Denizbank Hakan Ateş Ortodoks Politikaların Gelmesini Bekleyeceğiz
Dünyanın hiçbir yerinde banka genel müdürleri açık sözlü konuşmalarıyla bilinmez, Türkiye’de ise özellikle kapalı konuşulur, hatta hiç konuşulmaz. Ancak son dönemde Tayyip Erdoğan hükümetinin “Türkiye Ekonomi Modeli”ne açıktan eleştiri getiren banka genel müdürleri görülmeye başlandı.
Önce İş Bankası Genel Müdürü üst üste iki gün eleştirilerini dile getirdi, bankalarda yaşanan TL sıkışıklığını anlattı. Vatandaş TL mevduattan kaçınıyordu ve mevduatın vadesi çok kısaydı. Bu yüzden bankalar uzun vadeli TL kredi veremiyordu; üstelik kredi faizleri çok daha düşüktü. Bu eleştirilerin ardından bankalara üstü kapalı izin verildi, mevduat faizleri yüzde 25’e gelmeye başladı, kağıt üzerinde kredi faizleri ise yüzde 15-16’larda. Ama İş Bankası Genel Müdürüne göre yatırım kredi alan yok, herkes işletme kredisi istiyor, bankalar da bunu vermiyor.
Dün de Denizbank Genel Müdürü Hakan ateş oldukça sert eleştiriler getirdi. Ateş Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliğinin (AKTOB) düzenlediği 12. Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nde yaptığı konuşmada, bankaların yurt dışından sağladığı fonlarda 69 milyar dolarlık bir azalma olduğunu söyledi. Vadesi gelen dövizin dışarıya geri ödendiğini ancak yenilenmediğini belirten Ateş, bankacılıktaki dış fonlamanın 164 milyar dolardan bugün 95 milyar dolara gerilediğine dikkat çekerek, “Sermaye hareketlerinin Türkiye’de daima serbest olma zarureti vardır. Türkiye olarak sermaye hareketlerini asla kısıtlamayıp ferah bırakmak zorundayız” dedi.
Ateş, mevduat faizlerinde son günlerdeki yükseliş eğilimi ile ilgili olarak da, “Mevduat tarafında faizlerin yüzde 25’lere gittiğini görüyoruz. O tarafta mudiyi kaçırmak istemiyoruz” diye konuştu. Gün içinde Bloomberg HT’ye konuşan Ateş, TL mevduat faizinin ticari kredi faizinin üstünde olmasının sektöre etkilerine dair soruya şu yanıtı verdi: “Evet, orada ters bir döngü var. Mudi kaçırmak istemiyoruz. Dolayısıyla kur korumalı mevduat yapmıyorsa, kote edilen faizlerin yüzde 25’lere kadar gittiğini duyuyoruz. Krediyi de yüzde 15 ile verince zarar ediyorsunuz diyorsunuz. Kâr zararın ortağı. Bir noktada şu anda istihdamı korumak, kuru belli bir seviyede tutup geçişkenlik etkisi nedeniyle enflasyonu daha da azdırmamak istiyoruz. Ortodoks, bilinen ekonomi tarzına dönüşün gelmesini bekleyeceğiz”.