Sorting by

×
GüncelKırsalTarımYazarlar

Prof.Dr.Harun Raşit Uysal Yazdı; Gelişen ekonomilerin lokomotifi; tarım

Gündemin yoğun olduğu; kim ne derse desin, Türkiye’nin seçim sath-ı mailine girdiği bu günlerde “Bu da nereden çıktı?” diyeceksiniz. Konu ilerledikçe ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Bütün canlılar gibi insanların da yaşayabilmeleri için birinci koşul beslenebilmeleri. Bu açıdan bakıldığında gıda ve bu gıdaların elde edilme sürecini kapsayan bitkisel ve hayvansal üretim, yani tarım insanlık için yaşamsal bir faaliyet olarak karşımıza çıkıyor.

İnsanoğlunun geçirmiş olduğu avcılık ve toplayıcılık döneminden sonra başlayan tarımsal faaliyetten ilk zamanlarda beklenen: beslenme, barınma ve giyim gibi gereksinimleri karşılaması olmuş, ancak aradan geçen zaman içerisinde tarım bu ihtiyaçları karşılamak dışında da bir takım görevler üstlenmiş.

Bu görevler arasında; ulusal gelire, dış ticarete, işgücüne ve kalkınmanın finansmanına katkı sağlaması, sanayiye hammadde üretmesi bulunuyor. Bu görevler göz önüne alındığında tarımın, bir ülke için ne kadar önemli ve stratejik olduğu daha iyi anlaşılıyor.

KORONA VE SAVAŞ ETKİSİNDE TARIM VE GIDA ARZI…

Kovid-19 salgını ve Rusya Ukrayna Savaşı, gıda tedarik zincirinin birinci halkasını oluşturan tarımın ne kadar önemli olduğunu hatırlattı. Bunu veteriner hekimler, gıda mühendisleri, köylüler, tarım-veteriner-gıda teknikerleri-teknisyenleri ve liberal olmayan ekonomistlerle birlikte ziraat mühendisleri de çok iyi biliyorlar. Yüksek maliyetleri ileri sürüp, üretim değil de ithalattan yana olan liberal ekonomistlere de pandemi ve savaş tarımın değerini göstermiştir umarım.

Pandemi ve savaş sırasında birçok ülke tarımsal ürün ihracatını ya durdurdu ya da sınırlama getirdi. Bugün, paranız olsa bile bazı ürünleri satın alamıyorsunuz. Diyelim savaş uzun sürdü ve bu süre içerisinde evde de, işte de olsanız beslenmeniz, yani gıda satın almanız gerekiyor. Size gereksinim duyduğunuz gıdayı Fransız ya da Brezilyalı ya da Rusyalı değil kendi çiftçiniz getirecek. Bu da yerli üretimin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

TÜRKİYE ŞANSLI…

Tarım ve gıdadaki yapısal/teknolojik problemler halledilirse, gelişmiş hatta gelişmekte olan ülkelerdeki pandemi ve savaş sonrası oluşacak olan gıda talepleri ve dünya stok/kullanım oranlarındaki azalma nedeniyle gelişen ekonomi olarak Türkiye tarımda önemli bir ülke olabilir.

Bunun için tarıma daha bir sarılmak gerekiyor. Köylünün daha fazla gelir sağlaması için maliyetler azaltılmalı ve daha fazla destekleme yapılmalı. İlçe bazlı kooperatifleşmeleri desteklenerek, hatta zorunlu kılınarak, robotik tarım teknikleri ile verim arttırılmalı.

TARIMIN SOSYO-EKONOMİK ÖNEMİ…

Türkiye’deki 84 milyon vatandaşı, 10 milyon civarındaki Suriyeliyi, Afganlıyı, 40 milyon turisti doyurması, sanayiye hammadde sağlaması, ihracat yoluyla ülkeye döviz getirmesinin yanında tarımın sosyo-ekonomik önemi de bulunuyor. Köyden kente göçü, dolayısıyla da üreticilerin tüketici durumuna düşmesini önlüyor, salgınlarda bulaşmalara karşı daha kapalı kalıyor, dayanışma kültürünü yaşatıyor, aileleri parçalanmaktan, gençleri kötü alışkanlıklardan kurtarıyor.

Bunların yanı sıra, ülkenin üretim hafızasını da muhafaza ediyor. Örneğin; bugün yeniden yerli tütün üretim alanları açılsa ve üretim yapılmak istense bunu kim yapacak? Yerli tütün tohumu kaldı mı ki? Tütün üretimi yapanların bir kısmı vefat etti, kalanlar da yaşlandılar ve artık tarlaya gidemiyorlar.

Yeterince anlattım mı?
YENİGÜN