Kirişçi: 19 yılda 85,3 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Türkiye, tarım ve orman sektörlerinde kendine yeten net ihracatçı bir ülkedir. 207 ülkeye 2 binden fazla tarımsal ürün ihracatı gerçekleştirmekteyiz. 17,7 milyar doları son 3 yılda olmak üzere, 19 yılda 85,3 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Avrupa Birliği (AB) Tarımdan Sorumlu Komisyon Üyesi Janusz Wojciechowski ile Tarım ve Orman Bakanlığı- AB Yüksek Düzeyli Tarım Diyalog Toplantısı’na başkanlık etti.
Devlet Su İşleri’nde (DSİ) gerçekleştirilen toplantıya, Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Nihat Pakdil, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü (TAGEM) Nevzat Birişik, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü İsmail Üzmez, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Durali Koçak, Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mehmet Hasdemir katıldı.
“AB’NİN OLUMLU ADIMLARINI BEKLİYORUZ”
Bakan Kirişci, AB üyeliğinin Türkiye için stratejik bir hedef olmaya devam ettiğini belirterek, şunları söyledi;
*Bu yolda sürdürdüğümüz katılım müzakereleri ise ilişkilerimizin adeta bel kemiğidir. Türkiye, AB için yalnızca komşu bir ülke ya da önemli bir ortak değildir. Türkiye’nin en önemli özelliği müzakere eden aday ülke olmasıdır.
*Rusya- Ukrayna savaşı dahil bölgemizdeki son gelişmeler, Türkiye’nin AB için başta güvenlik ve enerji olmak üzere pek çok alanda önemini bir kez daha teyit etmektedir. İçinde bulunduğumuz jeopolitik sınamanın ciddiyeti, AB’nin küresel konularda Türkiye’yi yanında tutması ve dahil etmesi gereğini açıkça ortaya koymaktadır.
*Üyelik dayanışması ve veto hakkını kötüye kullanımının, AB’nin stratejik çıkarlarına zarar vermesine izin vermemesini temenni ediyoruz. Tüm bunlarla beraber AB’nin artık ilişkilerimizin önünü açacak şekilde somut ve anlamlı adımlar atmasını bekliyoruz.
“DİYALOĞU İLERİYE TAŞIMANIN YOLLARINI ELE ALDIK”
Kirişci, Türkiye- AB Yüksek Düzeyli Tarım Diyaloğu’nu ilk kez gerçekleştirdiklerini belirterek şunları söyledi;
*Toplantı boyunca mevcut küresel gelişmeleri de göz önünde bulundurarak, Türkiye ile AB arasındaki diyaloğu ve iş birliğini daha da ileriye taşımanın yollarını ele aldık. 2005 yılından bu yana, AB ile yürüttüğümüz katılım müzakereleri kapsamında, ülkemizin refahını yükseltmek adına, AB standartlarını hedef alarak yasal düzenlemeleri yapmaya başladık.
*Çünkü biliyoruz ki Türkiye ile AB’nin menfaatleri, Türkiye’nin AB üyeliği ekseninde birbirini tamamlar ve güçlendirir niteliktedir. Bu nedenle üyelik perspektifinin güçlendirilmesi ve ilerletilmesi büyük önem taşımaktadır.
“19 YILDA 85,3 MİLYAR DOLAR DIŞ TİCARET FAZLASI VERDİK”
Türkiye’nin tarımsal hasıla açısından Avrupa’da 1’inci, dünyada ise ilk 10 ülke arasında yer aldığını açıklayan Kirişci, sözlerine şöyle devam etti:
*Özellikle son 3 yıldır, tarım ve ormancılık sektörlerimiz istikrarlı bir şekilde büyümeye devam etmektedir. Türkiye, tarım ve orman sektörlerinde kendine yeten net ihracatçı bir ülkedir. 207 ülkeye 2 binden fazla tarımsal ürün ihracatı gerçekleştirmekteyiz.
*17,7 milyar doları son 3 yılda olmak üzere, 19 yılda 85,3 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik. Hepimizin tanık olduğu gibi, 2020’nin başından bu yana devam eden Kovid- 19 salgını, dünyada tarım ve gıdanın önemini ortaya çıkardı.
*Hem salgın hem de savaş gibi yaşanan diğer krizler sebebiyle dünya genelinde, gıda tedarikinde ciddi sorunlar yaşanmaya devam etmektedir. Çok şükür, aldığımız tedbirler sonucu gıda arzında hiçbir sıkıntı yaşamadık. Bundan sonra da yaşamayacağımızı ifade etmek isterim.
*Ancak bu süreç bizlere, kendine yeterlilik ve kısa tedarik zincirinin önemini bir kez daha hatırlatmış oldu. Bunun yanı sıra gelişmiş ülkelerde stratejik tarım ürünlerindeki stokçuluk durumunun, buna imkanı olmayan az gelişmiş ülkeler açısından ne denli büyük sorunlar oluşturduğunu da ortaya koydu.
*Ukrayna savaşı ve bölgemizdeki son gelişmeler, Türkiye’nin AB için başta güvenlik olmak üzere enerji ve gıda güvenliği gibi pek çok alanda, ne denli önemli olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştur. (DHA)