Davos’ta gündem iklim, Ukrayna ve ekonomi
Davos’ta bu yıl dünya liderleri ve iş dünyası temsilcilerden gelecek mesajlar küresel enflasyon baskılarının arttığı, büyüme tahminlerinin aşağı çekildiği, jeopolitik gerilimlerin ve emtia fiyatlarının yükseldiği bir dönemde büyük önem taşıyor.
Pandemi nedeniyle verilen iki yıl aranın ardından Davos’ta dün başlayan Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) bu yılki toplantısı, “Dönüm noktasındaki tarih; Hükümet Politikaları ve İş Dünyası Stratejileri” temalarıyla düzenlenecek. Küresel siyaset ve iş dünyasına yön veren isimler 26 Mayıs’a kadar devam edecek toplantılarda özellikle beş konuya odaklanacak: Ukrayna’nın yeniden inşası, küresel ekonomideki durum, iklim değişikliği, gelecekteki pandemilere hazırlanmak ve iş dünyasının ESG (çevresel, sosyal ve kurumsal yönetime ilişkin) çerçevesindeki sorunları. Davos’taki dünya liderleri ve iş dünyası temsilcilerinden gelecek mesajlar küresel enfl asyon baskılarının arttığı, büyüme tahminlerinin azaltıldığı, jeopolitik gerilimlerin ve emtia fiyatlarının yükseldiği bir dönemde büyük önem taşıyor. WEF’ten yapılan yazılı açıklamada bu yılki toplantının salgınının ardından ve Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle ortaya çıkan ekonomik zorlukların tartışıldığı stratejik bir platform olarak öne çıkmasının beklendiği belirtildi. Açıklamada, “Derinleşen küresel sürtüşmeler, kırılmalar ve yüzyılda bir görülen bir salgın karşısında, benzeri görülmemiş bu küresel şartlar, ortaklaşa hedef ve çözüm gerektiriyor. Toplantının amacı bu zorlukların üstesinden gelmek” denildi.
Kimler katılacak?
Davos’taki toplantılara bu yıl 50 devlet lideri, 300 hükümet temsilcisi ve yaklaşık 2 bin 500 küresel iş dünyası yetkilisinin katılması bekleniyor. Türkiye’den şu ana kadar resmi düzeyde bir katılımın bildirilmediği toplantıya Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB Parlametosu Başkanı Roberta Metsola, Avusturya Başbakanı Karl Nehammer, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Belçika Başbakanı Alexander De Croo, Bulgaristan Başbakanı Kiril Petkov, Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duque, Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic ve Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis gibi isimlerin katılması bekleniyor. Toplantıya katılması öngörülen diğer önemli isimler arasında, Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani de yer alıyor.
Başkan Schwab’ın mesajı
WEF Başkanı Klaus Schwab bu yılki toplantının önemini “Yıllık toplantı, salgın ve savaşın bir sonucu olarak ortaya çıkan çok kutuplu bir dünya ile karakterize edilen bu yeni durumda küresel liderleri bir araya getiren ilk zirve. Siyaset, iş dünyası, sivil toplum ve medyadan yaklaşık 2 bin 500 liderin bir araya gelmesi, kriz odaklı bir dünyada sorunlarla yüzleşmek için güvenilir, gayri resmi ve eylem odaklı bir küresel platforma duyulan ihtiyacı gösteriyor” şeklinde özetledi.
Toplantı kapsamında düzenlenecek panellerden bazıları “Toplumsal güvenin yeniden inşası”, “Sağlık sistemlerinin geleceğinin güvence altına alınması,” “Dirençli gelecek,” “Yaptırımların kullanımı ve etkinliği”, “Karbon emisyonunun sıfır düzeyine çekilmesi”, “Küreselleşmenin geleceği,” “Enerjide görünüm; krizi aşmak”, “Ukrayna’dan sesler” ve “Küresel gıda krizini önleme” başlıklarını taşıyor.
Ukrayna’nın inşası için Marshall planı gündemde
Davos’ta bu yıl yapılacak toplantılara Rusya’dan siyasetçi ya da işadamlarının katılması, WEF Başkanı Klaus Schwab tarafından yasaklandı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin video konferansla bir konuşma yapacağı toplantıda bazı Ukraynalı bakanlar, NATO genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un de aralarında bulunduğu liderlerle görüşecek. Bu kapsamda tartışılacak en önemli konulardan biri, Ukrayna’nın yeniden inşası için Marshall planı tarzı bir ilerleme sağlanıp sağlanamayacağı olacak. Daha fazla yaptırım uygulanıp uygulanmayacağı, Ukraynalı mültecilerin durumu ve bir gıda krizinin nasıl önleneceği de gündemde olacak.
Küresel ekonominin gündemi enflasyon
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo ve yaklaşık 50 ülkeden maliye bakanları yükselen enfl asyon ve durgunluk endişeleri karşısında çözümler sunmak için görüş alış verişi yapacak. Artan faiz oranları, giderek yükselen enerji maliyetleri, gelir eşitsizliklerinin giderilmesi için yapılması gerekenler ve çalışanlara yeni yetenekler kazandırılması da bu tema kapsamında ele alınacak konular olarak dikkat çekiyor.
İklim değişikliği: Kömüre dönüş tehlikesi
WEF’in ocak ayında yayınlanan küresel risk raporunda dikkat çeken en önemli endişeler küresel iklim değişikliği ve hükümetlerin, işletmelerin ve finans dünyasının bu konuda çok az şey yaptıkları doğrultusundaydı. Ukrayna’nın işgalinin ardından yükselen enerji fiyatları, Rus gazından kurtulmaya çalışmanın kömüre geri dönüşü tetikleyeceği endişesini de beraberinde getirdi. Çin iklim elçisi Xie Zhenhua, ABD’li mevkidaşı John Kerry ile görüşecek. Ancak Washington ve Pekin arasındaki ilişkilerin gergin olduğu bir ortamda, Kasım ayındaki COP 26 zirvesinde bulunulan taahhütler konusunda bir ilerleme sağlanabilecek mi hep birlikte göreceğiz.
Gelecekteki pandemilere hazırlanmak
WEF’in ocak 2020’deki son yüz yüze toplantısında katılımcılar Çin’de yayılmakta olan koronavirüsün farkındaydı, ancak COVID-19’un tüm dünyayı nasıl etkileyeceğini hayal bile edemezlerdi. Benzer bir durumun tekrarlanmaması ve buna ne kadar hazırlıklı olunduğu konusunda çok sayıda etkinliğin yer alacağı zirveden yeni izleme sistemleriyle ve yoksul ülkelere daha fazla aşı sağlanmasıyla ilgili açıklamalar gelebilir. Bakanlar, yöneticiler ve uluslararası kuruluşlar düzeyinde “toplu eylemi hızlandıracak” girişimler söz konusu olabilir.
Çalışma hayatındaki sıkıntılar tartışılacak
Bu grupta tartışılacak olanlar daha çok iş dünyası ve çalışma hayatındaki sıkıntılarla ESG (çevresel, sosyal ve kurumsal yönetime ilişkin) çerçevesindeki sorunlara odaklanıyor. İş dünyası yöneticilerinin bu yılki endişeleri, büyük istifa dalgasından tedarik zincirindeki kırılganlıkların nasıl azaltılacağına kadar uzanıyor.