Risklerin kara kutusu, Kalite Kongresi’nde açıldı!
Dünyanın kaderini etkileyecek riskler ve fırsatların ele alındığı Kalite Kongresi’nde dünyayı etkisi altına alan ekonomik riskleri değerlendiren Prof. Dr. Özgür Demirtaş, her alanda kalitenin önemli olduğunun altını çizdi. Demirtaş, “Türkiye’nin önümüzdeki 30 yılda ihtiyacı olan temel şey daha fazla ihracat yapması, ancak ihracatın içindeki yüksek teknolojili ürünlerin payı kritik rol oynuyor” dedi.
Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) gelenekselleşen Kalite Kongresi, TÜSİAD iş birliğiyle 31’inci kez yapıldı. İki gün boyunca 10 farklı oturumda, 2 binin üzerinde katılımcıyı buluşturan kongre, “Riskin Ötesi: Bilim, Sektör ve Toplumda Adalet” temasıyla gerçekleştirildi. Kongrede, gıdadan enerji krizine, savaşın yarattığı ekonomik dalgalanmalardan göç problemlerine, teknolojik gelişmelerden istihdama kadar dünyanın gündeminde olan birçok konu ele alındı.
“Risklerin ötesini adalet ışığında birlikte aydınlatacağız”
KalDer Başkanı Yılmaz Bayraktar, kongreyi açış konuşmasında “Riskin Ötesi: Bilim, Sektör ve Toplumda Adalet” temasını seçmelerinin gerekçesini açıkladı:
“Bu temayı seçmemizdeki temel belirleyici, Dünya Ekonomik Forumu çıktıları ve artan küresel riskler ile içinde bulunduğumuz karmaşa ve belirsizlikler oldu. Baktığımızda yaşam şeklimiz ve iş anlayışımız değişimin de ötesinde hızlı bir dönüşüm içinde ilerliyor. Küresel hedeflerin baskısı; çevresel, sosyal ve ekonomik alandaki başarı ölçütlerimizi değiştiriyor, bizler de karşı karşıya kaldığımız riskler için doğru çözümler bulmak zorunda kalıyoruz.
Riskleri aşmamızın temel koşulunun ise insanlık olarak hep birlikte bu dönüşüm çabasına destek vermemizden geçtiğine inanıyoruz. Herkesin katılabileceği sürdürülebilir bir dünya çabasında başarıya ulaşmamız, bilimde, sektörlerde ve toplumda özgür olmamıza ve bu özgürlüğü sağlayacak bir adalet zemini oluşturmamıza bağlı. İşte bu yüzden, adaletin ışığında risklerin karanlık tarafını aydınlık birer fırsata dönüştürecek cesareti gösterebilecek olanlarla bugün buradayız.”
Konuşmasında iki önemli gelişmeye de değinen Bayraktar; “Üyesi olduğumuz EFQM ile ilgili bizi heyecanlandıran önemli bir haberimiz var. Dünyanın takip ettiği EFQM Forumu’nu, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı anısına 2024 yılının Nisan ayında, EFQM Ülke Temsilcisi Türkiye Kalite Derneği ve EFQM yerel paydaş kuruluşlarımız iş birliği ile İstanbul’da düzenleyeceğiz. Ayrıca gelecek yıl planlarımızda iki büyük ödül töreni mevcut. Birincisi Türkiye Sürdürülebilir Gelecek Ödülleri, ikincisi ise BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına uygun yayınları özendirmek için ilk kez vereceğimiz Medya Mükemmellik Ödülleri olacak.” şeklinde konuştu.
TÜSİAD Başkanı Turan: “Risklerin çıkış anahtarı, riskin ötesini görmekte”
Açılışta konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ise şunları söyledi:
“Tüm dünya ekonomik ve politik açıdan bir türbülanstan geçiyor. Böyle dönemlerde eğilimlere yön vermek, değişen koşulların getirdiği fırsatları yakalamak ve derinleşen eşitsizliklere çözüm bulmak şüphesiz ki hiç kolay değil. Çok yakın geçmişte seyrek olarak karşımıza çıkan sorunlar artık küresel risklerin bir parçası haline geldi. Bu anlamda kongrenin temasını çok değerli buluyorum çünkü risklerin çıkış anahtarı riskin ötesini görmekte…
Dünyada yaşanan birçok farklı ekonomik kriz, mevcut tabloda fırsatları görmeye engel olmamalı. Rekabet, istihdam, yatırım gücü, ekonomik istikrar ve refah boyutunda ilerleme elbette ki mümkün. Bugünün ekonomisi yüksek katma değer üzerine kurulu. Yüksek katma değer yaratmak içinse sürdürülebilir olmak çok önemli. Sürdürülebilirliğin yolu ise yeşil ve dijital bir dönüşümden geçiyor. Günümüzde iklime dayalı ekonomi modeli giderek önem kazanıyor. Yeşil ve dijital dönüşüm yani ikiz dönüşümlü süreç, yaratılan katma değerin artırılması için çok değerli.
“Hedefimiz; saygın, adil ve çevreci bir Türkiye görmek”
TÜSİAD olarak ikiz dönüşüm konusunda çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Gerek yeşil gerek dijital dönüşüm için önemli olanın nitelikli insan kaynağı olduğuna inanıyoruz. Bunun ise kaliteli eğitim ve fırsat eşitliği ile başlayacağını düşünüyoruz. Bu noktada nitelikli iş gücü, nitelikli istihdam ve dengeli politikaların büyük önemi var. Çünkü insanlar, bilim ve kurumlar yeni düzenin aktörlerini oluşturuyor. Önceliğimiz insanların yetkinliklerini geliştirmek, bilim ve teknolojik gelişmeyi esas almak, ekonomiden hukuka kadar her alanda kapsayıcı ve güvenilir kurumlar oluşturmak.100. yılımıza girerken hedefimiz; akıl, bilim, hukuk ve özgürlük üzerine inşa edilmiş cumhuriyet değerleri ışığında saygın, adil ve çevreci bir Türkiye görmek.”
“Topyekûn bir kalite anlayışı hâkim olmalı”
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın ise açılıştaki konuşmasında, kongrenin ana temasını oluşturan riskin ötesine geçmek konusunda akademik çalışmalar gerçekleştirdiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan raporlarda, gelecek 10 yıldaki riskler sıralanmış durumda. Buradaki risklerin ilk üç sırasında iklim, ekstrem hava olayları ve biyoçeşitlilik kayıpları yer alıyordu. Pandemi ile birlikte bu sıralama tamamen değişti ve sosyal uyum birinci sıraya yerleşti. İnsanların ekonomik ihtiyaçları ikinci sıraya düştü. Bilime karşı duruş, dijital tepki gibi konular da sıralamaya girdi. Bu noktada tek bir gerçeklik ve tek bir bakış açısı olmadığını anlamalıyız. Örneğin üretimde kalite sadece üretim standartlarına bakarak olmamalı. Aynı zamanda toplumsal kodlara da bakılmalı. Yani topyekûn bir kalite anlayışı hâkim olmalı. Tek başına üretime dair standartlar belirlemek yeterli olmaz, aynı zamanda sosyal ve toplumsal standartlar da belirlenmeli. Risklerin ötesini tartışırken riskin ötesindeki değerler de konuşulmalı. İnsanı merkeze koyan bir anlayışla her şeyin insan için olduğunu unutmadığımızda konuya farklı bir noktadan bakabiliriz. Böylece üretime, tüketime, teknolojiye, Ar-Ge’ye ve modern insanın açmazlarına bakışınız da değişir.”
“Ekonomiyi akılcı yönetmenin yolu kaliteli eğitim sisteminden geçiyor”
Kongrenin ana konuşmacısı olan Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, “Bilim ve Akılcılık ile Riskleri Görebilmek” başlıklı konuşmasında tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik riskleri değerlendirdi. Makro ekonomiden ABD, Rusya, Avrupa, Çin ve Türkiye’nin ekonomilerine kadar birçok konuya değinen Demirtaş; 2023 yılı için Türkiye ekonomisi ile ilgili öngörülerini de paylaştı. Her alanda önemli olanın kalite olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Demirtaş, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin önümüzdeki 30 yılda ihtiyacı olan temel şey elbette ki daha fazla ihracat yapması, ancak burada ihracatın içindeki yüksek teknolojili ürünlerin payı kritik rol oynuyor. Dolayısıyla kalite hayatımızın her alanında olmalı çünkü kalite olduğu zaman yüksek kâr marjlarından bahsedebiliriz ve bu durumda ekonomide daha iyi sonuçlar elde etmek mümkün olur.
Bu aslında tam olarak güzel bir döngü. Ne kadar çok kaliteli ürün üretirseniz o kadar çok kârınız yükselir, ne kadar çok kârınız artarsa ileride daha kaliteli ürün üretmeniz için fırsatlarınız olur. Üretim ne kadar kalitesizse kâr marjı da o kadar düşük olur ve olumsuz kısır döngüden çıkmak zorlaşır. Bu noktada iyi anlamda bir döngüye girilmesini temenni ediyoruz.”
Gıda sisteminin karşı karşıya olduğu riskler masaya yatırıldı
Moderatörlüğünü EWA Kurumsal Danışmanlık Kurucu Ortağı Dilek Emil’in yaptığı “Gıda: 2030’a Doğru Gıda Güvenliği” oturumunda Hacettepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vural Gökmen, Gıda Kurtarma Derneği Başkanı Berat İnci ve EBRD Türkiye Başkan Yardımcısı Mehmet Uvez, gıda sisteminin iklim değişikliği başta olmak üzere karşı karşıya olduğu riskleri ve bu riskleri aşmanın yollarını masaya yatırdı.
“Kaynaklar: Zincir Ne Kadar Güçlü?” oturumunun moderatörlüğünü UND Başkan Yardımcısı Fatih Şener üstlenirken, Ekol Lojistik EYS ve Sürdürülebilirlik Stratejileri Kıdemli Lideri Korhan İşçil, Türk Ekonomi Bankası Tedarik Direktörü Arda Polat ve KeyLine Lojistik Kurucusu Dr. Kayıhan Turantalep, değer zincirinin önemine dikkat çekti.
Futbol metaforu üzerinden etik kavramını anlattı
Türkiye’nin FIFA Kokartlı İlk Kadın Hakemi Prof. Dr. Lale Orta, “Yaşam Biçimi Olarak Kalite” konulu kongre kapanış konuşmasında, futbol metaforu üzerinden hayatta etik kavramının önemine değindi.
“Hayatta herkese iyi davranamazsınız, bu noktada asıl olan eşit olana eşit davranmaktır. Çünkü Victor Hugo’nun da dediği gibi ‘İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.’ Hakemlikte de bu böyledir. Futbolun adaletinde; hangi yaş, cinsiyet, ırk, kültür ya da mesleğe sahip olursanız olun müsabakalar herkes için eğlenceli ve birleştirici olmalıdır. Buradaki temel kriter ise futbolun adil olması gerektiğidir ve futbolda kaliteden ancak bu şekilde bahsedilebilir.
Benim için kalite, içerisinde öncelikle adaleti barındırır. Bir hakem adil olmak zorundadır, çünkü verdiği yanlış kararlarla yönettiği maçı birbirine katıp şehirlerin karışmasına da neden olabilir, verdiği doğru ve adil kararlarla birbirine düşman iki ülkeyi bir araya da getirebilir. Bu noktada kaliteyi; alın teri, eğitim, emek, sabır, fedakârlık, sürekli çalışmak, en ileriye gidebilmek ve orada kalabilmek olarak tanımlıyorum. Ulaştığınız noktada kalabiliyorsanız kalite söz konusu demektir. Herkesin kalite anlayışı farklıdır ancak önemli olan sizin gitmek ve kalmak istediğiniz yerdir. Bir futbol hakemi olarak kalite anlayışım bana FIFA hakemi olarak en üst düzey maçlarda yer alabilme, elit kategori hakemi olma, önemli çalışmalarda bulunma gibi pek çok fırsatı sundu. Ben hayatım boyunca sevdiğim işleri kaliteli bir biçimde yaptığım için bu başarılara ulaştım. Özetle; başarı asla tesadüf değildir, kalitenin eseridir.”
Türkiye’nin kalite liderlerine mükemmellik ödülleri verildi
İş, bilim, akademi ve medya dünyasından katılımcıların takip ettiği Kalite Kongresi, KalDer’in 30 yıldan bu yana EFQM Modeli’ni uygulayan kuruluşlara verdiği Türkiye Mükemmellik Ödülleri ile heyecanlı anlara da sahne oldu. Başvuran 14 kuruluş arasından jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucu, kalite yolculuğunda başarılı olan kurum ve kuruluşlar ödüllerini aldı.
Gürmen Group, Üstün Performansta İlerleme aşamasında ödüle layık görülürken, Boğaziçi Yönetim A.Ş., Üstün Performansta Yetkinlik Aşamasında 3 Yıldız Belgesi’ni aldı. Üstün Performansta 4 Yıldız Belgesi’ne Aygersan A.Ş. ve KADEM layık görüldü. Farba, Sarıçam Belediyesi, Uludağ Elektrik, Yedaş Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. ve TB Sewtech Turkey ise EFQM Üstün Performansta 5 Yıldız Belgesi’ni almaya hak kazandı. Metro İstanbul A.Ş. “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Çeşitlilik ve Kapsayıcılık” iyi uygulamasıyla, Toyota Boshoku Türkiye “Touch Up” iyi uygulamasıyla ve Vakıf Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. “Entegre Stratejik Planlama” iyi uygulaması ile Türkiye Mükemmellik Ödülü’nün sahipleri oldu.
Kaynak: www.gidahatti.com