‘Hem suçlu hem güçlü’: YK Enerji, söktüğü zeytinleri savunanları savcılığa verdi
Ayşegül Kasap
Muhalefetin ‘beşli çete’ olarak adlandırdığı iktidara yakın şirketlerden Limak’ın da ortak olduğu YK Enerji, Muğla’nın Milas ilçesinde zeytin ağaçlarını savunan İkizköylüler hakkında ‘çalışma hürriyetini engellemek’ten suç duyurusunda bulundu.
1 Mart’ta maden yönetmeliğinde değişikliğe gidilmiş, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı alanlarda elektrik ihtiyacını karşılamak üzere madencilik faaliyetlerinin yürütülebilmesinin önü açılmıştı.
31 Mart’ta YK Enerji bu kanun değişikliğine dayanarak 17 zeytin ağacını köklerine zarar vererek söküp atmıştı. Bunu gören köylüler zeytinlerini korumak için alana gitmiş ama şirket çalışanları tarafından engellenmeye çalışılmıştı. Köylüler alandan gitmeyip direnince de jandarma müdahale edip vatandaşları gözaltına almıştı.
YK Enerji’nin resmi izin almadan ağaçları söktüğü anlaşılmıştı. Resmi tutanağa göre sökülen ağaç sayısı 17. Şirket daha sonra İkizköylüleri arayarak sökülen ağaçları geri dikeceklerini söylemişti. Şirketin iddiasına göre ağaçlardan dokuzu halk alana gelmeden taşınmış ve santrale yakın bir alana dikilmiş ama bu teyit edilemedi. Geriye kalan sekiz ağaçsa söküldükleri alana dikilmişti. Ağaçların köklerine zarar verildiği için tutup tutmayacağı da bilinmiyor.
Suç duyurusu
Zeytin ağaçlarını izinsiz söken şirket, bununla kalmayıp bir de kanuna aykırı bu işlemi durduran vatandaşlardan şikayetçi oldu. İfadeden sonra Diken’e konuşan İkizköylüler, kendilerinin değil asıl şirketin suç işlediğini söyledi.
‘Suç işleyen YK Enerji’
Köklerine zarar verilerek sökülen zeytin ağaçlarından biri. (Fotoğraf: Diken)
İkizköy halkı haklarında suç duyurusunda bulunulmasından sonra savcılığa ifade verdi. İfadeden sonra konuşan İkizköy Kardok Derneği Başkanı Nejla Işık şunları söyledi: “Bizim suç işlediğimiz söyleniyor ama suç işleyenler belli. Zeytin yasasına rağmen yönetmelik kullanılarak zeytinlere kıyıldı. İkizköylüler olarak buna sessiz kalamazdık. 31 Mart’ta oraya sessiz kalsaydık eğer yarın bizim zeytinlerimize de gelecekti iş. Bu yüzden eğer işlediğimiz suçsa kabul ediyoruz ama suç değil. Suç işleyen YK Enerji şirketi ve işlediği suçu ertesi günü katlettiği zeytinleri dikerek kabul etmiş ve göstermiş kamuoyuna. Bugün yapsalar aynı şeyi yine gider yine dururuz o zeytinlerin önünde. Bizi böyle yıldıramazlar, susturamazlar. Sonuna kadar zeytinimizi de havamızı da toprağımızı da savunmaya korumaya devam edeceğiz.”
‘Suç işlemedik vatandaşlık görevini yaptık’
İkizköy Çevre Komitesi Sözcüsü Hasan Yorulmaz da şunları söyledi: “Anayasamızın 56’ın maddesi vatandaşlara doğaya sahip çıkma görevi yüklüyor. Bu hem devletin hem de vatandaşın görevi. Zeytincilik kanunu açık. Zeytinlik alanlara en az 3 km mesafede zehirli gaz toz duman çıkaran işletmeler açılamaz diyor. Biz bu kanunlardan aldığımız yetkiyle vatandaşlık yetkisiyle bu müdahale ettiğiniz ağaçlara sahip çıkmaya devam edeceğiz. Yasalara çiğneyenlere engel olmaya devam edeceğiz. Suç işleyen onlardır biz suç işlemedik vatandaşlık görevini yaptık.“
Muğla’da 40 yıldır kömür madeni işletmeciliği yapılıyor. Bu süre zarfından 50 bin dönümden daha fazla arazinin üstüne maden ocakları açıldı. Yüz binlerce zeytin ağacı kanuna rağmen kesildi, söküldü ve yok edildi. Ta ki İkizköylü vatandaşlar bu hukuksuzluk karşısında harekete geçip “Dur” diyene kadar.
Engellenen zeytinlerin hayatta kalma hürriyeti
Bunları hatırlatan çevre aktivisti Deniz Gümüşel şöyle konuştu: “Yasa çok açık. Zeytinler sökülemez kesilemez. Çıkan yönetmelik de bu yasaya aykırı olduğu için yok hükmündedir diyor avukatlarımız. Dolayısıyla biz 31 Mart’ta sadece ve sadece Anayasa’mızın 56’ın maddesinin bize vermiş olduğu çevreye koruma görevini yerine getirdik. Milas’ın güvencesi olan zeytini koruma altına alan zeytincilik kanunun uygulanması için alana gittik. Bir hürriyetten bahsedilecekse her şeyden önce o zeytinlerin hayatta kalma hürriyeti engellenmiştir. Daha sonra İkizköylülerin kendi geçimlerini sağladıkları o zeytinleri yok ederek İkizköylülerin çalışma hürriyeti engellenmek istenmiştir. Daha da ötesinde bu ağaçlar sökülerek hepimizin yaşam hakkına müdahale edilmiştir. İşte bu nedenle zeytin ağaçlarının sökülmesine engel olduk. Bugün olsa bir daha yaparız.”
Arazi hazineye ait
İkizköylülerin avukatı Arif Ali Cangı zeytinlerin bulunduğu arazinin Hazine’ye ait olduğunu hatırlattı: “Vatandaşların demokratik tepkisi üzerine yasanın kuralı yerine getirildi. Yani idarenin uygulaması gerekirken yasayı yurttaş uyguladı. İzni olmayan sökümü durdurdu. Aslında yapılan iş doğrudan doğruya Anayasa’nın devletin yurttaşa yüklediği ödev. Aslında alkışlanması gerekiyordu İkizköylüler ama bugün ifade vermeye gittiler. Sözüm ona çalışma ve iş yapma hürriyetlerini engellemek hakları olmayan yere tecavüz etmek suçlamasıyla. İzini olmayan bir çalışmanın engellenmesi bir suç olamaz. İzinsiz bir sökme işlemi yapılmış. Bunun engellenmesi suç değil yasanın gereği. Devletin yapması gerekin yurttaş yapmak durumunda kaldı. Kimin alanını sahiplenip de ‘Benim alanın giremesin’ diyorsunuz? Hazine’ye ait olan arazide bana ait diye vatandaşın oraya girmesini engellemeye kalkıyor.”
‘Suç yok alkışlanması gereken bir görev var’
Bunlar direnişi kırmaya yönelik hamleler. Şirket ‘Hem suçlu hem güçlü’ sözünde olduğu gibi kendi suçunu örtbas etmek için İkizköylüler hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Bu kapsamda ifade verdik ve ifademizde tüm gerçekleri anlattık ve bırakınız kovuşturma aşamasını soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesini talep ettik. Çünkü ortada bir suç yok. Ortada yurttaşların alkışlanması gereken bir görevi söz konusu. Şimdi sonucu bekliyoruz. Daha sonra buna ilişkin yasal haklarımız kullanmaya devam edeceğiz. İkizköylüler bu direnişten vazgeçmeyecek. Bu direniş yaşamı savunma direnişidir. Bu hamlelerle insanları bu direnişten vazgeçiremeyecekler. Akbelen ormanını vermeyeceğiz.“