Sorting by

×
GüncelKırsalTarımTeknoloji

SÖKTAŞ Rejeneratif Pamuk üretiminde liderlik yapıyor

SÖKTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Baran Kayhan, Söke Ovası’nda uzun yıllardır sürdürdükleri pamuk üretiminde 3 yıldır uyguladıkları rejeneratif pamuk tarımının detaylarını anlattı. SÖKTAŞ olarak üretim sürecinde doğal kaynakların verimli kullanılması için çaba gösterdiklerini vurgulayan Kayhan, yeni sürdürebilir ürün olan rejeneratif pamuk yani onarıcı pamuk üretimine başladıklarını belirtti. Projedeki temel amacın, toprakların zenginliğini korumak ve su tüketimini azaltmak olduğuna dikkat çeken Baran Kayhan, çevresel etkisi bakımından rejeneratif pamuğa olan ilginin arttığını, bu bilincin dünyamızın geleceği açısından önemli olduğunu söyledi.
Pamuk tarımında suya yoğun şekilde ihtiyaç duyulduğunu hatırlatan Kayhan, rejeneratif pamuk üretimiyle ilgili şu bilgileri paylaştı: “Bölgemizde normalde pamuk öncesi buğday ekilerek yılda çift üretim yapılır. Biz ise rejeneratif tarım için ayırdığımız arazilere buğday ekmiyoruz. Toprağa önce yüksek azot barındıran yonca tipi bitkiler ekiyor, büyüyen bitkileri toprakta bırakıyoruz. Bu bitkiler doğal gübre ve koruyucu katman görevi görüyor. Böylece pahalı gübre ihtiyacınız ortadan kalkarken, pestisit gereksiniminiz de azalıyor. Kimyasal ilaç da kullanmıyoruz. Toprağın üzeri kapalı olduğu için yabancı ot bitmiyor, içi nemli kaldığından pamuğun yetişmesi için gerekli 15 santimlik alanda canlı yaşam ve mineraller artıyor ve atmosfere eski gübre uygulamalarından kalmış moleküller salınmıyor. Dolayısıyla daha noktasal kullanım yeterli olduğundan su kullanımı yüzde 75 oranında azalıyor, işçilik maliyetleri düşüyor. Yetişen pamuk yerel olarak imal ettiğimiz özel makinalarla toplanıyor. Toprağı daha az işlediğimiz için daha az traktör ve ekipman kullanıyor böylece pamuk üretimi sırasındaki karbon emisyonunu da azaltıyoruz. Doğanın döngüsü içinde, biyoçeşitliliği koruyarak pamuk yetiştiriyoruz.”
Baran Kayhan, SÖKTAŞ olarak Birleşmiş Milletlerin yayınlamış olduğu sürdürülebilir kalkınma hedeflerini benimsediklerini vurguladı. Tüm üretim sürecinde kaynak kullanımını düşürmeye ve atık oluşumunu azaltmaya çalıştıklarını belirten Kayhan, “Oluşan atıkları öncelikli olarak kendi içimizde değerlendiriyor, sonrasında geri kazanmanın yollarını arıyoruz. Başka bir çalışmamızda tekstil üretiminde su tüketiminin en fazla olduğu prosesleri tespit ederek buraları iyileştirdik, alternatifler ürettik. Su tüketimimizi bir kaç yıl içinde yüzde 37 oranında azalttık. Ayrıca, fabrika binalarımızın çatılarına 1.5 MW kurulu güce sahip güneş enerjisi santrali (GES) kuruyoruz. İklim değişikliğiyle mücadeleye hazırlanırken, liderlerimizin gündemindeki karbon vergisi gibi cezai yaptırımlar kısa vadede doğru uygulamalar olsa da, bunlar gelişmeyi ve inovasyonu yavaşlatabilir. Üzerinde durulması gereken asıl konu, çevre dostu üretim ve ticarete verilecek acil maddi / manevi destek ve teşvikler olmalıdır. Yeni girişimcileri, çiftçileri, sanayicileri, inovasyona ve ekonomiye kazandıracak kolaylıklar bu değişimi çok daha hızlandıracaktır.”
Oturumun konuşmacılarından Evrnu kurucusu ve CEO’su Stacy Flynn ise modadaki atık krizine dikkat çekerek bu konuda moda sektörünün oldukça zayıf olduğunu, kotların sadece yüzde 1’inin geri dönüştürülebildiğini söyledi.