Sorting by

×
GüncelKırsalTarım

İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı ve Muğla Milletvekili Metin Ergun, zeytinlik sökümünün yapıldığı Akbelen’de konuştu.


Zeytinlik alanlarda madencilik yapımının önünü açan değişikliğin iptali için Danıştay’a başvurduklarını hatırlatan Ergun, “Danıştay’ın hızlı bir şekilde kararını vermesini ve zeytinliklerimizin kurtarılmasını bekliyoruz.” dedi.
İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı ve Muğla Milletvekili Metin Ergun, İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Beyaz ve İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, zeytinlik alanlarda madencilik yapımının önünü açan yönetmeliğin çıkmasının ardından ağaç sökümünün başladığı Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy yakınındakiAkbelen mevkiinde incelemelerde bulundu.
İYİ Parti heyeti adına açıklamalarda bulunan Ergun, “Bizim vatanseverlik anlayışımıza göre, vatanını seven bir insan; insanını da, toprağını da, tabiatını da, ağacını da sever. Tüm bunlara saygı gösterir.Vatansever ve milliyetçi bir anlayış, memleketimizin zenginliklerine, suyuna, toprağına ve ağacına düşmanlık etmez.Vatanın zenginliklerini talan etmez/ettirmez. Ama gelin görün ki, kendilerinden sürekli olarak “yerli ve milli” diye bahseden iktidar mensupları, memleketin zenginliklerine yönelik adeta bir kötülük ajandaları varmış gibi hareket ediyorlar.Sürekli olarak “acaba ne yapabiliriz de ülkemizin zenginliklerine, doğal güzelliklerine zarar veririz, bunları nasıl yağmalatırız” diye hareket etmektedirler.Memlekete açıkça zarar verecek olan bu kararlara yönelik en ufak bir eleştiride ise muhataplarını “bunlar yatırımlara karşı” diye itham ediyorlar.” şeklinde konuştu.
“GÖZLERİNİ ORMANLARA DİKTİLER”
Son 1 ayda alınan kararlara dikkat çekerek iktidarın gözlerini ormanlara ve zeytinliklere diktiğinin anlaşıldığını ifade eden Ergun, “Açıkçası iktidarın; zeytin üreticilerinin derdiyle dertlenmesi gerekirken, neden İtalya veya Yunanistan kadar bu sektörden para kazanamadığımızı düşünmesi gerekirken, tamamen ranta ve talana odaklandığını görmekteyiz.Bu talan anlayışını ne vatanseverlikle, ne yerlilikle, ne de millilikle bağdaştırmak mümkün değildir.Vatansever bir anlayış; zeytinlikleri, ormanları ve sit alanlarını yağmalattırmaz, tam aksine tüm zenginliklerimizi korur ve bunları geliştirmenin yollarını arar.” diye ekledi.
“ZEYTİN AĞACI ÖLÜMSÜZLÜĞÜN SİMGESİDİR”
İnsanlık tarihinde, zeytin ve zeytin ağacı kadar önem atfedilen başka bir ağaç olmadığını savunan Ergun, “Zeytin, antik medeniyetlerin değer sistemlerinden başlayarak binlerce yıldır neredeyse tüm dinlerin ve kültürlerin kutsal saydığı bir ağaçtır. Zeytin ağacı, barışın ve bereketin sembolü olduğu gibi, aynı zamanda, ölümsüzlüğün de simgesidir. Bu nedenle, Akdeniz medeniyetlerinde her zaman saygı duyulması ve korunması gereken bir bitki olarak görülmüştür. Açıkçası, sayısız nebatat arasında zeytin ağacının yeri birçok medeniyet ve kültürde benzersizdir ve çok kıymetlidir. “ bilgilerini paylaştı.
Kur’an-ı Kerim’de de zeytinle alakalı birçok ayet olduğunu hatırlatan Ergun, şöyle devam etti:
“Diğer semavi din ve kültürlerde de aynı şekilde zeytine büyük önem vermişlerdir. Tarihi bir efsaneye göre,Bir gün bir zeytin ağacı Homer’in kulağına şöyle fısıldar: ‘Ben hem herkese aitim hem hiç kimseye ait değilim. Senden önce de vardım/buradaydım, senden sonra da burada olacağım.’Zeytin, tam da Homer’in hikâyesinde anlatıldığı gibidir.Yani ne sadece bizim neslimize aittir, ne de önceki nesillere aittir; bizden önce de vardı, bizden sonra da olacaktır.”
Zeytinin ne kadar önemli olduğunu en iyi Muğlalıların bildiğini söyleyen Ergun, “Muğla yöresinde zeytin, uzun ömürlü olduğu için evladiyelik bir ağaç olarak dikilir.Çünkü zeytin Muğla yöresinin tüketim alışkanlıklarında ve tarımsal üretiminde binlerce yıldır çok önemli bir rol oynamaktadır.Bu bölge zeytin ağacı sayısıyla, zeytin ve zeytinyağı üretimiyle Türkiye’nin en önde gelen illeri arasındadır.Zeytin asırlardır bölge insanının ana geçim kaynağıdır. Bu bölgenin zeytin ağaçları klasik türlerdir ve iki bin-üç bin yıl yaşarlar. Nitekim Milas’ın zeytinyağı birkaç yıl önce coğrafi işaret almıştır.Dolayısıyla zeytin ağacına, zeytinliklere zarar verebilecek en ufak bir girişime karşı büyük bir hassasiyet göstermemizin sebebi budur.” açıklamasında bulundu.
“ZEYTİNLİKLER KURBAN EDİLDİ”
1 Mart tarihinde Resmî Gazete’deyayımlanan yönetmelik değişikliğine işaret eden Ergun, “Barışın, bereketin ve ölümsüzlüğün sembolü olan zeytinlikler; bu yönetmelik değişikliği ile geçen yüzyılın demode anlayışıyla ve eski teknolojisiyle yapılan vahşi madencilik faaliyetlerine açılmış ve adeta kurban edilmiştir.Çağımızda çevreyle dost, ekolojiye ve tabiata zarar vermeyen yol ve yöntem varken, bu şekilde vahşi yöntemlerle enerji üretme konusundaki ısrarın rant ve talan dışında hiçbir açıklaması yoktur. Enerji üretim maliyetini düşürmek için zeytinliklerimiz feda edilmiştir.” değerlendirmesini yaptı.
“DEĞİŞİKLİK ANAYASA’YA AYKIRI”
Söz konusu değişikliğin hukuka aykırı bir şekilde yapıldığını savunan Ergun, “Bu yönetmelik değişikliği yapılırken, Anayasa’ya ve 3573 Sayılı Kanun’a aykırı hareket edilmiştir.Yani Anayasa’nın ve Kanun’un koruması altında olan zeytinlikler yönetmelik değişikliğiyle madenciliğe ve talana açılmıştır.Bu hukuka aykırı düzenlemeden sonra Kanun’un “3 kilometre dahi yaklaşamazsın” dediği zeytinlikler, büyük bir tehdit altına girmiştir.Nitekim son günlerde burada yapılanlar bu durumun ispatı niteliğindedir.İktidar ise bu rant ve talan siyasetini sözde “kamu yararı” var diye meşrulaştırmak istemektedir.” ifadelerini kullandı.
“SUÇ OLARAK TARİHE GEÇECEK”
Türk kamuoyuna seslenen Ergun, “Ormanları, zeytinlikleri yok etmenin neresinde hangi kamu yararı vardır?Maalesef hiçbir yararı yoktur…Bunun arkasında sadece iktidarın gözü dönmüş rant ve talan sevdası ve şirketlerin üretim maliyetlerini düşürme politikası vardır.Rant ve talan uğruna bu ekolojik zenginliklerimize kıymaya değer mi?“Söktüğümüz zeytinleri tekrar eski yerine dikeceğiz” veya “ne kadar sökersek aynı sayıda zeytin ağacı dikeceğiz” demekle bu doğa cinayetinin üzeri örtülür mü?Maalesef örtülmez.1 Mart tarihinde yapılan düzenleme, doğaya ve gelecek nesillere karşı işlenen bir suç olarak tarihe geçecektir.” şeklinde konuştu.
“DANIŞTAY HIZLI BİR ŞEKİLDE KARAR VERMELİ”
İYİ Parti’nin yönetmelik değişikliği ile ilgili yargıya müracaat ettiğini, yürütmenin durdurulması ve iptali için Danıştay’a başvurduğunu hatırlatan Ergun, “Ne yazık ki, şirket bilindiği gibi yargı kararını beklemeden zeytin ağaçlarını talana başlamıştır.Zeytinliklerimiz daha fazla talan edilmeden, Danıştay’ın hızlı bir şekilde kararını vermesini ve zeytinliklerimizin kurtarılmasını bekliyoruz.” diye ekledi.

“İYİ PARTİ OLARAK ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ”
Ergun şu şekilde devam etti:
“Ormanları ve zeytinlikleri talan edecek olan bu kıyımı, akılla, mantıkla veya kamu yararı ile izah etmek mümkün değildir.Asırlık zeytin ağaçlarını, ormanlık alanları yok edecek bu girişimlerin tek bir açıklaması vardır.O da iktidarın rant ve talan konusunda doymak bilmez bir iştahı; yandaş şirketleri kayırmak için doğamızı bile kurban etme anlayışıdır.AK Parti iktidarı ve AK Parti’nin yandaş şirketleri her gün bir doğal güzelliği, tabiatın bir hazinesini ranta kurban etmenin derdindedirler. Rant ve talan söz konusu olunca hiçbir kural ve kanun tanımayan bir iktidarla karşı karşıyayız.Açık ve net söylüyoruz; İktidarın bu talan siyaseti bu şekilde devam edecek olursa; gelecek nesillere doğal, tarihi ve kültürel anlamda bırakabileceğimiz bir miras kalmayacaktır.Biz her şeyden önce bunun endişesi içerisindeyiz.Bu yüzden herkes şundan emin olsun ki, Biz İYİ Parti olarak; hem zeytinliklerimizin hem de ormanlarımızın geçmiş yüzyılların vahşi madencilik anlayışıyla yağmalanmasını ve talan edilmesini engellemek için elimizden geleni yapacağız.Gerek hukuki olarak, gerek siyasi olarak sonuna kadar mücadele edeceğiz.Asırlık zeytin ağaçlarına kıymayın, Türkiye’nin bu cennet beldesini daha fazla mahvetmeyin diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.”