Tarımda atık sorunu: Ne olacak bu kadar plastik çöp?
Tarımsal plastik kullanımı oldukça ciddi bir gıda güvenliği ve çevre sağlığı sorunudur. Verimliliği kısa vadede arttırmak amacıyla plastik kullanımını adeta sınırsız hale getirmek uzun vadede ciddi sorunlar yaratacaktır.
Türkiye’nin tarımsal üretimi, tarımsal ürünlerin yanında ciddi anlamda çöp üreten bir üretim şekline dönüşmüş dersek yanlış yapmış olmayız. Pestisitinden, fide ambalajına, ipinden filesine, kasasından sera poşetine ve sulama borusuna kadar ciddi bir plastik çöp söz konusu. Özellikle erken hasat yapabilmek için uygulanan alçak tünel sera örtü poşetleri adeta bir katasrofi! Karpuz, kavun, kabak, yeşillik, aklınıza ne geliyorsa hepsinde bu sera poşetleri ya bir kat ya da iki hatta üç kat kullanılıyor. Üstelik ilk iki kat da çoğunlukla toplanamıyor! Nedeni de uzun süre güneşe maruz kalması ve bu örtü poşetlerinin kullanım esnasında yırtılması. Sonuç? Adeta plastik tarlası!
Tarımsal faaliyetlerden kaynaklı plastik atıkları iki grup altında değerlendirebiliriz. Bunlardan ilkini tehlikeli madde (pestisit vb) ile kontamine olmuş ambalajlar oluşturur. Diğeri ise tehlikeli olma potansiyeli olmayan (pestisit ve benzeri kimyasallar ile kontaminasyonu düşük olduğu için) agroplastik uygulamalarından kaynaklı plastik atıklardır (sera örtü, damla sulama boruları, bağlama iplikleri, kasalar, fide plastikleri vb.).
Yıkamak, temizlemek mümkün değil
Bu iki tür plastik atığın tabii olduğu mevzuat da doğal olarak ayrılıyor. Örneğin pestisit ambalajları tehlikeli atık yönetmenliğine göre değerlendirilmektedir. Yani içerisinde pestisit bulunan her türlü ambalaj tehlikeli atık statüsündedir. Bu ambalajları yıkasanız da temizleseniz de tehlikesiz hale gelmeleri pek mümkün olmuyor. Bu sebeple AB ülkeleri bu şekilde olan ve yıkanarak pestisit konsantrasyonu %0.1’in altına indirilen pestisit ambalajlarını yarı tehlikeli atık statüsünde değerlendiriyor.