Tarım arazileri hoyratça amaç dışı kullanılıyor
Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez tarım arazilerimizin, meralarımızın, zeytinliklerimizin doğamızın bugün hoyratça amaç dışı kullanıldığını söyledi.
Baki Remzi Suiçmez “5 Haziran Dünya Çevre Günü” nedeniyle bir açıklama yaptı. “Dünya Çevre Günü”nün ülkemizde ve tüm dünyada artarak devam eden çevre sorunlarının gölgesinde endişe ile kutlandığını bildirdi. Suiçmez, “Sularımız, havamız, toprağımız her geçen gün biraz daha kirletilirken, su ve toprak varlığımız insan eliyle hızla yok edilirken, tarım alanlarımız, meralarımız, zeytinliklerimiz, ormanlarımız, su havzalarımız bilinçli olarak rant ve kişisel çıkar hesaplarının hedefi haline getirilmişken, bugünü bir kutlama günü olarak görmek pek olanaklı görülmüyor, bizler görmüyoruz.” dedi.
Anayasa`nın 56. maddesindeki; “Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini önlemek” hükmü ile, çevrenin güvence altına alındığını hatırlatan Suiçmez, “Çevre politikalarının; tarım, sanayi, enerji, ulaşım ve kentleşme politikalarıyla bütüncül olarak ele alınmasının gerekliliği açık olarak belirtilmiştir. Anayasa`nın 45. maddesindeki; ‘Devlet, tarım arazileri ile çayır ve mer`aların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek’ hükmü ile, tarım arazileri ile çayır ve meralar güvence altına alınmıştır. Anayasa`nın 45. maddesindeki; ‘Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır’ hükmü ile, toprak ve toprağı işleyen üreticiler güvence altına alınmıştır” ifadelerini kullandı.
Anayasa ve Yasa hükümlerinin yok sayıldığını kaydeden Suiçmez şu bilgileri verdi:
“TÜİK verilerine göre nüfusumuz 2002 yılında 65 milyon iken 2021 yılında 84,7 milyona yükseldi. Üretim alanı olan toplam tarım arazilerimiz ise, güncel olmayan Tarım ve Orman Bakanlığı ile TÜİK verilerine göre 41,2 milyon hektardan 37,7 milyon hektara, işlenebilir tarım alanları 27,8 milyon hektardan 23.1 milyon hektara düştü.”
Çevre sorunlarımız saymakla bitmezken Resmi Gazetede her gün yeni talanlar ve yıkımlara yol açacak kararlar yayımlandığını öne süren Suiçmez şunları özetle söyledi:
“Bugün ülkemizde yaşanan çevre sorunlarının temel nedeni siyasidir, yanlış politika tercihlerdir. Çözüm, belli. Ciddi bir siyasi irade gerekli, bilime uygun kararlar alınmalı, sürekli ve etkili toplumsal ve hukuksal mücadele şart. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, beton ekonomisi ve imar rantlarını dağıtma Bakanlığı olmaktan çıkmalı, içindeki tutarsız ve çelişkili yapıya karşın, doğayı ve çevreyi korumanın ana görevi olduğunu anlamalı ve gereğini çevreden ve doğadan yana yapmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı, başka Bakanlıkların amacı dışındaki tahsis istemlerine karşı utanmadan ve çekinmeden kuruluş yasasındaki görevlerini derhal yerine getirmeli ve tarımsal üretim alanlarını ödünsüz korumalıdır. Ülkemizin toprak, arazi, su, orman, mera ve diğer doğal kaynaklar varlığı bilimsel olarak hızla yeniden belirlenmeli ve güncel veriler kısa süreli düzenli aralıklarla sürekli kamuoyuna açıklanmalıdır. ‘Üretemeden tüketemeyiz’ gerçeğiyle, tarım arazileri, meralar, zeytinlikler, özel ürün arazileri koşulsuz olarak sürekli tarımsal üretim yapmak için kullanılmalıdır. Kanal İstanbul dahil, çevremizi, doğayı katleden ve tarım arazilerimizi yok eden “çılgın projeler” derhal durdurulmalıdır. Kuraklığa çözüm olan tarımsal sulamada aşırı su kullanımı önlenmeli, bilimsel yöntemlerle yeterli ve ucuz sulama yapılmalı, tarımsal sulama bir çevre sorunu olmaktan çıkarılmalıdır. Bitkisel ve hayvansal biyoçeşitliliğimiz koşulsuz korunmalı, “Tohumculuk Yasası” ekosistem, tarımsal varlıklarımız, çiftçiler ve kamuoyu çıkarları gözetilerek bir an önce yeniden düzenlenmelidir.”
Kaynak; Aydınlık Gazetesi