Tahıl koridorundan 11,9 milyon ton ürün taşındı
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, tahıl koridorundan 23 Kasım itibarıyla 491 geminin geçtiğini, 11,9 milyon ton tahıl ve diğer ürünlerin bu koridordan taşındığını söyledi.
‘Tarım Varsa Hayat Var Projesi’ne ilişkin basın toplantısında konuşan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kiriçci, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin toprakları kadar 462 bin kilometrekarelik Mavi Vatan’ın da tarımsal zenginlik olduğunu belirten Kirişci, su ürünleri yetiştiriciliğini destekleme kapsamına aldıklarını, üretimi 2002’ye kıyasla yıl sonu itibarıyla 8,5 katına çıkararak 515 bin tona yükseltmiş olacaklarını söyledi.
Su ürünleri yetiştiriciliğinde ve iç su avcılığında Avrupa Birliği ülkeleri arasında birinci olunduğunu vurgulayan Bakan Kirişci, “Su ürünleri ihracatımızın yıl sonu itibarıyla 1,5 milyar doları aşmasını bekliyoruz. Reislerimize uzak denizlerin kapılarını açtık, bu sayede hem balıkçılarımızın gelirini artırdık hem de ülkemizi bu alanda küresel bir aktör haline getirdik. Sucul biyoçeşitliliğin devamlılığını sağlamak için denizlerimizde koruma alanlarının sayısını 49’dan 87’ye, korunan tür sayısını 20’den 66’ya çıkardık.” diye konuştu.
Kirişci, desteklemelerin, yönlendirici ve teşvik edici nitelikteki rolüyle tarımsal üretimin en güçlü enstrümanlarından biri olduğunu aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarımsal destek miktarını 2002’de 1,8 milyar TL iken 2022’de 22 katına çıkararak 39,2 milyar TL’ye yükselttik. 2023 tarımsal destekleme bütçemiz ise 54 milyar TL olacaktır. Son 20 yılda çiftçimize cari değerle yaklaşık 500 milyar TL’ye yakın tarımsal destek sağladık. Kırsal kalkınma desteklerimiz, çiftçilerimizin teknik gelişimine büyük katkı vermiştir. Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleme Programı, IPARD ve Kırsalda Uzman Eller Projesi kapsamında, 86 bin 500 projeye toplam 27,3 milyar TL hibe verdik, 253 bin kişiye istihdam sağladık. Önümüzdeki yıl IPARD 3 programını başlatıyoruz. Bugüne dek 42 ilde uygulanan programı, 2023’ten itibaren 81 ilimize yaygınlaştıracağız. Kent tarımı vizyonumuzun en önemli enstrümanı olan Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi proje sayısını 57’ye çıkardık. İzmir Dikili’de Avrupa’nın en büyük jeotermal ısıtmalı Tarıma Dayalı İhtisas OSB’sinin inşaatı devam etmektedir. Sadece İzmir’de en az yüzde 75’i kadın emekçi olmak üzere 3 bin 500 yeni istihdam sağlayacağız.”
“İşlenmenmeyen arazilerde kira bedeli ödenerek tarım yapılacak”
Bakan Kirişci, tarım arazilerinin korunması ve üretime kazandırılmasının öncelikleri olduğunu vurgulayarak, “Hisselilik, parçalılık, mülkiyet ihtilafları, tarımsal faaliyetin sonlandırılması veya göç gibi nedenlerden dolayı 2,5-3 milyon hektarlık tarım arazimiz atıl durumdadır. Bunun önüne geçmek amacıyla mülk sahibinin peş peşe 2 yıl işlemediği arazilerde kira bedeli ödenerek tarım yapılması sağlanacak.” dedi.
Türkiye’de tarımın geleceğinin, küçük aile işletmelerinin sayısının artırılmasından geçtiğine yürekten inandığını ifade eden Kirişci, “Kırsalın gençlerimiz ve kadınlarımız için cazip hale getirilmesi, teşvik mekanizmalarının devreye sokulması için çalışmalarımıza başladık. Kısa bir süre önce 2 binini açtığımız Köy Yaşam Merkezlerinin sayısı artırılacak, Tarım Orman Gençlik Konseyi kuracağız, kadın çiftçilerimiz için sigorta teşvik uygulamasını gündeme getireceğiz.” diye konuştu.
Küçük Aile İşletmelerinde Hayvancılık Desteği projesini ilk kez paylaştığını bildiren Bakan Kirişci, şunları kaydetti: “Yeni vizyonumuzda, meraya dayalı hayvancılık uygulamalarına ağırlık vereceğiz. Mera ve su kısıtlı bölgelerimizde küçükbaş, diğer bölgelerimizde büyükbaş hayvancılığın geliştirilmesi önceliklerimiz arasındadır. Mevcut ahır ve ağılların fiziki koşullarının iyileştirilmesi projesi de en önemli adımlarımızdan birisi olacak. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla geliştireceğimiz Kırsal Yerleşim Modeli ile kırsalda gelişigüzel ve plansız bir yapılaşmanın önüne geçmek istiyoruz. Köy gelişim alanlarının planlanması, okulların yeniden faaliyete geçirilmesi, sağlık, sosyal ve spor alanları oluşturulması, kamu kurum kuruluşlarının hizmet birimlerinin açılması planlanmaktadır. Su kısıtı ve iklim değişikliğini dikkate alarak alternatif üretim havzalarını destekleyeceğiz. Bunun yanında, en ucuz kaba yemin sağlandığı meralarımızın korunması, işgal ve tecavüzlerin önlenmesi, otlatma kurallarına uyulması için yeni düzenleme getireceğimizi de sizlerin vasıtasıyla duyurmak isterim.”
“Kent Tarımı uygulamalarını yaygınlaştıracağız”
Bakan Kirişci, Türkiye’nin akciğerleri olan ormanlar, aynı zamanda tarıma ve ekonomiye olan katkılarıyla milli servet olduğunu belirterek, ormanları sadece korumakla kalmadıklarını, toprakları yeni fidanlarla buluşturmak için yoğun çaba sarf ettiklerini söyledi.
Son 20 yılda 5,7 milyon hektar alanda 5,9 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını, aynı zamanda iklim değişikliğinin etkilerine karşı karbon yutak alanı olan ormanları, 2002’de 20,8 milyon hektardan, 2021’de 23,1 milyon hektara ulaştırdıklarını anlatan Kirişci, “En çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında Avrupa’da ilk, dünyada 4’üncü sırada olduğumuzu belirtmek istiyorum. Ormanlarımızı yangınlardan ve kanun dışı müdahalelerden korumak için 776 kuleden 24 saat gözetliyoruz. Ülkemizin gurur kaynağı olan İHA’larımızı orman yangınlarıyla mücadelede kullanan Avrupa’da ilk ülke olduk.” dedi.
Kirişci, iklim değişikliğine bağlı ani sel ve taşkınlarla mücadele etmek için yeni ve etkin bir bilgi yönetim sistemine geçtiklerini bildirerek, bu kapsamda, Taşkın Tahmin Erken Uyarı Merkezini (TATUM) kurduklarını, çalışmalarını başarıyla sürdürdüğünü söyledi.
Yerinde üretim-yerinde tüketim anlayışıyla tüketicilerin taze, ucuz ve en az fireyle sebze ve meyveye ulaşımını sağlamak amacıyla Kent Tarımı uygulamalarını yaygınlaştıracaklarını belirten Kirişci, Bu kapsamda, jeotermal kaynaklarımızın yanı sıra rüzgâr, güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının da kullanılacağı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerini hızla yaygınlaştırıyoruz. Böylelikle kent tarımı uygulamalarımıza da önemli bir ivme kazandırmış olacağız. Üreticilerimizin güçlendirilmesi, tedarik zincirinin kısaltılması, maliyetlerin azaltılması, ölçek ekonomilerinden faydalanılması ve fiyatların istikrara kavuşturulması amacıyla üretici birliklerinin kurumsal kapasitelerini geliştireceğiz. Üretici birliklerimizin derecelendirilmesi çalışmasıyla niteliği yüksek, birleşen ve güçlü örgütlerin ortaya çıkmasını amaçlıyoruz.”
“23 Kasım itibarıyla 491 gemi koridordan geçti”
Bakan Kirişci, bakanlığın yetkilerinin bir kısmını, özel sektördeki yetkin meslek mensuplarına devrederek Yeminli Tarım Müşavirleri marifetiyle kullanılmasını sağlayacaklarını belirtti.
Küresel bir oyuncu olma hedefine uygun şekilde tedarik kaynaklarını çeşitlendirmek için yurt dışında faaliyet göstermek isteyen müteşebbislere, rehberlik hizmeti sunmak amacıyla ülke masaları oluşturduklarını anlatan Kirişci, böylece üreticilerin bilgi ve tecrübesini de uluslararası alanda katma değere dönüştüreceklerini söyledi.
Su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi, verimli ve ihtiyaç önceliklerine uygun olarak sürdürülebilir bir şekilde kullanılması ve kullanılmış suların tekrar kazanılması amacıyla yeni bir çalışma başlattıklarını bildiren Kirişci, bunun, mevzuat değişiklikleri gerektiren kapsamlı bir konu olduğunu, çalışma tamamlandığında kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirdi.
Kirişci, dünyada salgın, iklim krizi ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi baş döndürücü gelişmeler yaşanırken tarım ve orman faaliyetlerini ulusaldan küresele taşıma çabası içerisinde olduklarını aktararak, şunları kaydetti: “Uluslararası gıda arz güvenliği adına, ülkemizin üstlendiği hayati önemi haiz inisiyatifle açılan ve bir 4 ay daha açık kalması kararı alınan Tahıl Koridoru sürecine dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu süreçte üstlendiğimiz rol konusunda, Türk milletinin bir ferdi olarak hiç mütevazı olmayacağımızı, kimsenin de olmaması gerektiğini ifade etmek istiyorum. 23 Kasım itibarıyla 491 gemi koridordan geçmiş, 11,9 milyon ton tahıl ve diğer ürünler bu koridordan taşınmıştır. Bunun yüzde 59’u Avrupa ülkelerine gitmiştir. Asya ülkelerine yüzde 22,7’si, Afrika ülkelerine yüzde 11,8’i ve Orta Doğu ülkelerine ise yüzde 6,8’i ulaşmıştır. En az gelişmiş ülkelere sadece yüzde 6’sı gitmiştir. Bu adaletsizliğe dikkati çeken tek lider ise Sayın Cumhurbaşkanımız olmuştur. Türkiye’nin un, makarna, irmik ve bulgur sanayisindeki atıl kapasitesinin devreye sokularak yoksul ülkelere yardım konusunda yeni bir çalışma daha yürütüyoruz. Rusya’dan alınacak buğdayı, işledikten sonra, az gelişmiş ülkelere bilabedel dağıtımını arzu ediyoruz.”