Dünyanın plastik atıklarıyla adım adım zehirleniyoruz
Ruhat Mengi
Türkiye, 2020 yılında 659 bin 960 tonla Avrupa’dan en çok atık alan ülke oldu. Son 16 yılda plastik atık ithalatı 196 kat arttı. Çevre Bakanı “çöp” değil “ham madde” dese de yakılan plastik atıklardan çıkan kimyasallar geleceğimizi mahvediyor.
25 Mart 2022; Hollandalı bilim insanları ilk kez insan kanında küçük plastik parçacıkları buldu. Yapılan testlere katılan 22 kişiden 17’sinin kanında mikroplastik tespit edildi ve araştırmacılar bunun endişe verici olduğunu söylediler. Bu küçük plastik parçacıklarının bir kısmı “plastik şişe” kaynaklı, üçte biri ise “gıda ambalajı” olarak kullanılan maddelerden gelmekteydi. 12 Nisan 2022; İngiltere’de yapılan bir araştırmada yaşayan insanlardan alınan akciğer dokularında küçük plastik parçacıkları tespit edildi. Bilim insanları bu mikroplastiklerin akciğerde kanser dahil çeşitli hastalıklara yol açabildiğini, bazı akciğer kanseri vakalarında mikroplastiklerin görüldüğünü belirtiyor.
Plastik atıkların yasadışı depolanması toprağa atılması ve yakılması sonucu ortaya kanserojen maddeler çıkıyor
10 MİLYON TON PLASTİK ÜRETTİK
Mikroplastik denilen ve kanserojen kimyasallar, ağır metaller içeren bu plastik parçacıklarının akarsulara ve denizlere karışması nedeniyle her yıl milyonlarca deniz canlısı ölüyor veya deniz ürünleri tüketimi ile insan vücuduna girebiliyorlar. Uzmanlar bunu önlemenin tek yolunun mevcut plastik atıkların doğada serbest kalmaması yani imha edilmeleri olduğunu söylüyor. Türkiye, Avrupa’da en çok plastik üreten ikinci ülke, 2018 yılında 10 milyon tondan fazla plastik üretmiş ki bu yeterince ürkütücü. 85 milyon nüfusu olan bir ülkede tüketilen alışveriş poşetlerini, plastik ambalajları, pandemi nedeniyle kullanılıp atılmış milyonlarca plastik eldiveni bir düşünün, nereye gidiyor bunlar?
Bakanlığa göre ‘çöp’ değil ham maddeymiş
Kendi plastik atıklarımız, denizlerimizi kaplayan çöpler yetmiyormuş gibi Avrupa ülkelerinin ve ABD’nin plastik atıklarını ithal ediyoruz. Türkiye, 2020’de Avrupa’dan en çok atık (Toplam 659.960 ton) alan ülke olmuş ve son 16 yılda plastik atık ithalatı 196 kat artmış. İngiltere, Hollanda, Almanya ve daha birçok ülke plastik atık çöplüğü olarak Türkiye’yi kullanıyor. Dünya çapında çevre sorunlarını ortadan kaldırmak için çalışan uluslararası çevre kuruluşu Greenpeace konuyu yıllardır araştırıp veri topluyor ve plastik atık ithalatının acilen yasaklanmasını talep ediyor. Çevre Bakanımız ise “çöp” değil “ham madde” dememizi öneriyor, neden Avrupa ham maddesini kendisi kullanmıyor sorusuna ise “Türkiye’nin geri dönüşüm sektöründe çok daha ileri olduğu, Avrupa ülkelerinin bu sektörünün yerince gelişmemiş olduğu” cevabını veriyor. “Atıkların yüzde 25’ini dönüştürüyoruz ve ham madde olarak tekstilde ve diğer alanlarda kullanılıyor” diyor. Atıkların yüzde 25’i dönüştürülüyorsa yüzde 75’i ne oluyor acaba? Nerelerde muhafaza ediliyor, yakılıyor veya toprağa mı gömülüyor? Türkiye’de bu kadar gelişmiş bir sektör ise neden atıkların sadece yüzde 25’ini dönüştürebiliyor?
ÇERNOBİL GİBİ OLMASIN
Keşke yapılan basit açıklamalar yeterince inandırıcı olsaydı ama konu insan hayatı ve her detayın şeffaf şekilde ortaya konması gerekiyor çünkü Julia Roberts’ın, gerçek bir olaydan uyarlanan, gaz ve elektrik şirketlerinin sebep olduğu çevre kirliliğinin insanları nasıl kanser ettiğini kanıtladığı “Erin Brokovich” filminin bir benzeri yaşanmakta. Çernobil olayında radyoaktif madde içeren çayları içtiğimiz gibi bir durum olmadan önce kimya mühendisi bir gazeteci olarak biraz araştırma yaparak dikkatleri “saplantı haline gelen yapay gündemlerden” bu çok önemli olaya çekmeyi düşündüm ve önce yıllardır bu konuda çalışan Greenpeace Akdeniz Proje Lideri Nihan Temiz Ataş’la konuştum.
Ruhat Mengi
Türkiye, 2020 yılında 659 bin 960 tonla Avrupa’dan en çok atık alan ülke oldu. Son 16 yılda plastik atık ithalatı 196 kat arttı. Çevre Bakanı “çöp” değil “ham madde” dese de yakılan plastik atıklardan çıkan kimyasallar geleceğimizi mahvediyor.
25 Mart 2022; Hollandalı bilim insanları ilk kez insan kanında küçük plastik parçacıkları buldu. Yapılan testlere katılan 22 kişiden 17’sinin kanında mikroplastik tespit edildi ve araştırmacılar bunun endişe verici olduğunu söylediler. Bu küçük plastik parçacıklarının bir kısmı “plastik şişe” kaynaklı, üçte biri ise “gıda ambalajı” olarak kullanılan maddelerden gelmekteydi. 12 Nisan 2022; İngiltere’de yapılan bir araştırmada yaşayan insanlardan alınan akciğer dokularında küçük plastik parçacıkları tespit edildi. Bilim insanları bu mikroplastiklerin akciğerde kanser dahil çeşitli hastalıklara yol açabildiğini, bazı akciğer kanseri vakalarında mikroplastiklerin görüldüğünü belirtiyor.
Plastik atıkların yasadışı depolanması toprağa atılması ve yakılması sonucu ortaya kanserojen maddeler çıkıyor
10 MİLYON TON PLASTİK ÜRETTİK
Mikroplastik denilen ve kanserojen kimyasallar, ağır metaller içeren bu plastik parçacıklarının akarsulara ve denizlere karışması nedeniyle her yıl milyonlarca deniz canlısı ölüyor veya deniz ürünleri tüketimi ile insan vücuduna girebiliyorlar. Uzmanlar bunu önlemenin tek yolunun mevcut plastik atıkların doğada serbest kalmaması yani imha edilmeleri olduğunu söylüyor. Türkiye, Avrupa’da en çok plastik üreten ikinci ülke, 2018 yılında 10 milyon tondan fazla plastik üretmiş ki bu yeterince ürkütücü. 85 milyon nüfusu olan bir ülkede tüketilen alışveriş poşetlerini, plastik ambalajları, pandemi nedeniyle kullanılıp atılmış milyonlarca plastik eldiveni bir düşünün, nereye gidiyor bunlar?
Bakanlığa göre ‘çöp’ değil ham maddeymiş
Kendi plastik atıklarımız, denizlerimizi kaplayan çöpler yetmiyormuş gibi Avrupa ülkelerinin ve ABD’nin plastik atıklarını ithal ediyoruz. Türkiye, 2020’de Avrupa’dan en çok atık (Toplam 659.960 ton) alan ülke olmuş ve son 16 yılda plastik atık ithalatı 196 kat artmış. İngiltere, Hollanda, Almanya ve daha birçok ülke plastik atık çöplüğü olarak Türkiye’yi kullanıyor. Dünya çapında çevre sorunlarını ortadan kaldırmak için çalışan uluslararası çevre kuruluşu Greenpeace konuyu yıllardır araştırıp veri topluyor ve plastik atık ithalatının acilen yasaklanmasını talep ediyor. Çevre Bakanımız ise “çöp” değil “ham madde” dememizi öneriyor, neden Avrupa ham maddesini kendisi kullanmıyor sorusuna ise “Türkiye’nin geri dönüşüm sektöründe çok daha ileri olduğu, Avrupa ülkelerinin bu sektörünün yerince gelişmemiş olduğu” cevabını veriyor. “Atıkların yüzde 25’ini dönüştürüyoruz ve ham madde olarak tekstilde ve diğer alanlarda kullanılıyor” diyor. Atıkların yüzde 25’i dönüştürülüyorsa yüzde 75’i ne oluyor acaba? Nerelerde muhafaza ediliyor, yakılıyor veya toprağa mı gömülüyor? Türkiye’de bu kadar gelişmiş bir sektör ise neden atıkların sadece yüzde 25’ini dönüştürebiliyor?
ÇERNOBİL GİBİ OLMASIN
Keşke yapılan basit açıklamalar yeterince inandırıcı olsaydı ama konu insan hayatı ve her detayın şeffaf şekilde ortaya konması gerekiyor çünkü Julia Roberts’ın, gerçek bir olaydan uyarlanan, gaz ve elektrik şirketlerinin sebep olduğu çevre kirliliğinin insanları nasıl kanser ettiğini kanıtladığı “Erin Brokovich” filminin bir benzeri yaşanmakta. Çernobil olayında radyoaktif madde içeren çayları içtiğimiz gibi bir durum olmadan önce kimya mühendisi bir gazeteci olarak biraz araştırma yaparak dikkatleri “saplantı haline gelen yapay gündemlerden” bu çok önemli olaya çekmeyi düşündüm ve önce yıllardır bu konuda çalışan Greenpeace Akdeniz Proje Lideri Nihan Temiz Ataş’la konuştum.
“İngiltere çöpünün hesabını ver” Greenpeace üyeleri, plastik atık gönderiminin yasaklanması için Türkiye’den toplanan 76 bin imzayı İngiltere’de Başbakanlık Ofisi’ne teslim etti.