Sorting by

×
GüncelKırsalTarım

Yüksek girdi maliyetleri yer fıstığı üretimini vurdu

Tarımda yüksek girdi maliyetlerinin üretime etkisinin son örneği yer fıstığında ortaya çıktı. Geçen yıl 550 bin dekar olan ülke genelindeki yer fıstığı ekim alanlarının bu yıl yarı yarıya azalacağı beklentisi hakim.

Tarımda yüksek girdi maliyetlerinin üretime etkisinin son örneği yer fıstığında ortaya çıktı. Ekim dönemi başlayan fıstıkta, tohum satışlarında hareketlenme görülmezken, sektörün kalbinin attığı Osmaniye’de yapılan değerlendirmelerde, geçen yıl 550 bin dekar olan ülke genelindeki yer fıstığı ekim alanlarının bu yıl yarı yarıya azalacağı beklentisi hakim. Türkiye’nin geçen yılki 234 bin tonluk üretiminin de aynı oranda azalacağı ifade ediliyor.

Osmaniye Ticaret Borsası (OTB) Başkanı Sait Çenet, sektörde yaşanan gelişmeleri ve yer fıstığı piyasasını bekleyen ‘tehlikeyi’ DÜNYA’ya anlattı. Türkiye’de geçen yıl 50-60 bin tonu Osmaniye’de olmak üzere 234 bin tona yakın üretim yapıldığını, kayıt dışı üretim ile birlikte bu rakamın 250 bin tonu bulduğunu aktaran Çenet, “Türkiye’de üretilen yer fıstığının tamamı Osmaniye’de işleniyor. Adana, Anamur, Silifke ya da Silopi gibi üretim alanlarının hangisinde üretilirse üretilsin, buraya geliyor, işleniyor, iç ve dış piyasaya buradan gönderiliyor.” bilgisini verdi.

“İhracatta güzel bir ivme yakalamıştık”

Son iki yılda özellikle ihracatta ‘güzel’ bir ivme yakalandığını belirten Çenet, “Geçen sene 27 bin ton ihracat yapıldı ve 27 milyon dolar gelir elde edildi. Bu yıl ocak, şubat aylarında 6 bin 500 ton ihracat ile 7.76 milyon dolar gelir sağlandı. 2020-2021 döneminde fiyatlar iç piyasada çok düştüğü için ihracata yönelen sektör özellikle bu dönemde Avrupa pazarında önemli işler yaptı. Yakın zamana kadar ihtiyacını Çin’den karşılayan Avrupa ülkeleri, yüksek fiyatlar ve nakliye sorunları nedeniyle bize döndü, çünkü Avrupa’daki her ülkeye üç günde fıstık gönderebiliyoruz. Sektör bu fırsatı iyi değerlendirdi.” diye konuştu.
Yer fıstığı tarımının diğer ürünlere göre ‘zor’ olduğunu dile getiren Çenet, “Hasadı daha zor, muhafazası, depolanması gibi sıkıntılı bir üretim süreci var. Tohum, mazot, tarla kirası, ilaç, gübre ve işçilik maliyetlerindeki artışlarla başa çıkılması mümkün değil. Bu durumda üretim alanları azalacak üretim miktarı düşecek. 2020 yılında 547 bin dekar ekim yapılmış, 215 bin ton ürün alınmış; 2021’de 234 bin ton ürün elde edilmiş, ekim alanı aynı. Bu sene ise ekim alanı 350 bin dekarı bulursak çok iyi diyeceğiz. Üretim de yüzde 50 azalacak diye düşünüyorum. 2022 yılı sezonu sıkıntılı geçecek.” dedi.

“Hiçbir şeyi kendimiz üretemez olduk”
Ülke olarak tarımda bir seferberlik başlatılmasını öneren Sait Çenet, “Hiçbir şeyi kendimiz üretemez olduk. Cebinden tohum düşse, kendiliğinden yetişen bir memlekette bütün ürünlerin ithalatını yapmaya başladık. Dünya Bankası’nın doğrudan gelir desteği diye bir uygulaması var, ister ek ister ekme parayı veriyorlar, böylece benim arazilerimi ektirmiyorlar. Asıl yapılması gereken üretene destek verilmesi.” dedi.

“Avrupa pazarını kaybetme riskimiz var”
Üretimin azalması halinde Avrupa pazarını kaybetme riski oluşacağını söyleyen Sait Çenet, “Yıllardır Avrupa’da insanlara Türk fıstığının tadını öğrettik. Ürün olmazsa bu pazarı kaybedeceğiz. Türkiye’nin ihtiyacının da tamamını karşılıyorduk, üretim olmayınca açığı kapatmak için dışarıdan alınacak.” diye konuştu.