Yeni kaygı: Agflasyon
2019’da Çin’in tetiklediği gıda fiyatlarındaki küresel ralli ‘agflasyon’u yeniden gündeme taşıdı. Analistler, tahıl fiyatlarındaki artışın süreceği uyarısını yaparken, agflasyonun gıda güvenliğini tehlikeye sokabileceği belirtiliyor.
Enerji ve metal fiyatlarındaki artış enflasyon verilerine yansırken, tarımsal ürünlerin fiyatındaki hızlı yükseliş küresel ekonomide bir kez daha ‘agfl asyon’ tartışmalarını başlattı. Gıda ve endüstriyel tarım ürünleri fiyatlarında ileri düzeyde bir artışı tanımlamak amacıyla ilk olarak 2007 yılında Merrill Lynch ve 2008 başlarında da Goldman Sachs tarafından kullanılmıştı ‘agflasyon’ kelimesi. Şimdi ise tarım fiyatlarındaki artış nedeniyle yeniden gündeme taşındı. Geçtiğimiz hafta ilkbahar buğdayının fiyatının buşel başına 10 doların üzerine çıkması, buğday vadeli kontratlarının da Kuzey Amerika’dan Rusya’ya kadar birçok bölgede kuraklığın mahsulü olumsuz etkilemesi ve küresel stoklarda azalma tehdidi nedeniyle yeni zirveler görmesi gıda enflasyonu endişelerini artırıyor.
‘Tahıl fiyatlarında artışın sürmesi bekleniyor’
Analistler hem enerji fiyatlarındaki artışın üretim maliyetlerini yükseltmesi, hem de elverişsiz hava şartlarının üretimi baltalaması nedeniyle tahıl fiyatlarındaki artışın süreceği uyarısı yapıyor. Uluslararası vadeli işlemlerde buğdayın fiyatı son 1 yılda yüzde 30 artarken, mısır fiyatları yüzde 43, şekerin fiyatı yüzde 35, kahve fiyatları da yüzde 95 yükseldi. Birleşmiş Milletler Tarım Örgütü (FAO) Gıda Endeksi eylülde, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 32.8 arttı. FAO’nun tahıl endeksi yüzde 27.3, yağ endeksi ise yüzde 60 yükseldi. Agflasyon, birçok hükümet için giderek daha önemli bir konu haline gelmeye başladı. Özellikle insanların gelirinin önemli bir bölümünü gıdaya harcadığı az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde, agflasyonun gıda güvenliğini tehlikeye sokabileceği ve toplumsal huzursuzluğa neden olabileceği belirtiliyor.