Perakende sektörüne çeki düzen geliyor
Perakende sektörüne ilişkin rapor yayımlayan Rekabet Kurumu, küçük ve yerel işletmelerin büyümesini engelleyen ve haksız rekabete yol açan uygulamaları sıralayıp, öneriler sundu.
Gerek marketlerdeki fahiş fiyatlar, gerekse küçük ve yerel zincirlerin büyüyememesini odağına alan Rekabet Kurumu Hızlı Tüketim Malları (HTM) perakende sektörüne yönelik bir inceleme başlattı. “Türkiye Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği Sektör İncelemesi Ön Raporu”nu önceki gün yayınladı. Sektörde yaşanan sıkıntıları göz önüne seren Rekabet Kurumu’nun getirdiği öneriler perakendecileri harekete geçirdi. Maddeleri değerlendirmek üzere Türkiye Perakendeciler Federasyonu ve PERDER acil bir toplantı organize etti.
Raporda HTM pazarındaki yoğunlaşma oranlarının hızla arttığına dikkat çeken kurum, sektörün ilk dördünün pazar payını 20102019 yılları arasında artırdığına dikkat çekerek, aynı dönemde yerel ve küçük marketlerin pay kaybettiği bilgisine yer verdi.
“Alım gücünün kötüye kullanılmadığının garantisi verilmeli”
İlk üç şirketin indirim market olduğu belirtilen raporda, özel markalı ürün ağırlığının diğerlerinden fazla olduğu vurgulanarak şu bilgilere yer verildi: “İndirim marketleri tarafından tasarlanan bu ürünler çoğunlukla küçük ve orta ölçekli üretici veya çiftçiye ürettirilmektedir. Perakende gücünün de etkisiyle indirim marketler bu satıcılar karşısında önemli bir alıcı gücüne sahip olmaktadır. Bu gücün kötüye kullanılması söz konusu satıcıların faaliyetlerini zorlaştırmaktadır. Çiftçiler ile küçük ve orta ölçekli işletmelerin ülke ekonomisinin temel taşları olan bu aktörlerin gelirlerinin azalmasına yol açabilecek nitelikteki uygulamaların engellenmesinin şart.”
Haksız ticaret uygulamalarına örnek olarak tedarikçilerden bedel talep edilmesi, ödeme vadelerinin uzun olması, sözleşmede tek taraflı değişiklik gibi uygulamalardan örnekler verildi.
Kurum, alıcı güçlerinin kötüye kullanılmadığının garanti altına alınmasını önerdi. Bu uygulamanın marketler arasındaki rekabete olumlu yansıyarak fiyatların düşeceği belirtildi.
Yeni bir idari otoriteye ihtiyaç var
Haksız ticari uygulamalar karşısında tedarikçilerin şikayet yolunu seçmedikleri tespitinde bulunan kurum, yeni bir otoriteye ihtiyaç olduğunu belirtti: “Perakendecilerin alıcı gücünün kötüye kullanılmasının engellenmesini teminen, yasal bir düzenleme ve bu yasal düzenlemenin uygulamasından sorumlu, yaptırım uygulama yetkilerine sahip bağımsız bir idari otorite ihtiyacı doğduğu sonucuna ulaşılmıştır.”
Rekabet Kurumu’nun gündemine aldığı maddeler
Enflasyona yönelik gözetim çalışmalarına Rekabet Kurumu da katıldı. Perakende sektörünü inceleyen kurum, küçük işletmelerin büyümesini engelleyen, haksız rekabete yol açan uygulamaları sıraladı ve “alıcının gücünün kötüye kullanılmadığının garanti altına alınmasını” önerdi. Kurumun hazırladığı raporda, haksız ticaret uygulamalarına ilişkin olarak zincir marketlerin tedarikçilerden bedel talep etmesi, ödeme vadelerini uzun tutması, sözleşmede tek taraflı değişiklik yapması gibi uygulamalardan örnekler verildi. Rapor, perakende sektöründe şok etkisi yarattı. Kurumumuza yapılan birleşme-devralma başvurularında bu sektör özelinde daha sıkı bir inceleme gündeme gelecek. Önceki kararlarda ilçe bazında yapılan coğrafi pazar tanımlarının ötesine geçilerek; semt, mahalle ve benzeri daha dar coğrafi pazar tanımları yapılacak.
Dikey Anlaşmalara Yönelik Grup Muafiyeti Tebliğ kapsamında alıcı gücüne yönelik görece düşük bir eşik tespit edilecek veya yalnızca bu sektöre özel bir eşik belirlenebilecek. Sektörde yapılan ve diğer rakiplerin rekabetçi açıdan dezavantajlı konuma gelmesine yol açan münhasırlık içeren anlaşmaların yeniden değerlendirilebilir. Örneğin bu kapsamda belli tip ürün ve ambalajların sadece tek bir teşebbüs için üretilmesini sağlayan anlaşmalar yasaklanabilecek. Marketlerin özel markalı ürün ürettirerek hem üretici hem de satıcı olmasından kaynaklanan birtakım avantajlar elde ettiği ve bu şekilde üreticilerin bazı hassas ticari bilgilerine ulaşabildiği biliniyor. Marketlerin özel markalı ve üretici markalı satın alma birimlerinin birbirlerinden tamamen ayrışmasını sağlayacak ve literatürde “Çin Seddi” olarak bilinen uygulamanın katı bir şekilde tesisi ve takibi gündeme getirilebileceği değerlendirilmektedir. Küçük veya yerel perakendecilerin büyük zincir marketlerle daha etkin bir şekilde rekabet edebilmesini sağlayabilmek için alım birliklerinin oluşması teşvik edilecek. Bu anlaşmalara 4054 Sayılı Kanunun 5. Maddesi kapsamında muafiyet tanınabilecek.
PERDER talepleri
Mağaza açılışlarında kurallar getirilsin, yan yana marketler olmasın . Raflardaki private label (market markalı) ürünler yüzde 79 oranına çıkmış durumda. Bir denge sağlanarak raflarda Türkiye’nin üreticilerine ait markalara yer verilsin. Fiyatların düşmesi için temel gıda maddelerinde KDV eşleşmesi istiyoruz. Yüzde 8 olan KDV oran, fiyatları otomatik olarak yükseltiyor. Yüzde 1 KDV’nin gündeme gelmesini talep ediyoruz.
Perakendeciler yeni yasa bekliyor
Perakende sektörünün en büyük sorunu tekel oluşması ve gıda fiyatlarındaki yüksek fiyat olduğunu söyleyen PERDER (İstanbul Perakendeciler Derneği) Başkanı ve Türkiye Perakendeciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Güzeldere, sektöre düzenleme getirecek bir yeni yasa beklentisinde: “Sektörde ihtiyaç fazlası işletmeler var. Bakkalların 149 bin olan sayısı 10 yılda 128 bine düştü. Organize perakende sektöründe ise 10 bin 500 olan sayı 35 bine çıktı. Avrupa’da nüfus ve mimari yapıya göre mağaza açılıyor. 3 bin 300 kişiye 1 satış noktası düşerken bu sayı Türkiye’de 700 kişiye iniyor.” Sektörün uzmanlarından oluşan bir üst kurula ihtiyaç olduğunu söyleyen Güzeldere, “Organize perakendede denetim ve takibe ihtiyaç var” dedi.