GüncelTarım

Tahıllarda ‘yüksek fiyat’ senaryosu korunuyor!

Mısır, soya fasulyesi ve buğday fiyatlarını son yılların en yüksek seviyesine çıkaran sorunların, 2008 krizindeki kadar hızlı çözülemeyeceğini söyleyen Rabobank analisti Vogel uyarıyor: “Fiyatlarda hatırı sayılır bir düşüşten bahsetmemiz için iki, üç hatta dört yıl geçmesi gerekebilir.”

Bazı uzmanlar tarafından uzun vadede en iyi yatırım araçlarından biri olarak gösterilen emtia, talep görmeye devam ediyor. Küresel ekonomide, aşıların yaygınlaşmasıyla başlayan iyimserlik, yeşil ekonomi yatırımlarının hız kazanması ve birçok üründe yaşanan tedarik sıkıntısı emtia fiyatlarını son 1 yıl içinde yüzde 35 yükseltirken, yılbaşından bu yana fiyat artışları yüzde 8’e yaklaştı. Enerji, metaller ve tarımsal ürünlerde senkronize bir artış yaşanırken, uzmanlar tahıl fiyatlarında ‘yüksek fiyat’ senaryoları yazılmaya devam edeceğini söylüyor.

ABD’de tahvil faizlerindeki artış ve doların güçlenmesi nedeniyle son günlerde baskı hisseden emtia piyasalarında ekonomik toparlanmayla birlikte fiyatların yeniden ivme kazanacağı görüşü hakim. COVID-19’un ekonomideki gölgesinin azalmasıyla gıda talebindeki artışın tahıl fiyatlarını yukarıda tutmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Tarım emtiaları konusunda analizleriyle bilinen Rabobank’ın tarım araştırma başkanı Stefan Vogel, tahıl piyasalarındaki “yüksek fiyat senaryolarının” bir süre daha korunacağını söylüyor ve bu yıl güçlü bir ABD hasadının bile arz sıkışıklığını çözmeyeceği konusunda uyarıyor. Vogel, Agrimoney tarafından düzenlenen online bir seminerde yaptığı açıklamada, mısır, soya fasulyesi ve buğday fiyatlarını son yılların en yüksek seviyesine çıkaran nedenleri; 2007-2008 döneminde meydana gelen fiyat artışlarını tetikleyen sebeplerden daha hızlı çözmenin zor olduğunu ifade ediyor. O dönemde fiyatların “Kuzey Yarım Küre’deki iyileşen üretimin yardımıyla bir anda düştüğünü hatırlatan Vogel ancak bu kez üretim artışının, fiyatlardaki ralliyi geri çevirmeye yetecek güçte olduğuna inanmadıklarını belirtiyor.

Mısır ve soya ekim alanlarına dair tahminler düştü
Nitekim ABD Tarım Bakanlığı’nın (USDA) açıkladığı son veriler, üretimin talebi karşılamakta zorlanabileceğine dair endişelerin haklı olabileceğini gösteriyor. USDA, 2021-22 pazarlama yılı için ABD mısır ekiminin 91.1 milyon dönüm olarak tahmin edildiğini, ülkedeki soya fasulyesinin 2021-22 için 87.6 milyon dönümlük alanda görüldüğünü bildirdi. Her iki veri de, şubat ayındaki tahminlerin altında kılıyor. Ayrıca 1 Mart itibarıyla ABD buğday stoklarının, altı yılın en düşük seviyesi ve üç yıllık ortalamanın yüzde 15 altında 1.272 milyar kile olacağı tahmin ediliyor. Şubat ayındaki tahminlerin altında kalan son rapordaki tahminler piyasaları şaşırttı. Mısır ve soya fiyatlarında son aylardaki yükselişin, ekili alanların genişlemesine yol açması bekleniyordu.

Bununla birlikte Brezilya’da son 10 yılın en yavaş soya fasulyesi hasadı, mısır ekiminin gecikmesi ve Arjantin’deki kuraklık, Güney Amerika’nın tarımsal üretimi konusundaki kaygıları artırıyor. Vogel, 2008’deki kadar hızlı bir şekilde sorunların çözüme kavuşmasının beklenemeyeceğini dile getiriyor.

“Fiyatlarda hatırı sayılır düşüş 2-3 yıldan önce olmaz”
Özellikle yağlı tohum grubundaki tahıllarda sıkışıklığın 2022’ye sarkacağını ön gören analisti, başlıca üretim bölgelerinde hava muhalefeti yaşanmasa bile üretim kaynaklı sıkışıklığın aşılmasının en azından iki-üç sezon sürebileceği uyarısı yapıyor. Vogel, “Fiyatlarda hatırı sayılır bir düşüşten bahsetmemiz için iki, üç hatta dört yıl geçmesi gerekebilir” diyor.

Saxo Bank: Bolluk yerini sıkışıklığa bıraktı
Saxo Bank da kuzey yarımkürenin ekim ve mahsul dönemlerinin dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerektiğini belirtiyor. Geçen yıl başta tahıllar ve yağlı tohumlar olmak üzere birçok gıda ürününde ‘bolluk’ döneminin yerini arz sıkışıklığına bıraktığını hatırlatan Saxo Bank Emtia Stratejisti Ole Hansen de şu değerlendirmede bulunuyor: “İlk çeyrekte Güney Amerika’daki hava durumu endişeleri ve geçen yıl Çin’den yapılan güçlü alımlar 2020-21 sezonunda stokların son yılların en düşük seviyesine ineceği beklentisi yarattı. Bunu akılda tutarak önümüzdeki aylarda özellikle ABD ve Karadeniz bölgesindeki ekim ve üretim koşulları dikkatli bir şekilde izlenmeli.”