Türkiye’nin neredeyse yarısı ‘olağanüstü kurak’
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) kuraklık ölçümlerini gösteren haritalarına göre Türkiye’nin neredeyse yarısı ‘olağanüstü kurak.’
MGM, haziran ayı sıcaklık ve yağış değerlendirmesi raporlarının ardından, bu kez haziran ayı ve son bir yıllık döneme ait kuraklık durumunu gösteren haritaları yayımladı.
Meteoroloji’nin temmuz ayının ilk haftasında yayımlanan sıcaklık ve yağış değerlendirmesine ilişkin raporlarda ise Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki yağışların yüzde 98’e varan düşüşler gösterdiği ortaya kondu. Sıcaklıkların giderek arttığı, yağışların da azaldığı bu süreçte kuraklık boyutları da hızla yükseliyor.
Haritalarda Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri olmak üzere ülkenin doğusu, güney Ege ve Aksaray ‘olağanüstü kurak’ gösterildi.
Iğdır ve güneyi, Trabzon çevresi, İç Anadolu’nun doğu kısımları, İzmir’in güneyinden itibaren Muğla, Antalya, Karaman, Konya, Adana, Hatay civarları ise ‘çok şiddetli kurak’, ‘şiddetli kurak’ ve ‘orta kurak‘, bu bölgelere yakın bazı bölgeler de ‘hafif kurak‘ olarak haritada yer alıyor.
Isparta, Burdur, Manisa, Kütahya, Uşak, Afyonkarahisar, Karadeniz’in batı iç kesimleri normal, Samsun’dan Marmara Bölgesi’ne doğru olan bölge illeri ise hafif, orta, çok ve aşırı nemli gösterildi.
‘Doğal göller yükselemiyor’
DHA’ya konuşan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Doktor Erol Kesici şunları söyledi: “Birçok bilim insanı değerlendirmesinde, son yüzyıl içerisinde, özellikle geçen yıldan itibaren hava sıcaklıklarının giderek artması, yağışların çok kararsızlığının, bugüne kadar görülmediği belirtiyor. Bu artık acil durum ve mutlak suretle önlemler alınması gerekiyor.”
Ocak ayındaki değerlendirmelerde, bugünkü tehlikeye işaret ettiğini hatırlatan Kesici, şöyle devam etti: “Önümüzdeki bahar ve yaz aylarında ülkemizin çok şiddetli kuraklıkla karşı karşıya kalabileceğini söylemiştik. Bugünkü sonuçlara baktığımızda, ülkemizin ciddi bölümünde meteorolojik açıdan olağanüstü kuraklık yaşandığını görüyoruz. Bu sonucun en önemli göstergelerinden biri de doğal göller, su kaynaklarının seviyelerinin bir türlü yükselmemesi.”
Kararsız yağışlarla göller ve yer altında suyun depo edilememesi nedenleriyle ‘su birikmediğini ve ülkeyi hidrolojik kuraklığa sürüklediğini’ kaydeden Kesici, hidrolojik kuraklığın da meteorolojik kuraklığı artırdığını söyledi. Su ve nem olmazsa yağışın da olmayacağını kaydeden Kesici, “Bilhassa tatlı su kaynaklarımızın aşırı kirlenmesi de çok önemli bir etken” dedi.
‘Vahşi tarımsal sulamadan vazgeçilmesi gerekiyor’
Türkiye’nin ‘su zengini bir ülke olmadığını’ vurgulayan Kesici, şu uyarılarda bulundu: “Su kıtlığı yaşamaktayız. Su havzaları yanlış kullanılmaktadır ve bu konuda maalesef gerekli önlemler hala alınmamıştır. Doğal dengesi bozulan su kaynakları sosyal, ekonomik birçok soruna neden olacaktır. Ülkemizde uygun olmayan yerlere bilim dışı çok sayıda gölet yapılması da bir nedendir. Bugün ülkemizde kullanılan suyun yüzde 75’in üstündeki kısmı tarımda ve vahşi teknikler kullanılmaktadır ve bunun sadece yüzde 1-2’si damla sulama yöntemlerinden oluşuyor. Acilen tüm tarım alanlarında damla sulama sistemlerinin hayata geçirilmesi ve vahşi tarımsal sulamadan vazgeçilmesi gerekiyor.”
İnsanların son aylarda, bilhassa üreticiler tarafından uygun olmayan koşullarda giderek sondajla kuyu açımının hızlandığına dikkat çeken Kesici, şöyle devam etti: “Ve bu durum panik yaratmaktadır. Kuraklık haberlerindeki yoğunluk ve insanlar artık susuzluk krizine girdikleri için çözümü burada aramaya başladılar ve bu çok tehlikeli bir durum. Yer altı sularımız da giderek azaldığı için plansız ve yasal olmayan kuyu açımlarına izin verilmemeli. Şu andan itibaren birçok yerde içme suyu bile kısıtlamalı verilmeye başlandı. Tarımda da uygulanmaya başlandı. Önümüzdeki süreçte su kesintisi olaylarını çok daha sık yaşayacağız.”
Kesici, bazı tarım ürünlerinin üretimi için kullanılan su miktarlarını ise şöyle sıraladı:
“1 kilogram domates için 184 litre su, 1 kilogram havuç için 133 litre su, 1 portakal (100 gram) için 50 litre su, 1 elma (100 gram) için 70 litre su, 1 kilogram kırmızı et için 15 bin 455 litre su (813 damacana), 1 hamburger (150 gram biftek) için 2 bin 325 litre su, 1 kilogram kahve için 21 bin litre su, 1 fincan kahve (7 gram) için 140 litre su.”