BİR DEVRİN SONU
YAPRAK ÖZER / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER Başkan Suiçmez, üretici için hayret, gayret, sabret devrinin bittiğini söyledi
Üreticinin 2020 yılında toplam borcunun 180 milyar lira düzeyine yükseldiğini söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Bu yıl ülkemiz tarım sektörü için hüsran yılı olacak. Çiftçilere yapılacak 2021 destekleri hayret, gayret, sabret devrini bitirdi” dedi
Artan maliyetler karşısında tükenme noktasına gelen üreticinin borcu 180 milyar liraya yükseldi. Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “2020 yılında çiftçinin toplam borcu 180 milyar lira düzeyine yükseldi. Bankalarca kullandırılan toplam 128 milyar lira tarımsal kredinin 118 milyar lirası nakdi kredi, 5.4 milyar lirası takipteki kredi ve 4.7 milyar lirası gayri nakdi kredi oldu. 2021 yılı ülkemiz tarım sektörü için hüsran yılı olacaktır. Çiftçilere yapılacak 2021 destekleri; hayret, gayret, sabret devrini bitirdi. Ülkemiz tarım sektörünü nasıl bir geleceğin beklediğini anlayabilmek için söylem dışında sektöre yönelik resmi belgelere bakmak gerekmektedir. Tarımsal desteklerin yeterli olmaması dışında bu konudaki en önemli sorunların başında desteklerin zamanında ödenmemesi gelmektedir. 2020 Kasım ayı verilerine göre 2019 yılına ait 18.4 milyar lira ödeme ile desteklerin henüz yüzde 84’ü ödenmiştir. Devletten fazlasıyla alacaklı iken uygulanan gecikmeli bu ödeme şekli çiftçiyi sürekli borçlu konumuna düşürmektedir” dedi.
“ACİLEN DESTEK VERİLMELİ”
Tarımın acilen desteklenmesi gerektiğini söyleyen Başkan Suiçmez, “TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak bir kez daha yineliyoruz: Türkiye tarım sektörü gecikmeksizin desteklenmelidir. Neoliberal tarım politikalarının ülkemizde kronikleşen tarım ve gıda sektörü ile kırsal alan sorunlarını geçmişte olduğu gibi günümüzde de çözemediği ortadadır. Ülkemizde önceki yıllarda olduğu gibi pandemi sürecinde de yapısal sorunları çözmek yerine “yerli ve milli” söylemi dışında maalesef yerli üretimi ve üreticiyi korumaya yönelik somut ekonomik desteklere dayalı üretim seferberliğine yönelik kamucu tarım politikaları uygulamaya konulmamaktadır. Tarımsal altyapı sorunlarının çözülmediği, dışa bağımlı girdi fiyatlarının sürekli arttığı, uygun kredi olanaklarının yaratılmadığı, desteklerin yeterli ve zamanında ödenmediği önümüzdeki üretim döneminde iklim koşullarındaki olumsuzluklar da çiftçilerimizi daha zor bir dönemin beklediğini göstermektedir. Rant ve faiz ekonomisi yerine üretim ekonomisine geçilmediği sürece Pandemi sürecinin belirsizliği ve ülkemizde yaşanan ciddi kuraklık sorununun da etkisiyle 2021 yılı tarım sektörü için kriz yılı olmaya devam edecektir” şeklinde konuştu.
“DIŞA BAĞIMLI YAŞIYORUZ”
Gümrük vergilerinin tarım için çözüm olmadığını belirten Başkan Remzi Suiçmez, “Ülkemizde maalesef üretim ekonomisi yerine yine girdilerde ve ürünlerde dışa bağımlı bir süreç yaşamaktayız. Mısır, buğday ve arpada gümrük vergilerini sıfırlamak çözüm değildir. Yemde yüzde 45 oranında dışa bağımlı olmamız artan döviz nedeniyle hayvancılığımızı olumsuz etkilemektedir. Çiğ süt üreticisinden esirgenen desteğin yansıması bir sonraki aşamada kesimler sonucu et sorunu ve yüksek fiyatlar olarak karşımıza çıkacaktır. Kendi çiftçimize vermediğimiz desteği dışalım yoluyla başka ülkelerin çiftçisine verme yanlışına devam etmemeliyiz. Dünyada artan ürün fiyatları ve yükselen stok alımları, ekonomik krizdeki ülkemizin istese de dışalım yapmasını daha da güçleştirecektir” şeklinde konuştu.
ÇÖZÜMLERİ ANLATTI
Çözümlere de değinen Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Stratejik bir sektör olan tarım sektörünü gecikmeksizin korumak ve somut önlemlerle üretim ekonomisine geçmektir. 5488 sayılı Tarım Kanunu gereği, bütçeden tarıma ayrılan kaynak, 2021 yılı bütçesi ve sonraki yıllar için gayrisafi millî hâsılanın en az yüzde 1’i düzeyine yükseltilmelidir. 2019 yılı destekleme ödemeleri tüm illerimiz için derhal ödenmeli, 2020 destekleme ödemeleri ise 2021 yılı bitmeden ödenmelidir. Tarımsal desteklerin yönlendiriciliğinde ivedilikle ülkesel ve bölgesel tarımsal üretim planlamasına geçilmelidir. Dövizdeki artışa paralel artan girdi fiyatlarındaki kaçınılmaz yükselişi önlemek ve üretime kesintisiz devam etmek için gübre, tohum, ilaç, yem, mazot, elektrik gibi temel girdilerin maliyetleri düşürülmeli, tarımsal girdilere destek verilmeli, KDV/ÖTV indirimi dahil üreticiyi ve üretimi rahatlatıcı önlemler ivedilikle alınmalı, ek ekonomik destekler açıklanmalıdır. Üreticilerimizin kamu ve özel bankalar ile Tarım Kredi Kooperatiflerinden aldıkları krediler yapılandırılmalı, faiz silinmesi yanında ana para için kredinin alındığı dönemin faiz koşullarıyla yapılandırma gündeme gelmelidir. Çiftçilerin BAĞKUR ve SSK borçları ertelenmelidir. Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri tarım işletmelerini de kapsamalıdır. Tarımsal sulama yatırımları artırılmalı, elektrik ve su için çiftçi borçları yapılandırılmalıdır. Tarımsal girdilerin üretilmesi ve üreticiye ulaştırılması konusunda ülkemiz için farklı seçenekler aranmalı, öncelikle tarımsal ilaç ve gübre olmak üzere yerli girdi üretimine yönelik gerekli ar-ge çalışmaları hızlandırılmalı ve süreç koşulsuz desteklenmelidir” ifadelerine yer verdi.