Ramazan Bayhan: “Hayvan hastalıkları kaynaklı yıllık kayıp 4 milyon ton süt, 300 bin ton et”
Maruf BUZCUGİL / Hüseyin GÖKÇE
Veteriner Sağlık Ürünleri Sanayicileri Derneği Başkanı Ramazan Bayhan, Türkiye’de hayvan hastalıkları kaynaklı üretim kaybının toplam hacim içinde yüzde 20 olduğuna dikkat çekerek, “Hayvan hastalıkları yarıya düşse 2 milyon ton süt ve 150 bin ton et daha fazla üretilir” dedi.
Veteriner Sağlık Ürünleri Sanayicileri Derneği (VİSAD) Başkanı Ramazan Bayhan, hastalıkları etkin şekilde kontrol altına alınmamış hayvancılık sektörünün, kârlı ve sürdürülebilir bir iş kolu olarak kalmaya devam edemeyeceğini söyledi. Türkiye’de hayvan hastalıkları kaynaklı kayıpların yüzde 20 civarında olduğunun altını çizen Bayhan, alınacak önlemlerde hastalıkların yarıya inmesi halinde yıllık 2 milyon ton süt, 150 bin ton da daha fazla et üretilebileceğini bildirdi. İnsandaki enfeksiyon hastalıklarının yüzde 70’inin hayvan geçişli olduğuna vurgu yapan Ramazan Bayhan, veteriner sağlık ürünlerinin sadece hayvan değil, toplum sağlığı açısından da önemli olduğunu aktardı. Sektörde ilaç sahteciliğine son zamanlarda aşı sahteciliğinin de eklendiğine değinen Bayhan, sahtecilikten yakalananların birkaç gün içinde kaldıkları yerden sahteciliğe devam ettiklerini belirtti.
Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Ramazan Bayhan, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Öncelikle VİSAD’ı bize ve kamuoyuna tanıtabilir misiniz? Neler yapıyorsunuz?
VİSAD, veteriner ilaç ve aşıları ile ilgili geliştirme ve üretim faaliyetlerinde bulunan firmaların bir araya gelerek oluşturdukları bir dernek. Ağır sorumlulukları var. Ucuz, yeterli ve sağlıklı hayvansal gıdaya ulaşmanın en kritik geçitlerinden birinde durmaktayız. Hastalıkları etkin bir şekilde kontrol altına alınmamış çiftlik hayvancılığı sektörü, kârlı ve dolayısıyla sürdürülebilir bir iş kolu olarak kalmaya devam edemez, yeterli hayvansal gıda üretemez. Bu da ürünü pahalı ve ulaşılması zor hale getirir. Diğer taraftan, insanlardaki enfeksiyon hastalıklarının yüzde 70’lik bir kısmının hayvan geçişli olduğu göz önüne alındığında, veteriner ilaç ve aşı sektörünün, toplum sağlığının da en önemli muhafızı olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Yine en az bunlar kadar önemli olarak hem çiftlik hayvanlarının hem de ailemizin bir parçası haline gelen arkadaş hayvanlarımızın ağrıdan acıdan arınmış bir hayat sürmelerinin güvencesi de bu sektördür. Dolayısıyla bu sektörün ürünlerine ulaşılabilirlik sadece yetiştiriciler için değil aynı zamanda toplumun tamamı için kritik önemdedir.
“HER YIL 500 BİN BUZAĞIYI KAYBEDİYORUZ”
Sektörün hayvancılığın ekonomisine olan katkısından bahseder misiniz?
Bugün hayvan hastalıklarından kaynaklanan ekonomik kayıplar toplam üretimin yaklaşık yüzde 20’si civarında. Yani, hastalıkların daha etkin kontrol edilmesiyle bu oranı yüzde 10’a düşürebilirsek, Türkiye’de aynı kaynaklarla fazladan yaklaşık 2 milyon ton süt, 150 bin ton da et üretilebilir. Her yıl yaklaşık 500 bin buzağıyı kaybediyoruz. Bunları aslında tamamen önlenebilir sebeplerden dolayı kaybettiğimizi bilmemiz lazım. Önemli bir çoğunluğunu ishal ve akciğer enfeksiyonu gibi etkin aşılama programlarıyla önemli ölçüde kontrol altına alabileceğimiz hastalıklardan, bir kısmını da yine bakım-besleme gibi önlenebilir hatalardan dolayı kaybediyoruz. Buna dur diyebiliriz. Bir master plan rehberliğinde hazırlanmış bir yol haritası çıkarıp o yolda kararlılıkla yürürsek birkaç yıl içinde çok iyi sonuçlar alacağımıza eminim.
“SAHTECİLİKTEN YAKALANANLAR BİRKAÇ GÜN SONRA TEKRAR DEVAM EDİYOR”
Peki sektördeki sorunlardan bize ne aktarabilirsiniz?
Her sektörün kendine özgü sıkıntıları olduğu malum. Bunlardan en önemli gördüğüm iki tanesinden bahsetmek isterim. Zaman zaman beşeri sektörde de gördüğümüz sahte ve kaçak ürün sorunu bizleri çok olumsuz etkiliyor. Mevcut yasal düzenlemelerin yetersizliğini maalesef sektör olarak defalarca test etmiş durumdayız. Sahte ilaç dağıtımı yapan kişileri defalarca ihbar edip yakalatmamıza rağmen birkaç gün içinde kaldıkları yerden devam ediyorlar.
“SAHTECİLİĞİN AŞIYA DA SİRAYET ETTİ, ACİLEN EL ATILMALI”
Bunu son zamanlara kadar sadece ilaçlar üzerinden yapıyorlardı. Ancak son dönem bu sahtecilik olaylarının aşılara da sirayet etmiş olması çok önemli bir tehdit. Binlerce hayvanı hastalıklara karşı koruduğunuzu düşünürken bir anda büyük hastalık patlamalarına ve bunun hem hayvan hem de toplum üzerinde yansımalarına şahit olabiliriz. Dolayısıyla acilen el atılması gereken bir konudur.
“ÖNEMİ BÜYÜK AMA TİCARİ HACİM KÜÇÜK”
Bir diğer konu da piyasaya sunulacak ürünlerin etkin ve güvenli olmasına yönelik bazı taleplerin sektörün karşılayabileceğinin üzerine çıkması nedeniyle bu ürünlere erişmede yaşanabilecek sıkıntılardır. Hayvan sağlığı sektörü, az önce bahsettiğim konularda kritik öneme sahip olmakla beraber küçük bir ticari hacme sahiptir. Beşeri ilaç sektörünün yaklaşık yüzde 5’i kadar bir büyüklüğü var. Dolayısıyla kırılganlığı ve iş kolu itibariyle vazgeçebilme duyarlılığı nispeten yüksek… Bu düşük iş hacimlerinden dolayı kârlılık oranlarında da düşüş yaratacak etkilere karşı özenli yaklaşılması gerekir. Bu anlamda, yasal düzenlemelerin, ilaç ve aşıya erişim ile ürünlerin güvenliği ve etkinliği yönündeki talepler arasında denge gözetmesi şarttır.
“Tek Sağlık konsepti için hazırlığa başlamalıyız”
Bugün insanlarda görülen enfeksiyon hastalıklarının yüzde 70’i hayvansal geçişli. İnsan sağlığının güvence altına alınması ancak hayvan sağlığının güvence altına alınmasıyla mümkün olabilir. Nitekim bilim dünyası bunu fark ederek “Tek Sağlık” adında bir konsept geliştirdi. Bu konsept insan, hayvan ve çevre sağlığının birbirine entegre ve ayrılamaz olduğu gerçeğinden hareketle bu 3 alanda çalışan tüm kişi ve kurumların yakın iş birliğini öngörür. Bizim de Türkiye olarak ilgili kurum ve kuruluşları bir araya getirip kurumsal organizasyon düzleminde hazırlıklara başlamamız ve bunun etkin çalışmasını sağlayacak yasal altyapıyı hazırlamamız gerekir. Arkadaş hayvan tarafından baktığımızda onlardan bize bulaşan tek şeyin sevgileri olmasını hedefl emek gerekir. Bunun için de hem onların hem kendimizin sağlığını temin edecek yeni ve etkin ürünler geliştirip ulaşılabilirliğini sağlamamız şart.