde sektörün sorunlarını sıralarken, 5 madde ile çözüm önerilerini ve 1 talebi de eklemiş yazıya.
ÖNE ÇIKAN 4 SORUN
Dünyada ve Türkiye’de gıdanın pozitif ayrıştığı ve ihracatın bu denli önemli olduğu mevcut sürece dikkat çeken Ber, “Bu süreçte, biz yaş sebze ve meyve tüccarları, üretici komisyoncuları ve ihracatçıları olarak aşağıdaki sorunları ve önerilerimizi dikkatinize arz ederiz” diyerek şu 4 maddelik sorunları “Tarım Bakanlığının dikkatine” diyerek sıralıyor.
1- Ülke ürünlerimiz uzun yıllardan beri birçok dış ülke tarafından siyaset argümanı olarak kullanılması, özellikle en yoğun ihracat yaptığımız gerek Avrupa Birliği (AB) gerekse Rusya Federasyonu tarafından üstü kapalı yaptırımlara maruz kalmaktadır.
2- Bilindiği üzere Rusya Federasyonu son dönemde özellikle Antalya ve İzmir bölgesinde biber ve domates ihracatına asılsız gerekçelerle yasak getirmiştir. Örtü altı ürünlerimizin büyük oranının bu bölgelerde üretildiği aşikardır. Özellikle domateste ve biberde AB denetimleri de yüksek oranda olduğu için ürünlerimizdeki güvenilirlik oranı yüzde 99’un üzerindedir. Bu durumun tamamen politik bir kaygı ile bölgemize yapıldığını ön görmekte mutabıkız.
3- AB’ye ihraç edilen biber kalemlerimiz AB’ye ilk giriş kapısında yüzde 20 pestisit analiz sıklığı, buna istinaden alınan bakanlık tedbiri gereği ihraç öncesi de ülke içinde yüzde 25 pestisit analiz sıkılığına tabi tutulmaktadır. Yapılan ihracat verilerine göre 2020 yılında toplam 14 bin 623 parti biber ihracında AB’den alınan bildirim miktarı 109 partidir. Bunun da büyük kısmı limitlere çok yakındır. Bu bağlamda binde 7 (yani yüzde 1 altında ) oranında olan ve diğer bir çok üretici ülkenin ulaşamayacağı bir güvenliğe sahip olduğu aşikardır. AB’nin özellikle ilk giriş kapısı olan Bulgaristan’da sözde yüzde 20 analiz sıklığı her partiye uygulanmakta ve yaklaşık 700 Euro gibi bir bedele mal olmaktadır. Bulgaristan makamları AB tarafından veya ülkemiz tarafından ciddi bir denetime tabi olmadıkları için de bu durumu kullanmaktadır. Bilindiği üzere AB’nin 669 sayılı yönetmeliği gereği altı ay bildirim alınmayan ürünler otomatikman sistemden düşmektedir. Bulgaristan makamları hiç bir itiraz kabul etmeden keyfi uygulamalarla bugüne kadar 200 milyon Euro’nun üzerinde gelir kaynağı oluşturdukları bu durumu kullanmaktadırlar.
4- Öte yandan rekabetin diğer dış dünya ülkeleriyle bu kadar güç olduğu bir dönemde bürokrasimizin önlem olarak ülke içinde ihraç öncesi yaptırma zorunluluğu getirdiği biberde yüzde 25, portakalda yüzde 5-10, narda yüzde 20, mandalinada yüzde 5 analiz maliyetlerinin normal laboratuvarlarda 180-220 TL bandında olmasına rağmen, bakanlığın belirlediği zorunlu analizler 1.700 TL’yi geçmekte ve aşırı yüksekliği ihracatçılara çok ağır yükler oluşturmaktadır.
5 ÖNERİ VE 1 TALEP
Berdan Ber, öne çıkardığı söz konusu dört soruna karşılık 5 maddelik önerilerini ve bir talebini de şöyle sıralamış:
1- Portakal analizleri; bilindiği üzere bazı ihraç partilerinde çoklu kalemlerle karışık tırlar yapılmakta ve birkaç ton portakal kullanımı olabilmektedir. Portakal hasadı en fazla iki seferde yapılmaktadır. Aynı üreticinin ürününü sürekli ve birçok ihracatçı tarafından analize verilmesi gerekmeyen bir durumdur. Çiftçi kayıt sistemine tabi üreticilerin analiz raporu, o ürün bitene kadar parti bazında kullanılabilmelidir.
2- Biberde binde yedinin altında bildirim alan ülkemiz son derece başarılıdır. Bulgaristan’ın da yaptıkları dikkate alınırsa ülkemizde olan biber analiz sıklığının ilk etapta tekrar yüzde 10’a çekilmesini, orta vadede ise kaldırılmasını talep etmekteyiz.
3- Öte yandan birçok ihracatçımız orta ölçekli mali yapıya sahip olduğundan ve dünyanın en hızlı Borsası olan sebze ve meyvede fiyat sabitleme imkanı olmadığından, ayrıca çok çeşitli ürün ihracatı yaptıklarından ötürü tamamen sözleşmeli üretim yapamamaktadırlar veya çok büyük miktarlarda üretim alanlarına yatırım kabiliyetleri bulunmamaktadır. Pestisit sorununu önleme adına hazırlanmış mallara yönelik; hasadı bitmiş, birçok maliyetle paketlenmiş ürünlere yapılarak (hasat ve paketleme işçiliği, işletme operasyonel maliyetleri, ambalaj maliyetleri vb. ) gerek çok büyük maliyet kaybına, gerekse çözüme gerçekçi katkı sunamamaktadır. Asıl konunun muhatabı birinci derecede üreticidir, üretim aşamasında, gerek üreticiler, gerek zirai ilaç bayileri (yasal olmayan ilaçları kullananlar, reçete yazma donanımı ve yetkisi olmayan bayi satıcılarının yanlış yönlendirmeleri vb. ) sıkı denetimlere tabi tutulmalı ve de ihracatçı firmalar kadar 85 milyonun üzerinde bir nüfusa hizmet veren sektörün yani iç piyasaya sunum yapan firmaların da en az yüzde 10 sıklıkla denetime tabi tutulması gerekmektedir. Alternatif üçüncü dünya ülkeleri ve iç piyasa kabulleri olduğu sürece üreticiyi bilinçlendirmek ve doğru üretime sevk etmek son derece güçtür.
4- Analiz ücretleri hakkında; akredite laboratuvarlarda ortalama 200 TL seviyesinde yapılan analizler, bakanlığın belirlemesi ile 1.700 TL’yi aşmaktadır. Bu rakamlar çok büyük maliyetler doğurmakta ve karşılığı alınamamaktadır. Bu konudaki ilgili komisyonun tekrar toplanması ve maliyetlerin 700 TL civarında optimal değerlere çekilmesi özellikle elzemdir. Ayrıca bakanlık kontrolü altında diğer akredite laboratuvarlara dağılım sağlanarak serbest piyasa kurallarına uygun serbestlik verilmesi manidar şekilde doğru olacaktır.
5- Rusya federasyonun özellikle Antalya ve İzmir menşeli ürünlere uyguladığı yasaklamanın binlerce üreticiye ve birçok ihracatçıya mal edilmesi son derece yanlış bir tutumdur. Bununla ilgili acilen Rus makamlarla toplantı yapılması ve durumun lehimize çevrilmesi elzemdir.
6- Tüm bu konuların görüşülmesi için Sayın Tarım Bakanımız ve ilgili Genel Müdürlüklerden heyet olarak toplantı talep etmekteyiz.
Yaş sebze ve meyve ihracatçıları, üretici komisyoncuları ve ihracatçıları adına Berdan Ber’in özetle paylaştığı notlar bu şekilde…
Görüşlere katılırsınız ya da katılmazsınız…
Biz elimizden geldiğince sektör paydaşlarının dile getirdiği bu konulara köşemizde yer vererek sektörün sesini duyurmaya çalışıyoruz.
Ama özellikle pestisit uygulamaları, denetim ve analiz gibi konular her kesimin çok hassas olduğu ve gıda güvenliği açısından ciddiyetle ele alınması gereken konular.
Konuya sadece ihracat odaklı bakmak hem yanlış hem de eksik olacaktır.
“AB ne istiyor?” ya da “Rusya ne talep ediyor?” penceresinden bakmak en başta 83 milyon insanımıza haksızlık olur.
Bu konu, ne politik ne de ekonomik kaygılara kurban edilemeyecek kadar hayati…
Umarız üreticisinden tüketicisine, ihracatçısından ekonomi yönetimine kadar herkesin memnun olduğu bir politika ortaya konur.
Ama tabii bizim ummamız da bir şey ifade etmiyor.
Umulanların gerçekleşmesi için herkesin elini taşın altına koyması ve ortak bir iradeyle adım atması gerekir.
Yoksa daha uzun yıllar umar dururuz…
İrfan Donat – Bloomberg HT Tarım Editörü