Tarımda maliyetler zirve yaptı. ‘1 ton gübre neredeyse 1 dönüm arazi fiyatına eşdeğer oldu’
Yetersiz gübre kullanımından dolayı verimde en az yüzde 50 düşüş yaşanacak. Fahiş elektrik fiyatları nedeniyle bu yıl sulama da istenilen seviyede yapılamayacak. Bazı tarlalara maliyeti kurtaramayacağı için biçerdöver bile girmeyecek.
Mazot, gübre, zirai ilaç ve elektriğe yapılan fahiş zamlar yetmiyormuş gibi çiftçiyi kuraklık ve don da vurdu. Türkiye tarımının lokomotif ovaları bu yıl neredeyse gübre yüzü görmedi. Yetersiz gübre kullanımından dolayı verimde en az yüzde 50 düşüş yaşanacak. Özellikle bu yıl Türkiye’nin buğday, kırmızı mercimek, arpa ve fıstık ambarı olarak bilinen Doğu ve Güneydoğu’da don ve kuraklık nedeniyle ciddi verim kaybı olacak. Bu, yem bitkilerini de etkileyecek ve gıda krizi yem krizini de beraberinde getirecek.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, ZMO Şanlıurfa Şube Başkanı Abdullah Melik, Elbistan Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ali Bulut, ZMO Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz ile Türkiye tarımını konuştuk.
ZMO Başkanı Baki Remzi Suiçmez:
Buğday, arpa, nohut, mercimek gibi kırsalda yetişen ve kışlık ekimi yapılan ürünlere yeterli gübre atılamadı. Yağışlar da az oldu. Verim kaybının olacağı gerçek. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da ciddi kuraklık etkisiyle rekolte düşecek.
İki hafta önce Adana’da ciddi don oldu. Sulama ile yapılan alanlarda bile fideler yandı. Buğdayda yüzde 50’ye varan verim kaybı var. Türkiye genelinde yeterli gübre atılamaması, kimi yerde kuraklık ve don verimi düşürecek. Bu aynı zamanda yeterli saman olmayacak demek. Bu da hayvancılığı zorlayacak.
Şu anda çiftçi önünü göremiyor. Buğdayın, arpanın, ayçiçeğinin, mısırın, pancarın, pamuğun, bakliyatın alım fiyatları açaklanmadı. Alım garantisi gündemde değil. Dolayısıyla çiftçi hangi ürünü ekeceği konusunda da sıkıntı yaşıyor. Alım fiyatları özelikle arz açığının ortaya çıktığı ürünlerde açıklanmalı. Kendimize yettiğimiz ürünler belki daha az ekilmeli. Alım garantisi verilmeli. Bir sonraki yılın ekiminin de yapılabilmesi için çiftçiye fark ödemesi yapılması gerekiyor.
Mesela buğdayda hasat zamanına geldik, taban fiyat hâlâ açıklanmadı. Çiftçiyi baskı altına almak için hep hasat zamanında ithalat yapılıyor.
Yeterli gübreyi zamanında atmazsanız yüzde 50 verim düşüklüğü oluyor.
İş bittikten, hasat yapıldıktan sonra taban fiyatları açıklamayla, çiftçiye para vermeyle yönlendirici ekim olmaz. Çiftçi kafasına göre ürün eker. Patates, soğanda yaşadığımız gibi bir yıl ürün kıtlığı bir yıl ürün fazlalığı yaşarız.
Şu anda birçok yerde çiftçi ya yeniden masraf yapmamak için ikinci gübreyi atmıyor ya tarlayı sürüp ikinci bir ürün ekmiyor.
Güneydoğu ve Adana’da kışlık buğdayda hasat yakında yapılacak. Bu yıl ya bazı tarlalara biçerdöver giremeyecek. Tohumdan hasat olursa verim beklememek gerekiyor çünkü gübre yok, su yok, ilaç yok.
Biçerdöver girecek masrafa değmez. Ya da tarlayı tekrar sürüp masraf edeyim diyemiyor. Gübre mazot fiyatı çok yüksek. Diyelim ki yine buğday ekecek, kaç liradan satacak o belirsiz. Öyle bilerek yaratılan bir kısır döngü var.
TEFECİ DE PARA VERMİYOR
ZMO Şanlıurfa Şube Başkanı Abdullah Melik:
Urfa’da 1 ton gübre 1 dönüm arazi fiyatına eşdeğer oldu. Üre gübrenin tonu bir ara 17 bin lirayı aştı. Mazotun litresi son bir yılda yüzde 226, elektrik fiyatı yüzde 127 arttı, gübre yüzde 400, zirai ilaç yüzde 400 zamlandı. Bu zamlara karşı devletin verdiği destekler de buharlaştı.
Burası GAP’ın başkenti. 3 milyon dönüm devlet sulaması, 1 milyon dönüm halkın kendi sulaması var. Bu yıl Urfa’da 2.5 milyon dönüm buğday ekilmiş, bunun 2 milyon 200 bin tonu sulu koşullarda, 1 milyon 200 bin ton kırmızı mercimeğin 800 bin tonu kuru koşullarda ekilmiş. 800 bin ton kuru koşullarda arpa ekildi. Kuraklıkla arpada, mercimek ve kuru koşullarda ekilen buğdayda yüzde 75 ile yüzde 90 arasında ürün kaybı oluşacak.
Kuru koşullarda tarım yapanlar hemen hemen hiç gübre kullanmadı. Sulu koşullarda ekim yapanlar da çok az kullanıyor. Yine birim alandan düşük rekolte alınacak. Kıtlık olacağı kesin.
İki yıldır bölgemizde kuraklık var. Nisan ayında bir de don olayı yaşandı. İki yıl üst üste kuraklık yaşayan hiçbir çiftçi bu duruma dayanamaz. Hükümetin bunu görüp “tabii afet” ilan etmesi gerekiyor.
Hükümet çiftçiyi kaderine terk etti. Artık tefeci dahi çiftçiye, üreticiye para vermiyor. Tarım kredi kooperatifleri bile piyasayla aynı fiyatla çiftçiye ürün veriyor. Borçlar karşılığında araziler ipotekli olduğu için çiftçi bankalardan da kredi alamıyor.
Urfa Bozova Yaylak Projesi’nde 18 bin 322 bin hektar arazi basınçlı sulamayla sulanıyor. Bu alanda enerji maliyetleri yüksek olunca sadece 6 bin 900 hektarı sulanabiliyor.
Artık çiftçi üretimden kopmuş durumda. Son 12 yılda çiftçi sayısı 1 milyon 16 binden, 586 bin kişiye düştü. Kuru koşullarda tarım yapanlar artık işi bırakıyor. Sıkıntı ciddi.
FATURA ÜÇE KATLANDI
Elbistan Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ali Bulut:
Bu yıl çiftçi taban gübrelerini yarım attı, güz gübresini de ekemedi. Yaz gübresinde de ciddi sıkıntı var. Çiftçi kaliteli gübre atacağına düşük kalitede gübre kullandı. 15 kilo atması gereken yere yarısını attı. O da üretime yansıyacak.
Şimdi sulama dönemi. Elektrik faturası üçe katlandı. Geçen yıl 30 bin TL fatura gelen bir çiftçiye bu yıl 90-100 bin lira gelecek. Az sulasak verim düşecek. Çiftçi her yönüyle ciddi sıkıntıda.
Maliyetler çok yükseldi diye kırsal, kuru tarımda ekim yapmayan çiftçi sayısı artıyor.
Eskiden petrol istasyonlarından çiftçiler veresiye tankerle mazot alırdı, şimdi bidonla bile veremiyorlar.
Bölgedeki kayısıların yüzde 80’i don kurbanı oldu.