Sorting by

×
GıdaGüncelSağlıkTeknoloji

GDO domates D vitamini eksikliğine çözüm olabilir mi?

D vitamininin temel taşlarını üretecek şekilde genetik materyali değiştirilen domatesler, bu vitaminin hayvansal olmayan kaynaklardan sağlanmasına yardımcı olabilir.

Nature dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre dünyada 1 milyar kişi yeterince D vitamini alamıyor. D vitamini eksikliğinin bağışıklık ve sinir sistemini ilgilendirenler başta olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarına neden olabildiği biliniyor. Bitkiler bu vitamin açısından zayıf kaynaklar olduğu için insanlar genellikle bu ihtiyacı yumurta, et ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklardan karşılıyor.

İngiltere’de yürütülen bir çalışmada, genetik materyali değiştirilmiş domateslerin laboratuvar ortamında mor ötesi (ultraviyole, UV) ışığa maruz bırakılması sonucu, provitamin D3 olarak adlandırılan bir maddenin D3 vitaminine dönüştüğü ortaya koyuldu. Tabii bu domatesler henüz ticari konumda değil, ayrıca gerçek gün ışığı altında büyüdüklerinde aynı sonucun alınıp alınmayacağı henüz bilinmiyor. Yine de bu bulgu gelecek için umut vadediyor.

Gen düzenleme tekniğine sıcak bakılıyor

Araştırmada gen düzenleme adı verilen bir teknik kullanıldı. Bu teknikle bitkilerin gen dizilimi üzerinde ihtiyaç duyulan değişiklikler yapılabiliyor. Gen dizilimine başka genler eklenerek yapılan değişikliklerin devletlerin karar mekanizmasının detaylı bir incelemesinden ve onayından geçmesi gerekiyor. Diğer yandan birçok ülke, dışarıdan gen eklenmesini gerektirmeyen gen düzenleme teknikleri konusunda daha kolaycı bir tutum sergiliyor. Bu yüzden de araştırmacılar bu teknik üzerindeki çalışmalara daha fazla ağırlık veriyor.

Ancak uzmanlar bu yöntemle bitkilerin besin değerini artırmanın zor olduğunu ifade ediyor. Alerjenler gibi istenmeyen maddelerin üretilmesi, ilgili genlerin işlerliğinin durdurulması yolu ile kolaylıkla yapılabilse de, bir genin yeni bir besin ögesinin ortaya çıkaracak şekilde değiştirilmesi çok daha fazla emek istiyor. Bu nedenle ilgili bitkinin genetik diziliminin ve biyokimyasının çok iyi bilinmesi gerekiyor.

Bazı bitkiler D vitamini türevleri üretse de, bunlar çoğunlukla bitkinin gelişiminde kullanılan kimyasallara dönüşüyor. Bu dönüşümü gen düzenleme yöntemi ile durdurmak bitkide D vitamini birikmesini sağlasa da, bu sefer de bitkinin yeterli hızda büyüyemeyebiliyor ve verim düşüyor.

D vitamininin harcanmasına genetik engel

Bunun yanında bazı bitki türleri, ürettikleri D3 vitamini yapıtaşını savunmaya yönelik maddelerin üretiminde kullanıyor. Son yapılan araştırmada bu bitkiler arasında yer alan domateste bu sistem kapatılarak bu değerli maddenin birikmesi sağlandı. Çalışmanın şimdiki ayağında bu sistemin kapatılmasının bitkinin doğada gelişmesini engelleyip engellemeyeceği incelenecek.

Ekip genetik materyali değiştirilmiş bu domatesin saha deneylerine başlama konusunda izin aldı bile. Diğer yandan, bitkide biriken D3 yapıtaşının bu vitamine dönüşmesi için güneşin UV ışınlarına maruz kalması gerekiyor. Araştırmanın yapıldığı İngiltere, bunun başarıya ulaşıp ulaşmayacağının değerlendirilmesi için uygun hava koşullarını sağlamıyor. Diğer yandan, İtalya gibi çok daha güneşli ülkelerde saha deneylerinin yapılabilmesi için gerekli izinlerin alınmasının 2 yıl kadar alabileceği belirtiliyor.

GDO’lar zorlu incelemelerden geçiyorlar

Genetik materyali değiştirilmiş ya da halk arasında bilinen adıyla genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) çok zorlu süreçler sonrasında tüketicilere ulaşabiliyor. Altın pirinç olarak adlandırılan ve A vitamini yapıtaşları içeren GDO’nun laboratuvardan tarlalara geçmesinin onlarca yıl sürdüğü, ticari olarak üretiminin ise çok yakın zamanda sadece Filipinler tarafından onaylandığı ifade ediliyor.

Araştırmacılar B2 vitamini, folat, provitamin A gibi besin ögelerince zenginleştirilmiş bitkilerin üretimi için de çalışıyorlar, ancak bu bitkilerin sihirli değnek olmayacağını, sadece çözümün bir parçası olacaklarını da ekliyorlar. Nature dergisinde yayınlanan araştırmaya bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: www.gidahatti.com