İYİ Parti Lideri Akşener’den Fındık mesajları!
İktidara geldiklerinde Milli Fındık Politikası oluşturacaklarını bildiren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Türk çiftçisi, bir daha asla yabancı şirketlerin oyuncağı olmayacak” dedi.
Fındık alım fiyatının gecikmeden açıklanması gerektiğini belirten İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, iktidara geldiklerinde Milli Fındık Politikası oluşturacaklarını söyledi. TMO’nun müdahale alımlarını, bir sonraki yılın 1 Temmuz tarihine kadar devam ettireceklerini bildiren Akşener, “Aynı zamanda bir sanayi ürünü olan fındığın katma değerli ihracatı için Karadeniz Bölgesi’nde fındık organize sanayi bölgesi kuracağız. Türk Çiftçisi bir daha asla yabancı şirketlerin oyuncağı olmayacak” dedi.
Partisinin Grup Toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yörükler üzerinden hayvancılıktaki sorunlar, Kurban Bayramı ve fındık alım fiyatı konusunda önemli açıklamalar yaptı.
Yörüklerin sorunları
İlk olarak Yörüklerin yüzlerce yıllık geleneksel göçlerinde mera ve yaylaların kullanımında çıkartılan engellere değinen Akşener, “İşin en acı tarafı da Yörüklüğün, yani konar-göçer hayvancılık ve yaylacılık kültürünün egemen yurdu Anadolu iken, İtalya, Yunanistan ve Avusturya kendi ülkelerindeki konar-göçerlik kültürünü UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine eklettirdiler. Biz ne yaptık? Maalesef 2008’den beri olan biteni ancak seyrediyoruz. Türkiye 2008 yılında müracaat etmesine rağmen, Yörüklerimiz bu listeye hala girebilmiş değil. Yani el oğlu kendi kültürünü yaşatmaya çalışırken, biz binlerce yıl önce atalarımızın gördüğü gerçeği bile göremiyoruz, böylesine köklü bir kültürel mirasımızı ısrarla yok ediyoruz.
Otlak ve yaylalar kırsal turizme açılacak
Doğusundan batısına bu coğrafya, küçükbaş hayvancılık coğrafyasıdır. Anadolu’nun otlakları, yaylaları, yaylakları mera hayvancılığı için çok uygundur. Ama görüyoruz ki sayın Erdoğan ve çevresindekiler ve ortakları, hala meselenin farkında değil. O nedenle buradan Yörük kardeşlerime sesleniyorum; ilk sandıkta milletimizden yetkiyi alıp size hak ettiğiniz değeri göstereceğiz.
İşe önce 13 yıl önce UNESCO’ya yapılan başvuruyu sonuçlandırarak başlayacağız. Sonra, yaylak, otlak ve kışlakların konuşlanma alanlarını kırsal turizm bölgesi ilan edeceğiz. Bu alanların yakınlarına yerel ürün pazarlama çadırları kuracağız, mobil mekanlar oluşturacağız, günlük ziyaretler düzenleyeceğiz. Böylece çocuklarımıza, gençlerimize yörük kültürünü yerinde öğreteceğiz. Göç yollarını haritasını çıkartıp tescilleyecek ve kamusal güvenliklerini sağlayacağız. Göç yolları üzerindeki kamuya ait Hazine arazilerini mera ve otlakları, oba oba tahsis edeceğiz. Kiralama giderlerini üretimlerine göre puanlama sistemiyle karşılayacağız. Göç yolu ve süresi boyunca veteriner hekim, teknisyen, sağlık konularında mobil hizmet üniteleri sunacağız. Mobil süt sağım üniteleri tahsis edeceğiz veya kiralayacağız. Yörüklerimize kırsal kalkınma destekleri sağlayacağız. Çocuklarını burslu okutacak, eğitimden uzak kalmasına izin vermeyeceğiz. Tarım meslek liseleri için ek puan vereceğiz. Gençlerimize kendi üretim işletmelerini kurabilecekleri sermaye desteği sağlayacağız.
“Yaylalar, rant devşirilecek kupon araziler değildir”
Sayın Erdoğan, yaylalar, meralar sandığının aksine rant devşirilecek kupon araziler değildir. 3-5 müteahhidin çöküp, taş, kaya çıkaracakları, maden çıkaracakları yerler hiç değildir. Yaylalar, konar göçerlerimizindir, koyunlarımızın, keçilerimizindir, Yörüklerimizindir, Türkmenlerimizindir. Senin görevin Yörüklerimize sınır çizip, bu kadim kültürü yok etmek değil, aksine yaşatmaktır. Sen onlara sırtını dönsen de, biz geldiğimizde Toroslarda tüten o dumanın sönmemesi için ne gerekiyorsa yapacağız.”
“25 milyon vatandaşımız Kurban Bayramı dışında et yiyemiyor”
Sözü Kurban Bayramına getiren Meral Akşener, bayramda 325 bin ton karkas etin tüketime sunulduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bu, yıllık et tüketimimizin 4’de 1’i, kurban ibadetimiz üzerinden sağlanıyor demek. Yani 25 milyon vatandaşımız kurban eti dışında et tüketemiyor demek. İlçe ziyaretlerimizde vatandaşlarımızla dertleşirken, ayda kaç kilo et alıyorsunuz diye sorduğumuzda, önce sağlam bir kızıyorlar bana, sonra aldığım cevap “Kurban’dan Kurban’a” oluyor. Çünkü artık maalesef kasaptan 5 liralık kıyma, yarım kiloluk çorbalık tavuk kırpıntısı alan bir ülke haline geldik. İşte size AK Parti iktidarının politikaları ve yüksek liyakatli bakanları ile milletimize reva gördükleri tablo. Tablonun vahametine bakar mısınız? Ayıptır, günahtır.
ESK ve Belediyelere Kurban Bayramı çağrısı
Bu hazin tablodan yola çıkarak Kurban Bayramına özel bazı önerilerimiz var. Et ve Süt Kurumu’na seslenmek istiyorum; Kurban Bayramına özel karkas kesim referans fiyatı ilan edin. Bu fiyattan üreticinin elinde kalan hayvanları satın alacağınızı taahhüt edin. Yapabilirseniz peşin ödeyin. Yapamıyorsanız yüzde 25 avans verin. Ama mutlaka evde kalan hayvanları satın alın.
İkinci çağrım ise başta Millet İttifakı belediyeleri olmak üzere tüm büyükşehir ve il belediyelerine, misafir ettiğiniz besicilere ve hayvanlara konfor sağlayın, yem yardımı yapın, sağladığınız hizmetler için ücretleri asgari seviyede tutun. Et ve Süt Kurumu devreye girmezse siz devreye girin, elde kalan hayvanları satın alın, burada üretilecek etleri ihtiyaç sahiplerine ve gıda yardımı yaptığınız insanlara dağıtın. Bu hem bir hizmet hem de vatandaşlarımızın ekmek yediği bir sektöre can suyu olur.”
Fındıkta bitmeyen hikaye!
Tarımdaki durumun da farklı olmadığını belirterek konuşmasına devam eden İYİ Parti Lideri Akşener, “Yabancı ülkelerin çiftçilerini zengin etmeyi adeta kendine görev sayan Tarım Bakanı ile patronu, zenginliklerimizin peşkeş çekilmesine ısrarla ve inatla seyirci kalıyor” diyerek, sözü fındığa getirdi.
“Biliyorsunuz fındık, ülkemizin en önemli tarım ürünlerinden biri. Bundan bir ay sonra fındıklar toplanacak. Üreticisiyle, işçisiyle yüzbinlerce vatandaşımız emek verip, tüm dünyadaki fındığın yüzde 70’ini üretecek.
Fındıktaki hikaye, yıllardır aynıdır. Önce ‘bu sene çok fazla üretim var, rekolte yüksek’, sonra ‘dünyada fındık tarımı gelişiyor, biz ürünümüzü satamayacağız’ denir. Sonra aslında olmayan sanal Hamburg borsasından bahsedilir, ‘fındık borsası Karadeniz’de olacak, o borsa buraya gelecek’ denir, ardından Fiskobirlik nerede, ne oldu diye sorulur. Depolama imkanı yok, depo yok, alıcıların depoları yok, almayacaklar denir, lisanslı depoculuk geliştirilecek denir.
AK Parti’nin tarımda ihracat vizyonu
İşte bütün bu karmaşa içinde bir fiyat açıklanır. Üreticinin ürünü elinden alınır. Sonra ne olur, götürülür, yabancılara teslim edilir. İşte bu yüzden yıllardır fındık ihracat gelirimiz 1,5 ile 2,5 milyar dolar arasında gidip gelir. Yani 17 milyar liralık üründen, 15-16 milyarlık ihracat yapılır. Oluşturduğumuz bütün ihracat katma değerleri işte bu kadar, yani sıfır olur. İşte size AK Parti’nin tarımdaki akıl dolu ihracat vizyonu.
Geçen yıl bizim de önerdiğimiz ve takip ettiğimiz fiyat, üreticimizi biraz olsun rahatlattı. Ama fındık üreticisine her yıl yeni yeni endişeler yaşatmaktan geri durmuyorlar. Fındık fiyatı hala açıklanmadı. Fiyat ne olacak, masraflar çıkacak mı? Karadeniz kara kara bunu düşünüyor.
“Fındık fiyatı 35 TL olmalı”
Buradan Sayın Erdoğan’a seslenmek istiyorum; taban fiyatı açıklanmasında gecikilirse üreticinin kaybı büyük olur. Ziraat Odalarımızın yaptığı hesaplamalara göre 2021 yılı için fındığın kg maliyeti 22 lira 85 kuruş, artan maliyetler, dolar kuru, refah payı ile en önemlisi bu yıl dünyada rekolte düşüşünü göz önüne aldığımızda, bu yıl için kilo başına 35 lira uygun olacaktır. Bu fiyat, hem piyasaların hem emeğin hem de bu alanda dünya devi olmanın hakkıdır.
Sayın Erdoğan Rizelilik kürsülerden üfürmekle olmaz, Karadenizli fındık üreticisini yabancı şirketlere ezdirmeyerek olur. Gerçekten Karadeniz uşağıysan bu sefer yabancı lobilerin elemanlarını bu işten uzak tut ve fındık üreticilerimize sahip çık. Eğer sen sahip çıkmazsan, ilk sandıkta biz gelip gereğini yapacağız. Valla Rize’nin uşağından sonra, Rize’nin gelini bu işleri yaparsa çok ayıp. Ben olsam uykum kaçar.”
“Milli Fındık Politikası oluşturacağız”
İYİ Parti iktidarında ilk iş Milli Fındık Politikasını oluşturacaklarını vurgulayan Akşener, detayları da şöyle açıkladı:
“TMO’nun müdahale alımlarının süresini, hasat döneminden başlayarak bir sonraki yılın 1 Temmuz tarihine kadar devam ettireceğiz.
Yaşlı fındık bahçelerinin yenilenmesi projemizi hızla hayata geçirip, fındıktaki verim ve kaliteyi artıracağız.
Fındık Organize Sanayi Bölgesi kurulacak
Fındık, aynı zamanda bir sanayi ürünümüz. Ar-Ge çalışmalarının yapılabilmesi, işlenebilmesi, mamul haline getirilerek ihraç edilebilmesi, yani katma değerli ihracat için Karadeniz Bölgesi’nde fındık organize sanayi bölgesi kuracağız.
Fındıkta alan bazlı gelir desteği yaklaşık 7 yıldır 170 lira olarak ödeniyor. Tüm maliyetler artarken, bu durumu kabul edemeyiz. Bütün destekleri, mazot, gübre, ilaç gibi gider kalemlerini maliyetlerini dikkate alarak artıracağız.
Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçilerimize hibe destekli, makine, alet ve ekipman desteği sağlayacağız.
“Fındık çiftçisi, yabancı şirketlerin oyuncağı olmayacak”
Buradan fındık üreticilerimize seslenmek istiyorum. Fındığa ve sizlere hak ettiğiniz değeri vereceğiz. Türk fındığı hak ettiği değeri alacak. Türk çiftçisi de bir daha asla yabancı şirketlerin oyuncağı olmayacak. İYİ Parti iktidarında çiftçimiz kazanacak, ülkemiz kazanacak, milletimiz kazanacak. Bundan emin olun.”
Kaynak: www.gidahatti.com