Ormancılarla bir gün
Habertürk yazarı Kemal Öztürk, kamerasını bu kez Bolu’da ormancılara çevirdi, Orman Genel Müdürlüğü ekipleri ve köylülerle ağaçlarla iç içe bir günün izlenimlerini kaleme aldı.
Bir ağacın kesilmesi kötü bir şeydir. Ancak bir ormanı güçlendirmek için bazen ağaç kesmek iyi bir şeydir.
Ormancılarla geçirdiğim bir günden sonra bu kanaatim oluştu.
Bolu’nun muhteşem ormanlarında, orman köylülerinden ve Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ekiplerinden bugüne kadar hiç duymadığım bilgiler öğrendim.
İnsan öğrendikçe, aslında ne kadar az şey bildiğini daha iyi anlıyor.
ORMAN BAKIMI NASIL YAPILIR?
“Orman bakımı”… aslında yaptıkları faaliyete bu ismi veriyor Ormancılar. “Ağaç kesmek” de demiyorlar. Kulağa hoş gelmiyor. Bu işleme de “enval üretimi” diyorlar.
Bir ormanın bakım planları bilimsel veriler ışığında, tek tek sahada ağaçlar kontrol edilerek, uzun ve zorlu bir uğraş sonucunda yapılır.
Orman mühendisleri yapıyor bu çalışmayı. Gelecek 20 yılda bir bölgede kurumuş, zayıf olduğu için kesilecek ağaçlar, gençleştirilecek ormanlar, yeni dikim alanları bu çalışma sonucunda tespit ediyor. Bunlar “Amenejman Kitabı” adında bir kitapta toplanıyor.
Bu kitapta belirlenen çalışmalar “orman işletme şefi” tarafında uygulanır. Orman mühendislerinden seçilen şefler, teşkilatın en kritik ve önemli görevlileri.
Mühür onda.
“ORMANICININ NAMUSU” DENEN MÜHÜR
“Mühür” dediğim, tıpkı metal para gibi, darphanede yapılan ve kesilecek ağaçlara vurulan metal bir damga.
“Mühür ormancının namusudur” diyorlar. Tıpkı askeriyedeki sancak gibi.
O şefin mührünün vurulmadığı ağacı kesmek büyük suç.
Sadece kesene değil, orman muhafaza memuruna, taşıyana, satana… hepsine bu kaçak kesilen ağacın bedelini ödetiyorlar.
Çok büyük bir disiplin var orman teşkilatında. Askeriye gibi. Bölge müdürü, şube müdürü, şef, muhafaza memuru… tıpkı askeriyedeki gibi emir komuta, saygı ve disiplin konusunda çok titizler. Doğrusu şaşırdım bu disipline.
Orman bakımı, bir anlamda ormanı daha güçlendirmek, daha gençleştirmek anlamına geliyor. Seyrekleştirilecek ormandaki kural, “Zayıf olan kesilir, güçlü olan ayakta kalır”. Doğanın kadim kuralını ormancılar da uyguluyor yani.
ORMANA NEDEN MÜDAHALE EDİLİYOR?
“Ormana müdahale edilmese, kendi kendine yaşamını sürdüremez mi?” diyorum. “Evet” diyor Bolu Orman Bölge Müdürü Mahmut Şentürk, “Sürdürür ama ağaç gelişimi, ormanın varlığını sürdürmesi, yeni orman alanlarının doğması bu şekilde nitelikli olmaz. Ayrıca orman yangınları daha çok olur. Bizim müdahalemiz, aslında doğanın kendi kuralını insan eliyle uygulamaktan ibaret. Kolaylaştırıcı işlev yapıyoruz sadece.”
Gerçekten de gençleştirilmiş ve seyrekleştirilmiş ormanda bulunan bir ağaçla, müdahale edilmemiş ormanda bulunan bir ağacı gösterdiklerinde bunu anladım. Biri 70 CM çapında uzun ve güçlü, diğeri 30 CM çapında ve daha kısa.
Bir yere yeni ağaç dikilecekse o bölgede yetişen ağacın tohumu ve fidanı olmak zorunda.
Yani Bolu’daki bir fidanı alıp, Antalya’ya ekmezler. Doğanın yapısı bozulur o zaman.