Örenciklilerden bilirkişi heyetine: Bizi duyun, projeyi iptal edin
Örencik’te bilirkişi incelemesi tartışma, gerginlik ve öfkeyle tamamlandı. Köylüler, hakkaniyetli olunursa madene izin verilmeyeceği görüşünü savunuyor.
TEMA’nın hazırladığı çalışmaya göre, Kütahya’nın yüzde 91’i madenlere ruhsatlı. Henüz açılmamış, yargı aşamasında pek çok maden projesi bulunuyor. Maden açılması planlanan yerlerden bir tanesi de Simav’a bağlı Örencik Köyü… İki yıldır madene karşı itiraz sesleri yükseliyor. Zenit Madencilik tarafından yapılmak istenen madene karşı köylülerin açtığı dava sonrası mahkeme bölgeyi incelemek üzere bilirkişi heyeti atıyor.
28 Şubat, bilirkişi incelemesinin yapılacağı gün… Köylüler meydanda toplanmış, endişeli ve öfkeli şekilde bekliyorlar. Köy meydanı, Bursa, Balıkesir, Manisa, Uşak gibi çevre kentlerden gelen kalabalık ile dolu. Konuşmalar yapılıyor: “Altın tabağa konup yenmiyor.” Bu cümle, köyünde altın madeni açılmaması için mücadele eden Örencikli kadınlara ait. Bilirkişilerin Örencik’in yanı başında bulunan Avcılar Köyü’ne ulaştığı haberi geliyor, keşif başlamak üzere…
Bilirkişi incelemesine katılmak isteyenlerle jandarma arasında zaman zaman tartışma yaşandı.
‘NEREYE GİDELİM?’
Oldukça sarp bir arazisi var Örencik’in. Köye, yüksek dağların arasından kıvrımlı yolları dolanarak ulaşıyoruz. Uzun ardıç ağaçları dikkat çekiyor. Yeşilin her tonu biraz daha yukarı çıktıkça belirginleşiyor. Hava oldukça soğuk, yağmur şiddetli, zaman zaman kar dökülüyor gökyüzünden. Köy girişinde kocaman bir pankart karşılıyor dışarıdan gelenleri: “Zenit Egrigöz Dağı’ndan defol.” Köylülerin bütün hazırlıkları tam. Kalabalık tahmin edilerek bir gece önceden yufkaları açılmış, gözlemeler yapılmış. Biraz muhabbetin ardından gözleme, çay ikramı yapılıyor. Milletvekilleri, STK temsilcileri peşi sıra uzun uzadıya konuşuyor. Örenciklilerin kaygılı olduğu anlaşılıyor. Kimi kalabalıktan birkaç adım geride izliyor ortamı. Kimi tam ortada öfkesini dile getiriyor: “Köyden gitmek istemiyoruz, bu yaştan sonra nereye gidelim?” Ve kalabalıktan haberi olmuşçasına, bilirkişi heyeti ve davacılar Avcılar Köyü’nün başına davet ediliyor. İlk inceleme orada. Saat 10.30 sisli mi sisli bir tepe… Rüzgar etrafın açık olmasından dolayı oldukça sert esiyor. Yerler çamura bulanmış. Köylüler araçlara doluşuyor. Hemen heyetin yanına gitmek istiyor. Ancak kalabalık asker grubu dikkat çekiyor. Sayılarının yüzlerce olduğu geldikleri araç sayısından anlaşılıyor. Her 100-150 metrede yollar kapatılmış, barikatlar kurulmuş. Silahların şarjörleri takılı, iki elle tutuluyor. Başlarında bir yüzbaşı köşeden emir veriyor: “Kimlik kontrolü yapın, herkesi geçirmeyin.”
‘KAYIHAN PALA HALK SAĞLIĞI UZMANI OLARAK DİNLENSİN’
CHP Milletvekili Orhan Sarıbal, müzakere ederek yolun açılmasında etkili oluyor. Öyle sıkı mekanizma işletiliyor ki, incelemeye katılmak için avukat olmak, uzman olmak yetmiyor. Müdahillik başvurusunda bulunan kimi avukatlar alana alınmıyor. Keza, Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın dinlenme talebi de reddediliyor. Davacı Kütahya Barosu Çevre Komisyonu’ndan avukat Ali İhsan Bakır, bilirkişi heyetinde halk sağlığı açısından uzman bulunmadığına itiraz ederek, Kayıhan Pala dinlensin diye tekrar ediyor. Mahkeme heyeti yine kabul etmiyor. Kısa süreli tartışmaların ardından saatin ilerlemesi, gezilecek çok yer olması nedeniyle hakim keşfe başlanmasını söylüyor. Ancak burada da havadan görüntü ile keşif yapılmasına itirazlar yükseliyor. Avukat Ali İhsan Bakır, keşfin manipüle edildiğini söyleyerek, yürüyerek gezilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Üstelik bu tartışmalar epey sisli bir havada gerçekleşiyor. Nitekim, havadan da görüntü alınıyor. Ardından gezme kararı da çıkıyor. Basının alınmadığı keşfi barikatın arkasından izliyoruz.
Bilirkişi heyeti, tarihi yerleri inceliyor.
‘MÜSTERİH OLUN’
Aradan bir saate yakın bir süre geçiyor. Heyet geri dönüyor. Avcılar’daki keşif tamamlanıyor. Sırada Örencik’in ormanlık alanları, tarihi yerler, akarsular var… Köylülerden Seyfi Akçakaya, projeye onay veren bürokratlara sesleniyor: “Bizi duyun, bu projeyi iptal edin.” Oldukça yoğun jandarma, polis kuşatması her yerde kendini gösteriyor. Ortamda süreklilik arz eden bir gerginlik daima beliriyor. Polisler, biraz geriden yarım daire şeklinde kitleyi izliyor.
Benzer tartışmalar tekrar ediyor. Bursa Barosu’ndan Eralp Alptekin de alanda. Projenin lokal bir yerde değil, Bursa’ya kadar uzanan etkilerinin de inceleme konusu edilmesi gerektiğini söylüyor. Mahkeme heyeti her yeri gezme olanaklarının olmadığını ifade ediyor. Ayrıca, alanda “kültür varlığı yoktur” ifadelerine Ali İhsan Bakır itiraz ediyor ve “kültür varlıkları var, inceleme yapılmalı” diyor. Heyet, “müsterih olun” yanıtını veriyor.
‘HER ŞEY PARA DEĞİL’
Yapılan incelemede heyetin maden atığının nereye akacağı, akarsularla kesişim noktalarını gezerek fotoğrafladığını öğreniyoruz avukatlardan. Örencik’te keşif uzunca bir süre devam ediyor. Saat 15.00’e yaklaşıyor. İnceleme yapan heyetin geri döndüğü, jandarma barikatından görünüyor. Yine keşifte ne olduğunu sorduğumuz avukatlar, çıkan bir tartışmayı anlatıyorlar. Şirketin genç avukatları, oldukça kendinden emin ve özgüvenli görünüyorlar. Keşif esnasında, “Biz insaflıyız. Eşme’de madenin ne zararı oldu ki? Bu mağaraları maden etkilemeyecek” sözlerine davacı avukatların “her şey para değil” yanıtı verdiğini öğreniyoruz. 16.30’da keşif sona eriyor. Balıköy’deki Jandarma Krakolu’nda tutanak tutulması için buluşuluyor. Yine dışarıda bekliyoruz. Saat 17.00’yi geçiyor. Keşif tutanakları imzalanarak bilirkişi incelemesi son bulmuş oluyor. Artık heyetin gözlemleri raporlara yansıdıktan sonra mahkemeye sunulacak, ardından mahkemenin karar vermesi beklenecek.