Mavi Yengeç’te talep patlaması
Dalyan’da ünlü Mavi Yengeç aşırı talep nedeniyle turistlere yetişmiyor. Yöre balıkçılarının bir zamanlar çöpe attığı Mavi Yengeç’i turistler o kadar çok seviyor ki dalyandan çıkan yengeç talebi karşılamaya yetmiyor. Bu nedenle Adana ve Edirne’den Mavi Yengeç getirtiliyor. Bölgede Mavi Yengeç turizmin bir parçası haline geldi.
Caretta Carettaların üreme sahası olan İztuzu Plajıyla ünlü Muğla’ya bağlı Ortaca İlçesinin Dalyan beldesi son yıllarda bölgenin yaygın türlerinden Mavi Yengeç’i de turizmin bir parçası haline getirdi.
Yöre insanlarının 1971 yılında kurduğu Dalyan Su Ürünleri Kooperatifi (DALKO), turistlere tüketime hazır durumda Mavi Yengeç sunmaya başladı.
Yaklaşık 5 yıl önce başlayan uygulamaya turistler o kadar çok ilgi gösterdi ki; bölgedeki istihsal sahasından çıkan ürünler talebi karşılamaya yetmedi. DALKO bu nedenle Adana ve Edirne’den Mavi Yengeç getirtmeye başladı.
YILDA 25 TON TÜKETİLİYOR
Boyutuna göre yarım ve 1 kiloluk paketlerde 30 ve 50 TL’ye satılan Mavi Yengeçler yılda 25 ton tüketiliyor.
‘DAHA ÖNCE ÇÖPE ATILIYORDU’
DALKO Başkanı Arif Yalılı, bölgede balıkçılık yapan halkın yıllarca çıkan Mavi Yengeçleri çöpe attığını söyledi.
Balıkçıların ağlarından çıkan yengeçleri kullanmadıklarını belirten Yalılı, “Kooperatif de çıkan yengeçleri kullanmıyordu. Bu ürünü değerlendirmek istedik. Kurduğumuz tesiste tüketime hazır durumda Mavi Yengeç sunuyoruz. Dalyan’a gelen misafirleri kooperatifin merkezine davet ediyoruz. Burada canlı hallerini de görüyorlar. Pişirip, paketleyip ikram ediyoruz. Teknede servis yapıyoruz” diye konuştu.
‘YARIM SANTİMETRE FARKLA YÜZBİNLERCE BALIĞI KURTARDIK’
Dalyancılık sistemi ile balıkçılık yapılan kooperatifte yıllık üretimin yüzde 99’luk kısmını kefal balığı oluşturuyor. Tamamen doğal ortamda yetişen topan ve ceren kefal yurt dışına da ihraç ediliyor. Kefal yumurtası da işlenerek satılıyor.
Yalılı önceliklerinin üretimi artırmak olduğunu belirterek; “Bu nedenle bakanlığın tebliğlerine tamamen uyuyoruz. Hatta kefal üretimini artırmak için kendi deneyimlerimizi bu işe aktardık. Yasa dalyanlarda kullandığımız tel örgüleri 3 santimetre kare olarak belirlemesine rağmen biz yarım santim daha geniş örgü kullanmaya karar verdik. Böylece üretimi yüzde 100 oranında artırdık” ifadelerini kullandı.
‘KEFALLERİ DENİZDE TAKİBE ALDIK’
Tel aralığını büyütmeleri sayesinde yüz binlerce balığın kurtulduğunu ve üreme fırsatı bulduğunu belirten Yalılı sözlerini şöyle sürdürdü;
“200 gramlık, pek de besin değeri olmayan balıkların telden geçmesini hedefledik. Bu küçücük balık bile binlerce yumurta bırakabiliyor. Bölgede popülasyon önemli ölçüde arttı. 5 tanesi bir kilo gelen balığın çok büyük besin değeri yok.
Dolayısıyla o balıkların denize ulaşarak yumurta atmalarını sağladık. Ama kendi halinde bırakmadık. Gece gündüz personelimiz denizde balıkları gözledi.
Yumurtlama döneminde avlanılmasının önüne geçtik. Bunun da meyvesini aldık. Daha önce yıllık 350 bin kiloları geçmeyen üretim 600 bin kilolara ulaştı. Hedefimiz 1 milyon kilo”
‘KOOPERATİF BORÇ İÇİNDEYDİ, YÖNETECEK ADAM BULAMADIK’
Türkiye’de kooperatifçiliğin zor olduğunu belirten Yalılı şunları söyledi:
“2017 yılında kooperatif 4 milyon lira borçla batmış durumdaydı. Neredeyse kayyuma devredilecekti. Ben yönetime talip olduğumda yanıma alacak yönetici bulmakta zorlandım. Kimse sorumluluk almak istemedi.
3 yılda borç bırakmadık. Ekipmanları yeniledik, yeni tesisler açtık. Kooperatifin işletme belgesi bile olmadığını öğrendik. Tüm eksikler tamamlandı. Şimdi çok iyi durumdayız.
Türkiye’ye kefal havyarını, Mavi Yengeç’i yayan kuruluş olduk. Amacımız ülke insanının ucuz balık yemesini sağlamak. Bundan artarsa da yurt dışına göndererek döviz girdisi elde etmek istiyoruz.
İtalya ve Kanada’ya ürün gönderiyoruz. Uluslar arası alanda birçok belge aldık, ödüller kazandık. 54 bin dekarlık alanda çalışıyoruz. 5 yıl önce kaçak avcılık yüzde 99 seviyelerindeydi. Şimdi yüzde 1 bile kalmadı”