Sorting by

×
EkonomiGüncel

Krizi kolay atlatma rehberi: Enerjide bu kış nasıl geçecek?

Dünya ölçeğinde bir enerji kriziyle karşı karşıyayız ancak bu krizin ülkemize özgü koşulları da var. Kaygıyla dile getirilen, “Bu kış zor geçecek!” sözüne katılmamak mümkün değil. Şüphesiz zor geçecek ancak biraz daha kolaylaştırmak için atılacak adımlar, alınacak tedbirler var. Enerji krizini, ilgili bütün taraflarla, kurumlarla ve yetkililerle görüşerek vatandaşımızın anlayabileceği bir yaklaşımla Habertürk okurları için araştırdım. İşte detaylar:

DÜNYA KRİZİ

Dünya genelinde pandemiyle birlikte yükselen fiyatlar ve yaşanan dalgalanmaların, tuzu biberi Ukrayna savaşı oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Batı ülkelerinin Kiev yönetimine verdiği desteği bahane ederek Avrupa’ya doğalgaz silahını çekti. Putin, ilk etapta Almanya’ya gaz sevkiyatını, yüzde 20’ye indirdiğini duyurdu; Avrupa’da panik arttı. Almanya, doğalgaz hattı çekmeyen binalara teşvik vermeye başladı.

Bu teşvikler konut ya da ticarethane başına 1 milyon Euro’ya kadar çıkabiliyor. Teşvik; yapı yalıtımı, yer altı ısı pompası kullanımı için veya yenilenebilir enerji kaynakları alt yapısı kurulması için veriliyor. Birçok bölgede kışın ısı, otorite kararıyla, 19-20 dereceye sabitlendi. Soğutma için ise en fazla 24 dereceye ayarlandı.

Fransa, 11 milyar Euro kaynak ayırarak, elektrik şirketlerini kamulaştırıyor. Doğalgaz fiyatı dünya genelinde 120 dolar civarından 2 bin dolarlara kadar çıktı. (bin m3 fiyatı) 45-50 dolara bulunabilen kömür şimdilerde 380 dolara/ton çıktı.

BİRÇOK ÜLKE TEK AYAKTA YAKALANDI

Dünya genelinde az sayıda ülke enerji krizi konusunda öngörüde bulunabilirken, birçok ülke krizi fark edemedi; adeta tek ayak üzerinde yakalandı. Kriz öncesinde 180 dolarlık anlaşmalar cari iken 40-45 dolara spot piyasadan gaz bulunabiliyordu. Birçok Avrupa ülkesi, düşük fiyatlar nedeniyle maliyet analizi yaparak kömür santrallerini kapatmıştı. Şimdi ise; Almanya kömür santrallerini tekrar açma kararı aldı. Fransa nükleer enerji anlaşmalarını iptal etmişti; bunları tekrar açmayı gündemine aldı. Kyoto Protokolü ve çevreyle ilgili anlaşmalar tartışılmaya başlandı.

TÜRKİYE GERÇEĞİ

Enerji krizine bütün dünyada olduğu gibi Türkiye de yakalandı. Rusya’nın 300 dolardan 11 milyar metreküplük yeni bir anlaşma teklifi, daha ucuza gaz bulunabildiği için kabul edilmemişti; şimdi bu fiyatlar mumla aranır oldu.

BOTAŞ’ın yaptığı anlaşmalar ve gaz fiyatları gizli tutuluyor; kamuoyuna ve dağıtım şirketlere açıklanmıyor. Ancak şu anki maliyetin ortalama 750 dolar olduğu tahmin ediliyor. Bin metreküpün maliyeti olan bu fiyat; boru anlaşmaları ve spot piyasadan sağlanan gazın ortalaması. Yapılan anlaşmalar çeşitli; 150-200-300 dolarlık anlaşmalar var. Halihazırda spot piyasada gazın fiyatı, 1500-2000 dolar civarında. Türkiye’nin yıllık 60 milyar metreküp doğalgaza ihtiyacı var. Bunun 50 milyar metreküpü kontratlı alımlardan oluşuyordu ancak bazı kontratlar sona erdi. Rusya ve İran’la alım anlaşmalarının yenilenmesi gerekiyor. Kriz öncesi mevcut anlaşmaların yarı fiyatına spottan mal bulunabilirken, satıcılarla pazarlık da yapılabiliyordu.
DEVLET SÜBVANSE EDİYOR
Bir Kamu İktisadi Teşebbüsü olan BOTAŞ, petrol ve doğalgaz tedariğinden sorumlu. BOTAŞ’ın fiyat artışı kaynaklı zararı, 200 milyar TL’yi aşmış durumda. Çünkü Türkiye’de doğalgaz ve elektrikte devlet sübvansiyonu var. Vatandaşın desteklenmesi nedeniyle uğranılan zarar, Hazine tarafından karşılanıyor. BOTAŞ’ın ödemeler için parası var ancak hükümetin döviz politikası nedeniyle Merkez Bankası’ndan döviz alımları peyder pey yapılıyor. Ödemeler için yüklü miktarda döviz alımı, döviz kurlarına yukarı yönlü baskı yapabiliyor. Yakın zamanda BOTAŞ, LNG alımı için Deutsche Bank’tan, 11.5 faizle 900 milyon Euro kredi kullandı. Türkiye’de hanelerde kullanılan doğalgazın yüzde 75’i kamu tarafından sübvanse ediliyor.

RUSYA VE İRAN KONTRATLARI
Türkiye’nin İran ile olan sözleşmesi 10 milyar metreküp ve süresi Temmuz 2026’da bitiyor. Kazak ve Rus gazının geldiği Mavi Akım sözleşmesi ise 2025’te bitiyor. Toplam 26 milyar metreküplük sözleşmelerin yenilenmesi gerekiyor. 2021 yılında ise Türk Akımı’ndan gelen gazla ilgili sözleşmeler yenilendi.

‘DEPOLAR DOLU GİRİYORUZ’
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’nin geçen yıl biten doğalgaz kontratlarının süresini tekrar uzattığını belirterek, “Pandemi öncesi yıllık 50 milyar metreküp civarında doğalgaz tüketirken, geçen yıl bu rakam 60 milyar metreküpe çıktı. Bu sene de bu civarda olacağını öngörüyoruz.

Dolayısıyla bu kadarlık bir miktarı kontrata bağlamamız lazım” dedi. Türkiye’nin ana tedarikçilerinin Rusya, Azerbaycan ve İran olduğunu belirten Bakan Dönmez, “Bunlarla uzun dönemli kontratlarımız var. Bunun yanı sıra; Cezayir başta olmak üzere Körfez ülkelerinden de sıvılaştırılmış doğalgaz alıyoruz. Yeni dönemde biten bu kontratları yeniliyoruz” dedi. Bakan Dönmez, Tuz Gölü ve Silivri’deki depolama tesislerinde 6 milyar metreküplük bir stoklama yapılacağını açıkladı. LNG tanklarında da 700 milyon metreküplük bir stok yapılacak.

KARADENİZ GAZI
Türkiye’nin Karadeniz’de keşfettiği ve 540 milyar metreküp olduğu öngörülen doğalgaz rezervinin de önümüzdeki yıl devreye alınması planlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gazın ilk çeyrekte hanelere ulaşmasını istiyor ve ısrarla bu meseleyi takip ediyor. Denizin 2 bin 100 metresinden çıkarılacak bu gaz konusunda riskler de yok değil. Kışın Türkiye’nin günlük ihtiyacının 320 milyon metreküp olduğu dikkate alındığında günlük 10 milyon metreküplük bir üretimden söz ediyoruz. Bu gazın fiyatlandırması konusunda da farklı yaklaşımlar var.

Uluslararası fiyatlardan mı yoksa sübvansiyonlu fiyatlardan mı satılacak belli değil. Karadeniz gazının yıllara sari olarak tümünün çıkarıldığı hesaba katılırsa, 5-6 milyar dolarlık bir maliyet öngörülüyor ve bugünkü fiyatlarla değerinin yaklaşık 500 milyar dolarlık olduğu ifade ediliyor.

BU KIŞ NASIL GEÇECEK?
Dünyadaki ve Türkiye’deki durumu özetledikten sonra şimdi gelelim vatandaşımızın en çok merak ettiği sorunun yanıtına: “Bu kış nasıl geçecek?” Hiç şüpheniz olmasın ki bu kış herkes için zor geçecek. Yaza girilirken doğalgaza yapılan yüzde 30’luk artışa rağmen, devlet sübvansiyonu hala konutlarda yüzde 75. Ancak bir nebze olsun rahatlatacak bir konu var ki o da kış bitiminde ülkenin seçim sathı mahalline girecek olması… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Vatandaşı mağdur etmeyin” talimatı da göz önüne alındığında bürokrasi, “En azından konutlar için zam beklemeyin” diyor. Hem doğalgaz hem de elektrikte zam ihtiyacı olduğunu vurgulayan enerji bürokrasisi, “Seçim sürecine girmiş ülkede zam yapılmayacağını” söylüyor.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Hükümet, doğalgaz tarifelerinde kademeli düzenlemeye geçti ancak kademeli faturalandırmanın çözüm olmadığı da dile getiriliyor. Bürokrasinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da iletilen çarpıcı bir önerisini dile getirmekte fayda var: “Enerji faturalarını ödeyeme gücü olmayan yoksul vatandaşlara sosyal destek verilsin. Ödeme gücü olanlara ise enerji maliyetleri olduğu gibi yansıtılsın. Ortalama 4 nüfuslu 5 milyon aboneye yani 20 milyon insana ayda 2 milyar TL verilip ihtiyaçları karşılansın. BOTAŞ şu ana kadar 200 milyar TL’nin üzerinde sübvansiyonda bulundu ancak bu bile yeterli olmuyor.”

SAYAÇ AYIRMA İŞLEMİ
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) için yayımladığı tebliğle bugüne kadar metreküpü 10.41 kuruştan gaz kullanan ve tek sayaçla gazı alan OSB’ler, sayaçlarını ayırmaya başladılar. OSB yönetimleri ya dağıtım şirketlerinin ya da doğrudan BOTAŞ’ın müşterisi oluyorlardı ve yıllık tüketimleri doğal olarak 300 bin m3’ün üzerinde olduğu için sanayi tarifesinden doğalgaz kullanıyorlardı. Sayaçlarını ayıran ve her işletmeye yeni bir abonelik alan işletmeler yeni dönemde 4.68 TL’den gaz kullanmaya başladılar.

BOTAŞ, bu durum üzerine dağıtım şirketlerine yazı yazarak aynı tüzel kişiliklere tek fatura keseceğini bildirdi ve sayaç ayırma işlemini kabul etmediğini açıkladı ancak EPDK’nın kararı, OSB içinde olsa da işletmelerin ve sanayi kuruluşlarının sayaçlarını ayırmalarına olanak tanıyor. Yetkililer, yıllık tüketimi 300 bin m3’ün üzerindeki büyük sanayi kuruluşları ile OSB içindeki küçük işletmeleri ayırma ve adaleti sağlama açısından bu düzenlemenin önemine işaret ediyor.

BOTAŞ’IN ISRARI
BOTAŞ, dağıtım şirketlerine yeni bir yazı göndermeye hazırlanıyor ve işletmelerin rızasıyla tek sayaç uygulamasına devam edilmesini istiyor çünkü sübvansiyonlar nedeniyle zarar, katlanarak büyüyor. BOTAŞ’ın KDV hariç gaz satış fiyatı, temmuz ayında;

– Konutlarda, 3.26 kuruş,

– Küçük esnaf için, 4.68 kuruş.

– 300 bin metreküpün üzerindeki sanayi tesisleri için 10.41 kuruş.

– Elektrik üretimi yapan şirketlere, 12.50 kuruş. (Bu fiyatlara yüzde 18 KDV ve dağıtım şirketi payları ekleniyor.)

Tek sayaçla doğalgazı alıp dağıtan ve yıllık tüketimi 300 bin metreküpün üzerinde olan birçok kuruluş, üniversiteler, özel şirketler, kamu kurumları; gaz fiyatını 4.68’e düşürmek için sayaç ayırma yoluna gidiyor. AVM’ler ise ticari kuruluş sayılıyor, tarife değişikliği yapamıyor.

AKARYAKITTA BEKLENTİ
“Bu soruyu sen sorma bari” demelerine rağmen vatandaşlar arasında son dönemin en popüler sorusunu da yetkililere sordum: “Akaryakıt fiyatları hızlı artıyor ama yavaş düşüyor. Niçin?” Bana verilen yanıtı aynen aktarıyorum: “Akaryakıtta İtalya Cenova piyasasına bakılıyor. Son 5 günün ortalaması alınıyor. Yüzde 3 artış veya yüzde 3 düşüş olması durumunda aynen fiyatlara yansıtıyoruz.”

Yetkililer, vatandaşın haklı şekilde tepkisine yol açan Türkiye’deki yüksek akaryakıt fiyatlarını ise üç unsura bağlıyor:

1- Cenova’daki fiyatlar,

2- Merkez Bankası’nın döviz kurları,

3- Son 5 günün ortalaması. İşte tam da bu noktada bizi dünyadan negatif ayrıştıran ve yüksek fiyatlarla karşı karşıya bırakan yüksek döviz kuru devreye giriyor.

Döviz fiyatları ülkemizdeki tüketicileri ekstra zorluyor. Tüketiciler kadar akaryakıt bayileri de işleri döndürememekten şikayetçi. Sözün özü, dünyada petrol fiyatları düşse de döviz fiyatları düşmedikçe akaryakıtta da o eski fiyatlara dönmek hayal. Yüksek vergiler de cabası…