Tarım ve Orman Bakanlığı çocuk sağlığını hiçe sayıyor – Bülent Şık
Toksik maddeleri üreten ve ticaretiyle uğraşan kesimlerin çıkarları ağır bastığı için, bakanlık çocuk sağlığını yakından ilgilendiren bu meseleyi çözmeye yönelik adımları atmıyor.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın kutlanmasına günler kaldı. Çocuk sağlığına zarar veren toksik kimyasalların kullanılmasının bir türlü önüne geçilemeyen ülkemizde çocukların ne kadar kıymetli olduğuna dair sözler ortalığa saçılacak yine…
Çocuklar kıymetli mi gerçekten?
Bu ülkenin çocuklarına reva gördüğü şiddetin türlü biçimleri var; ama belki de en az bilinen ya da görünür kılınması zor olan şiddet türü, çocukların toksik kimyasallara maruz bırakılmasından kaynaklanan şiddettir. Bebeklik ve çocukluk çağında maruz kalınan bu şiddetin etkisi çocukların tüm hayatına yayılır. Bir çocuğun sağlıklı bir hayat sürmeye yönelik fiziksel, zihinsel, bilişsel tüm kapasitesi olumsuz etkilenir.
Son 10 yıldır çocuk sağlığını korumaya yönelik çalışmalarda dünya genelinde sürekli gündemde olan toksik kimyasallardan biri klorpirifos. Bu zehirli madde klorpirifos etil ve klorpirifos metil olarak adlandırılan iki farklı kimyasal yapıya sahip. Her ikisi de çocuk sağlığı için çok zararlı.
Bu toksik maddeler ülkemiz tarımında yıllardır kullanılıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Chlorpyrifos Ethyl’in (klorpirifos etil) kullanımını 21.05.2020 tarihinde, Chlorpyrifos Methyl’in (klorpirifos metil) kullanımını ise 31.12.2021 tarihinde yasakladı. Alınan yasaklama kararı iyi bir karar gibi görünebilir. Ama bu yasak kararından önce olanları, 2016 yılından beri süregelen aymazlığı bildiğinizde bu fikriniz değişecek.
Ülkemizde klorpirifos etil kullanımı, tıpkı Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde olduğu gibi aslında 2016 yılında sonlandırılmıştı. Ancak Tarım Bakanlığı aradan geçen altı yıl içinde aldığı yasaklama kararını hiç uygulamadı, üstelik daha sonra aldığı bir kararla klorpirifos etil kullanımını 21 Mayıs 2021 tarihine kadar uzattı. Klorpirifos metil’in kullanımına ise geçtiğimiz yıl sonuna kadar izin verildi.
Alınan son yasak kararı da bir işe yaramadı, kâğıt üstünde kaldı. Bakanlık kamu sağlığını koruma sorumluluğunu yine yerine getirmedi: Klorpirifos etil ve klorpirifos metil AB ülkelerine ülkemizden ihraç edilen gıda ürünlerinde en fazla tespit edilen toksik kimyasal maddelerin başında geliyor hala.
AB ülkelerinde 2022 yılı Ocak ayı başından 11 Nisan 2022 tarihine kadar yapılan pestisit ya da tarım zehri kontrollerinde Türkiye ile ilgili 180 adet uygunsuzluk tespit edilmiş. Bu tespitlerin %67’si klorpirifos hakkında. Bir başka deyişle, ülkemizden ihraç edilen ve AB ülkelerinin sınır kontrollerinde pestisit kalıntısı içerdiği için geri çevrilen her üç gıda ürününden ikisinde klorpirifos etil ya da metil kalıntısı çıkmış. Klorpirifos kalıntısı tespit edilen ürünler greyfurt, limon, portakal, mandalina, ayva, domates, yeşil biber, kapya biberi ve nar olarak sıralanıyor.
Bunlar ülkemiz iç piyasasında tüketilen ürünlerde de klorpirifos kalıntıları olduğu anlamına geldiği için çok kaygı verici rakamlar. Klorpirifos kalıntısı çıktığı için ihracattan geri çevrilen ürünlere ne oluyor sorusu da atlanmamalı elbette.
Klorpirifos etil ve metil çocuklarda nörolojik gelişim bozucu olarak nitelenen toksik kimyasallardır. Çocukların sinir sistemi ve beyin gelişimi üzerinde olumsuz etkilere, bilişsel yeteneklerinde gerilemeye yol açar.
Çocuklar toksik kimyasalların olumsuz etkilerine yetişkinlere kıyasla daha duyarlıdır. Bu duyarlılık yaş küçüldükçe artar. Çocuklar toksik maddeleri vücutlarından yetişkinlere kıyasla daha uzun zamanda atabilirler. Örneğin bir yetişkinin bünyesine giren klorpirifos etil zehrinin kandaki seviyesi yaklaşık 6 saat içinde düşüş göstermektedir. Oysa bu süre çocuklarda 36 saattir.(1) Bu tespit, çocukların klorpirifosun zararlı etkilerine bir yetişkine kıyasla altı kat daha uzun süre maruz kaldıkları anlamına gelir.
Klorpirifos içeren zehirli maddeleri piyasadan toplamak, kullanılmasını önlemek Tarım ve Orman Bakanlığı için zor bir iş değil. Ancak belli ki, bu toksik maddeleri üreten ve ticaretiyle uğraşan kesimlerin çıkarları ağır bastığı için, bakanlık çocuk sağlığını yakından ilgilendiren bu meseleyi çözmeye yönelik adımları atmıyor. Ülkemizden ihraç edilen ürünlerde klorpirifos zehrinin bu kadar çok çıkması da bunun en önemli kanıtıdır.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın klorpirifos zehrinin kullanımını önleyici tedbirleri yıllardır almayarak çocuk sağlığına zarar verme suçu işlediğini düşünüyorum. Artık mesele bu suçun nasıl önlenebileceğidir. (BŞ/APK/HA)
NOT: Çocuk sağlığı için son derece tehlikeli olan klorpirifos etil ve klorpirifos metil isimli tarım zehirlerinin neden hala kullanımda olduğu, çocuk sağlığını korumakla yükümlü kamu kurumlarının, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda gerekli adımları neden atmadığı sorusu aslında yeni değil, yıllardır orta yerde duruyor. Klorpirifos hakkında Bianet’te çok yazı yazdım daha önce. Meselenin uzun yıllara dayanan ayrıntıları şu yazıda bulunuyor.
(1) Philip J. Landrigan and Mary M. Landrigan, 2018. Children and Environmental Toxins, Oxford University Press, Sayfa 29.