“Üretici köylüye pazarlama ve markalaşma desteği verilsin”
Anadolu ve Trakya’nın köylerinin her biri mevcut nüfuslarının en az 10 -15 kat daha fazla nüfusun geçimini sağlama potansyeline sahip olduğunu kaydeden Gazi Ünversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Kimya Derneği Ankara Şube Başkanı Elif Loğoğlu, bu köylerde yaşayan eğitimli binlerce gencin desteklenerek tarımsal üretime katılmalarının sağlanmasını istedi.
Tıbbi ve aromatik bitkiler ve tarımsal ürünler üzerine çalışmalar yapan Gazi Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Kimya Derneği Ankara Şube Başkanı Elif Loğoğlu, Türkiye’deki köylerin mevcut nüfuslarının 10-15 kat nüfusun geçimini sağlama potansiyeli olduğunu söyledi.
DÜNYA’ya değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Loğoğlu, köylerdeki ana sorunun üretimden ziyade satış ve pazarlama, markalaşma, standartlaşma olduğunu kaydederek, iyi eğitilmiş gençlerin köylerde yaşamını sürdürdüğünü, bu gençlere verilecek pazarlama odaklı desteklerle başarı sağlanabileceğini kaydetti. Loğoğlu orman köylüleri için de başta defne olmak üzere tıbbi ve aromatik bitkilerin büyük bir potansiyel taşıdığını kaydederek Türk defnesi örneğini verdi. Loğoğlu, “Türk defnesini ilkel toplama, kurutma ve şimdiki olduğu gibi vahşi endüstriyel metodla işleyip preslenmiş olarak tonunu Vietnam’a 2 bin 500 dolara satmak yerine, 50 yıl önceki gibi el ile toplayıp gölgede kurutarak gıda maddesi olarak ihraç etsek şimdi elde ettiğimizden kat kat fazla gelir elde edebiliriz” diye konuştu.
“Para kazandığı zaman köylümüzün üretemeyeceği bir ürün yok. Ancak köylümüz pazarlama ve satış kabiliyet ve imkanlarından mahrumdur. Günümüzde üreten değil, pazarlayan ve satan kazanmaktadır” diyen Elif Loğoğlu, köylerde yetişmiş, eğitimli gençlerin köylerin ürünlerini pazarlama, dünyaya açmada yararlanılabileceğini vurguladı. Köylerin canlandırılmasının sadece köylüler için değil, Türkiye için önemli olduğunu kaydeden Loğoğlu, “Bunu sadece köylülerinin hatırına değil, kendileri para kazanarak ticari olarak yapmalıdırlar. Köylerimizde çevreci bir anlayışla ihracı mümkün doğal ürünler konusunda öncü çalışmalar yapacak yeni bir nesle ihtiyaç vardır” diye konuştu.
Anadolu’nun içi boşaldı
Anadolu köylerinin “içinin boşaldığını” söyleyen Elif Loğoğlu, yaşlı nüfus yoğun yerleşimler hale geldiğini kaydederek, üretim olmayan, gıda ürünlerini dahi marketten tüketen yerler haline geldiğini söyledi. Köylere para akışının yeterli olmamasını nedenlerden biri olarak gösteren Loğoğlu, köylerin yeteriz para akışıyla sosyal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya kaldığını vurguladı. Bir diğer unsurun kadın odaklı olduğunu kaydeden Elif Loğoğlu, toplumsal yapı nedeniyle köyde ezilen kadınların şehirleşmeyle birlikte köyden uzaklaşıp şehirlere gitme eğiliminin köylerin boşalmasına yol açtığını savundu. Loğoğlu, “Ülke olarak eğer bir adım olsun ileriye gitmek istiyorsak köylülerimize para kazandıracak politikalar uygulamalıyız. Vücuda kan pompalar gibi köylerimize üretim üzerinden para pompalamalıyız. Köylerimizde kadınla erkeği ortak sorumluluk anlayışı içerisinde birlikte çalıştıracak bir iklim oluşturmalıyız..” diye konuştu.
“Türkiye köyleri, Avrupa köyleri gibi olabilir”
“Bizim köylerimizin de İsviçre, İtalya ve Fransa köyleri gibi zengin, gelişmiş köyler olmaması için hiçbir sebep yok” diyen Elif Loğoğlu, tarıma hakettiği ve gerekli önemin verilmesiyle Türk köylerinin de zenginleşeceğini kaydetti. Köylülerin ürettiği ürünlerin pazarlanmasının kilit önemine değinen Loğoğlu, çevreye duyarlı üretimin de göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı.
Orman köylülerinin tıbbi ve aromatik bitkiler yönünden bilinçlenmesiyle büyük bir gelir imkanına kavuşacağını söyleyen Elif Loğoğlu, “Eğer sadece en büyük ihracatçısı olduğumuz Türk defnesini (Laurus nobilis L.) ilkel toplama, kurutma ve şimdiki olduğu gibi vahşi endüstriyel metodla işleyip preslenmiş olarak tonunu Vietnam’a 2 bin 500 dolara satmak yerine, 50 yıl önceki gibi el ile toplayıp gölgede kurutarak gıda maddesi olarak ihraç etsek şimdi elde ettiğimizden kat kat fazla gelir elde edebiliriz. AB, zirai üretimde kimyasal ilaçları yasaklamışken biz neden defne ve benzeri bitkilerden tabii zirai ilaç elde edip yüz milyonlarca dolar paramızın yurt dışına gitmesine engel olmak yerine hala ithal edilen zirai ilaçlara yüzlerce milyon dolar ödemeye devam ediyoruz. Defne sadece bir örnek” diye konuştu.