Ziraat Mühendisi Hakan Bodrumlu yazdı; Soylular…
Üretim yapan köylünün üzerindeki koruyucu soylu sınıf, şövalyelerdir. Şövalyelerin görevi, üretim görevinde bulunan kölelerin güvenliğini sağlamaktır lakin öncelikle Kral’a hizmet ettiklerini unutmadan.
Pramitin en üstünde Kral, altında ise kendisine bağlı ‘SOYLU’lar bulunur.
Bu soyluların altında da daha başka soylular bulunurdu.
Hiyerarşinin en alt ve en geniş tabakasını ise serfler oluşturur. Serfler kölelikleri bulunduğu toprak da kral için üretmeye devam etmeleri şartı ile özgürlüklerinin verildiği çiftçi topluluklardır.
Kral her ne kadar Piramit’in üstünde bulunsa da altındaki soyluların çıkar ve menfaatlerini düşünmeden bulunduğu yerde özgürce hareket edemez. Bu ilişki öylesine derindir ki aralarından bir damla olsun serflere pay düşmezdi.
Serflerin üretim görevini görüp bulunduğu toplumu besleme ve ekonomik olarak kalkındırma vazifesinin karşılığı ise sadece karın tokluğudur. Karnını doyurabileceğinden fazlasını asla alamazlar. Hatta çoğu vakit karnını doyurabileceği miktarı da alamazlar.
Soylu sınıfı üretim yapan serflerin çalıştığı toprağın yönetici sahibidir. Ortalama olarak bu soylu sınıf mevcut düzende yaşayan nüfusun onda birini oluşturur. Üretim yapmaz, üretimin içindeki risklerle pek ilgilenmez lakin serflerin yaptığı üretimden pay alır ve geçimini sağlar.
Değişik coğrafyalarda değişik isimleri olan bu soylu sınıfa; SENYÖRLER sınıfı da denirdi. Senyörler büyük, gösterişli, korunaklı ve lüks içindeki malikânelerinde her türlü olanak ve imkânlara sahip dünyanın nimetlerine iki dudaklarının arasındaki bir söz kadar yakındılar. İçinde bulundukları topluma malikânelerinin etrafında serflere yaptırdıkları yüksek taş duvarlar ve üzerlerindeki dikenli teller kadar yakındılar. Kendi dünyalarında mükemmele yakın, yokluk ve sefalete bir o kadar yabancıydılar.
Ayrıca soylular kendi içlerinde de hiyerarşik bir yapıya sahiptiler. Daha güçsüz olanlar, büyük toprak sahibi güçlü soyluların hizmetine yahut korumasına girerek bu korunmanın diyeti olarak soyluya her türlü mücadelede ne olursa olsun şövalyeleri ile birlikte destek vermek mecburiyetindeydiler.
Piramit’in en altında ezilen serf tabakası soylunun toprağında üretim yapmakla kalmaz, soyluların şato ve malikânelerinin bakım onarım ve inşasında işçi olarak görev de alırlardı. Serfler başında bulunan soylulara itaat ve hizmet etmek ile karınlarını doyurabilir, ailelerini güvenli bir şekilde yaşatabilirdi.
Ortaçağ feodalizminden, bugüne serflerin hikayesinin çok da değişmemiş olmasına karşı
Dükler, düşesler
Markiler, markizler
Kontlar, kontesler
Vikontlar, vikontesler
Baronlar, baronesler
Şövalyeler ile
Saraylarını ve şatolarını da ilave edersek çok daha büyüyüp güçlendiler.
Feodal sistemin yıkılması, ticaretin gelişmesi ve sanayi devrimi ile gerçekleşti.
Kapitalist sistem sömürüsüne aktörler değişse de aynı replikler ile hala devam ediyor.
Ezilen serfler başkaldırıp sanayiyi örgütlü bir şekilde kendi eline almadıkça köle olarak yaşamaya devam edeceklerdir. Kahrolsun soyluların sömürü ve emek hırsızlığına… Saygı ve sevgilerimle.
Kaynak: İZGAZETE