Obezitenin ardındaki gerçek: Fakirlik ucuz ve şişmanlatan gıdalara itiyor
MESUDE ERŞAN
Türkiye, obezite sıklığı açısından Avrupa birincisi. Ortalama yüzde 32. Erkeklerin yüzde 20.5’i, kadınların ise yüzde 41’i obeziteli birey. Bir o kadar da fazla kilolu, yani obezite adayı birey var. Ekonomik koşullar, daha ucuz ama sağlıksız ve şişmanlatan gıdalara itiyor.
Karbonhidrat çok yeniyor, çünkü ucuz
Prof. Dr. Dilek Yazıcı’ya göre obezite bir ‘irade sorunu’ değil, kronik ve kompleks bir hastalık
Obezite, genetik, epigenetik, çevresel, sosyoekonomik birçok faktörün etkileşimi sonucunda ortaya çıkıyor. Ancak özellikle sağlıksız beslenme alışkanlıklarının ve fazla yemenin obezite gelişmesine etkisi büyük.
Türkiye Obezite Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Dilek Yazıcı’ya göre obezite bir ‘irade sorunu’ değil, kronik ve kompleks bir hastalık. Sosyo ekonomik durumun yeme alışkanlıklarının şekillenmesinde etkisini hatırlatan Yazıcı, “Karbohidrat ağırlıklı yiyeceklerin daha ucuz olması nedeniyle, ekonomik güçlük yaşayan kişilerin bu şekilde beslenmeye zorunlu olduklarını görüyoruz” dedi.
Çok yoğun iş hayatı olanların yemek yemek için bulabildikleri kısıtlı zamanda çabuk tüketilebilen fast-food veya hazır paket gıda tercih ettiklerini belirten Yazıcı, şunları söyledi: “Dışarıdan alınan hazır gıdaları yeme alışkanlığı, paketlenmiş gıdaların fazla tüketilmesi de obezite gelişiminde rol oynar. Fast-food denilen gıdalar genellikle zamandan kazanmak için kısa sürede tüketilmek için geliştirilmiş, ancak çoğunlukla rafine karbonhidratlardan zengin, bitkisel liflerden fakir, aşırı yağlı, enerji-yoğun yiyecekler. Ayrıca iş yemekleri veya seyahatlerine çıkanlarda kontrolsüz yemek tüketimi görülebiliyor. Kişilerin tükettikleri gıdaların içeriğini bilmeleri, ne tükettiklerinin farkında olmaları önemli. Paketli gıdaların etiketlerinde yer alan gıda bileşenleri ve kalori miktarını takip edebilmek fazla kalori alımının engellenebilmesi açısından büyük önem taşıyor.“
Çocukları sağlıksız gıdalarla ödüllendirmeyin
Çocuklara ödül olarak sağlıksız gıdalar verilmesini de eleştiren profesör şöyle devam etti: “Çocukluktan itibaren sağlıksız yeme alışkanlığı geliştirilmesi kilo alımını kolaylaştırır. Sağlıksız yeme alışkanlığından kastımız, basit karbonhidrat, doymuş yağ ağırlıklı, liften fakir beslenmek. Paketlenmiş gıdaların çocuklar hedeflenerek pazarlanması, reklamlarda yaygın yer alması tüketimlerinin artmasına neden oluyor. Bu davranışları genlerine kodlanıyor. Şekerli içecek tüketimi de obezite riskini artırıyor. Özellikle çocukluk çağında bu gıdaların tüketilmesine alışılması, erişkinlikte de alışkanlığın sürmesine yol açıyor.”
Zayıflatma ameliyatları kontrolsüz
Yazıcı, halk arasında zayıflama ameliyatları olarak bilinen obezite cerrahisinin kontrolsüz yapıldığına dikkat çekti: “Bu kanayan bir yara. Bir yandan hastalardan talep var. İnsanlar kolay yola gitmeye çalışıyorlar. Sağlık Bakanlığı’nın koyduğu, hangi durumlarda ve nasıl uygulanması gerektiğini gösteren kurallar var. Ancak bunlar her yerde titizlikle uygulanmıyor. Hastalar bir şekilde kandırılıyor. Oysa bunlar önemli ameliyatlar. Hastalar ameliyattan sonra ciddi besin yetersizlikleri yaşıyorlar. Endikasyonsuz ameliyat edilen hastaların yoğun bakımlarda takip edildiklerini çok gördüm.”
Obezite tedavisi ekip işi
Yazıcı’nın verdiği bilgiye göre obezite tedavisi bireyin kararlılığı ve etkin olarak katılımını gerektiren, uzun ve süreklilik arz eden bir süreç. Pek çok faktörün etkili olması, bu hastalığın önlenmesi ve tedavisini son derece güç ve karmaşık hale getiriyor. Bu nedenle tedavisine obezite hekimi (aile hekimi, iç hastalıkları uzmanı, endokrinolog), bariyatrik cerrah, diyetisyen, egzersiz uzmanı ve klinik psikologtan oluşan bir ekip karar vermeli.
Obezite tedavisine, hastanın beden kitle indeksine, sahip olduğu ek hastalıklara, genel durumuna göre değerlendirilerek bu ekip tarafından başlanıyor. Tedavide hedef sadece ağırlık kaybı değil obezitenin olası komplikasyonlarını önlemek veya var olan komplikasyonları tedavi etmek, böylelikle yaşam kalitesini artırmak ve ömrü uzatmak.
Obezite, başta tip 2 diyabet olmak üzere kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, inme, çeşitli kanserler, obstrüktif (tıkayıcı) uyku-apne sendromu, karaciğer yağlanması, yemek borusunda reflü, polikistik over sendromu, kemik eklem sorunları ve depresyon gibi birçok sağlık sorununa da zemin hazırlıyor.
Obezite nedir?
Obezite, vücutta sağlığı bozacak ölçüde aşırı ve anormal yağ birikmesi. Obezitenin hesaplanmasında boy ve kilo değeri üzerinden yapılan Vücut Kitle İndeksi (VKİ) – Body Mass Index (BMI) hesaplaması kullanılıyor: Vücut kitle indeksi, kilogram olarak ağırlığın, metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle elde ediliyor. Vücut kitle indeksi (beden kitle indeksi) hesaplama değeri 30’un üzerindeki kişi obez, 40’ın üzerindeki kişi ise morbid obez olarak kabul ediliyor.