Süt zammı ürünlere ne kadar yansıdı
Geçenlerde benim de yönetim kurulu üyesi olarak içerisinde yer aldığım Ulusal Süt Konseyi (USK), yeni çiğ süt referans fiyatını açıkladı.
USK tarafından belirlenen kalite kriterlerine yani belirlenen miktarlarda yağ ve proteine sahip olan çiğ sütün tavsiye fiyatı litrede 3 lira 20 kuruştan, 4 lira 70 kuruşa çıkarıldı. Yetiştiriciye devlet litre başına 20 kuruş da prim veriyor ve bu şekilde fiyat 4 lira 90 kuruş olarak uygulanmaya başlandı.
YETİŞTİRİCİNİN HEVESİ KURSAĞINDA KALDI…
Bu fiyat, her ne kadar, bir kilo sütle ne kadar yem alındığını gösteren süt/yem paritesinin altında kaldıysa da, piyasa başlangıçta bunu olumlu karşıladı. Yetiştiricinin kar etmesi için parite en az 1/1,3; optimum ise 1/1,5 olmalı. Yani yetiştirici 10 kilo süt sattığında, aldığı parayla en az 13, optimum 15 kilo yem alabilmeli.
Fiyat açıklanır açıklanmaz yeme ilave zamlar gelmeye başladı. Bununla birlikte gübre, mazot, ilaç gibi girdilerin fiyatlarının yükselmesiyle yetiştiricinin maliyeti yeniden attı. Sonuçta süt fiyatı bir yılda yüzde 68 artarken, süt üreticisinin maliyetleri yüzde 104 arttı. Yani yetiştirici yüzde 52 zararda, başka bir deyişle alacaklı.
SÜT ÜRÜNLERİ ZAMLANDI…
Çiğ süt üretim sahasında bunlar yaşanırken, işleme tarafında bakalım ne oldu. Bir yılda ayçiçek yağı, şeker, yumurta, un gibi temel gıda ürünleri yüzde 154, süt ürünleri işleme maliyeti yüzde 103 artarken, süt ürünleri yüzde 42 arttı.
Yeme, diğer girdilere ve süt işleme maliyetlerine gelen zamlardan sadece üretici ile bunlarla ilintili olan ziraat mühendisleri, veteriner hekimler gibi meslek grubu mensupları haberdarken, tüketicilerin büyük bir çoğunluğu bunları bilmiyor.
Çiğ süte yapılan söz konusu artış, normal olarak tüketiciye zam olarak geri döndü. Şöyle bir hesap yapalım. Diyelim ki fabrika 7 litre sütten bir kilo beyaz peynir yapıyor. Bu da ortalama 10,5 lira ekstra maliyet yapar. Bu durumda beyaz peynirin fiyatına bu maliyetin yansıtılması çok normal. Diyelim ki 10 kilo sütten kaşar peyniri yapıyor. Bu maliyete 15 lira yansıyor. Yoğurtta da sadece süt maliyeti olarak 2 liralık artış normal karşılanmalı.
Yukarıda belirtilen elektrik, işçilik, taşıma gibi maliyet artışlarının da fiyata edilmesi son derece normal karşılanmalı.
Ancak bazı firmaların geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, süt ve süt ürünlerine fahiş zamlar yaptıkları görülüyor.
HİLEBAZLAR APARTDA…
Fahiş zamlar, gelirleri az olan tüketicilerin önemli bir kısmının bu ürünlere ya hiç ulaşamayacakları ya da daha az ulaşabilecekleri anlamına geliyor. Bu da hilebazları harekete geçirecek, bu durumda piyasada daha fazla hileli süt ürünleri görmek mümkün olacak.
Ürünleri satılmayınca namuslu, düzgün çalışan fabrikaların depoları dolacak. Bu durumda ya süt bırakmak ya da aldıkları sütleri süt tozuna işlemek durumunda kalacaklar. Süt bırakmak çok riskli, bu çiğ süt fiyatlarını düşürecek, buna rağmen ürünleri satılmadığı için işleyici bundan da uzak duracak. Durunca da, inşallah olmaz ama, inekler kasabın yolunu tutacak.
Diğer yandan “üreticiyi mağdur etmeyelim sütünü alıp süt tozu yapalım” dediklerinde de mutlaka devlet tarafından desteklenmeleri gerekecek.
Sorun çok yani…
Kaynak; Yenigün Gazetesi