GüncelKırsal

Suni gübre yok! İlaç yok! Hibrit tohum, pulluk yok! – Devrim Devecioğlu

Devrim Devecioğlu

Permakültür, yani “permanent agriculture”, “kalıcı” ve “tarım” kelimelerinden oluşuyor. En basit tarifi, insan yaşamını yeryüzüne özen göstererek tasarlamak. Bodrum’daki Barbaros Farm’ın kurucusu Kerem Yılmaz ve Kezban Alacık’la kendi doğal tarım ve permakültür deneyimlerini konuştuk.

Madem permakültür konuşacağız önce arazinizin kimlik bilgilerinden başlayalım…

Biz şu anda Bodrum merkeze 30 km uzakta Çamarası Köyü’ndeyiz. Burası bir ova; Karaova. Genelde düz bir alan. Turizm öncesine kadar yoğunlukla tütün ekilen bir bölgeymiş ama tütünün zahmetinin çok olması ve talebin değişmesiyle birlikte Karaova artık daha ziyade Bodrum’un sebze-meyve bahçesi konumunda. Çok bereketli kızıl toprakları var. Denize mesafemiz yaklaşık 10 kilometre. Tam Mandalya körfeziyle Gökova körfezinin ortasındaki rüzgar koridorundayız, dolayısıyla arazide her zaman bir hava akımı dolaşıyor. Kışın sert yağmurlar alıyoruz, ama yılın altı ayı tek bir damla bile düşmediği oluyor.

Suyu nereden sağlıyorsunuz?

Mumcular Barajı’ndan bize su gelmiyor, o yüzden mecburen 100 metre derinlikte iki kuyu açtık, yeraltı suyu kullanıyoruz. İkinci kalite, kireci az, güzel bir suyumuz var, ama o su bize ait değil, o doğadaki döngünün suyu. Kaldı ki bir gün bitebilir de… Maalesef çok yakınımızda bir golf tesisi var ve böyle kurak bir bölgenin yeraltı suları o tesisin çimleri için kullanılıyor. Dolayısıyla ilk hedefimiz bu yaz sezonu biter bitmez yağmur hasatı yapabileceğimiz bir sistem oluşturmak ve hiç değilse kendi suyumuzu biriktirmek.