Çokuluslu şirketlerin kıskacındaki çay
35 yıl öncesine kadar sektördeki toplam yaş çayın yüzde 95’i ÇAYKUR, yüzde 5’i özel sektör tarafından yapılırken 2020 yılında yüzde 52’si ÇAYKUR, yüzde 48’i ise özel sektör tarafından gerçekleştirilmiştir.
Çokuluslu şirketlerin kıskacındaki çay
Dr. Necdet ORAL
Ülkede çay tarımı, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Gürcistan sınırı ile Fatsa arasında, kıyıdan 30 km içeriye kadar uzanan bir alanda yapılıyor. Bölgede yerine başka bir ürünün ikame edilmesi imkânsız olan çayın bir başka özelliği de eğimli alanların en iyi şekilde değerlendirmesini sağlamanın yanı sıra toprak ve su koruma açısından da uygun bir bitki olması.
DÜNYADA BEŞİNCİ SIRADAYIZ
Türkiye dünyada üzerine kar yağan ve bitki zararlısı barındırmayan çayın üretildiği tek ülke olup, kuru çay üretimi bakımından yüzde 4’lük payla dünyada beşinci sırada yer alıyor.
ÜRETİM ALANI 835 BİN DEKARA ÇIKTI
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 214 bin üretici 835 bin dekar alanda çay tarımı yapılıyor. Çaylık alanların yüzde 66,5’i Rize, yüzde 19,5’i Trabzon, yüzde 11,5’i Artvin, yüzde 2,5’i ise Giresun ve Ordu illerinde bulunuyor.
ÜRETİCİLER ORTALAMA 4 DEKAR ÇAYLIĞA SAHİP
Doğu Karadeniz’de çay tarımı çoğunlukla küçük aile işletmeciliği şeklinde yapılıyor. Ortalama işletme büyüklüğü üretici başına 4 dekar dolayında. Üreticilerin yüzde 72’si 5 dekarın altında, yüzde 22,5’i 5-10 dekar arasında, yüzde 5’i 10-20 dekar arasında olurken yalnız yüzde 0,4’ü 20 dekar üzerinde çaylık alana sahip.
Yaş çay alımında ÇAYKUR’un patı yüzde 50’ye düştü
Son 10 yıllık dönemde yıllık yaş çay rekoltesi iklim ve tarımsal teknik önlemlere bağlı olarak 1,3-1,5 milyon ton arasında değişiyor. 1985 yılında sektördeki toplam yaş çay yüzde 95’i ÇAYKUR, yüzde 5’i özel sektör tarafından yapılırken 2020 yılında yüzde 52’si ÇAYKUR, yüzde 48’i ise özel sektör tarafından gerçekleştirilmiştir.
Yabancı menşeli çay tüketiminin payı yüzde 10-15 dolayında
Ülkede yılda yaklaşık 270-280 bin ton dolayında çay tüketiliyor. Bu miktarın yaklaşık 135 bin tonunu ÇAYKUR, 125 bin tonunu özel sektör, 35 bin tonunu da yabancı menşeli çaylar oluşturuyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin sınır illerinde yoğunlukla yabancı menşeli çaylar tüketiliyor. Yabancı menşeli çay tüketiminin genel tüketim içerisindeki payı yüzde 10-15 dolayında ve ithalat yoluyla yurda sokuluyor.
ÇAYKUR Varlık Fonuna devredildi
ÇAYKUR 5 Şubat 2017 tarihli mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Varlık Fonu’na devredildi. Bu durum ÇAYKUR’u özelleştirilmesinden de vahim bir hale soktu. Bu, artık bağımsız bir şirket gibi yönetilen, hiçbir denetime ve İhale Kanunu’na tabi olmayan ÇAYKUR özelleştirilse bile söz söylenemeyeceği, dava açılamayacağı anlamına gelir.
Varlık Fonuna devredilmesinden bu yana ÇAYKUR giderek artan şekilde zarar ediyor. ÇAYKUR Genel Müdürü TBMM KİT Komisyonunda kurumun 2020 yılı zararını 547 milyon lira olarak açıkladı. Bu rakam kurumun zararının Varlık Fonu’na devredildikten sonraki dönemde (yani 2017 yılına göre) yüzde 104 oranında arttığını ortaya koyuyor.
Çaylık alanlar şirketlere devredilmek isteniyor
Önceki Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, 2018 yılı yaş çay alım kampanyası açılış töreninde yaptığı konuşmada Türkiye’de çay bahçelerinin ortalama 2–2,3 dönüm arasında değiştiğini belirterek “Dünya artık 5 bin dönümden aşağı tarım yapmıyor. Mutlaka sözleşmeli bir şekilde bu alanları büyüterek, 100 dönümden aşağı olmamak kaydıyla, buna destek verilip özel sektör veya ÇAYKUR eliyle işletilmiş olsa çok daha büyük bir mesafe kat ederiz” demişti. Bakanın bu sözleri çaylık alanların üreticilerin elinden alınıp şirketlere devretme hedeflerini ortaya koymuştu. Çıkarılmak istenen Çay Kanunu’nun bu hedefe ulaşmada bir araç olacağı anlaşılıyor.
2009 yılında Rize Ticaret Borsası tarafından hazırlanan Çay Kanunu taslağı, çay üretiminde sözleşmeli üretime geçileceği, bu nedenle de uluslararası tekellerin faaliyet alanı haline geleceği, ÇAYKUR’un açıkladığı fiyatın yarısına çay alan şirketlerin ÇAYKUR’u tasfiye edecek bu yasadan alacakları güçle daha düşük fiyatlar dayatacakları şeklinde eleştiriler aldı. Öte yandan AA tarafından 10 Şubat 2021 tarihinde geçilen haberde, Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde Çay Kanunu oluşturma çalışmalarının devam ettiği belirtildi, ancak tasarının içeriği hakkında bilgi verilmedi.
Çay piyasası çokuluslu şirketlerin kıskacında
Kişi başına çay tüketimi bakımından dünyada birinci sırada yer alan Türkiye, yıllık 280 bin tonluk çay tüketimiyle çokuluslu şirketler için cazip bir pazar. Ancak bu şirketler tüm çabalarına karşılık pazarı ele geçirememiş, ÇAYKUR’un pazar hâkimiyetini kıramamış durumda. Piyasanın tümüyle uluslararası çay tekellerinin eline geçmesi halinde, çay tüketiminde önemli bir potansiyel olan Türkiye’de, belirli bir süre sonra yerli çay satılamayacak hem tarım hem de sanayinin tasfiyesi söz konusu olacak.
Üreticinin eline geçen fiyat enflasyonun altında
Çay yaprağı alım fiyatları genellikle TÜFE seviyesinde açıklanmasına karşın, özel sektör açıklanan fiyatın altında alım yapıyor, bazen de ürün bedelini kuru çay olarak ödüyor. Çayda özel sektörün önde gelen aktörleri 2019 yılında yaş çay ödemesinin bir kısmını kuru çay olarak yaptı. Alım yapılan her 100 kg çay yaprağı karşılığında üreticiye 8 kg kuru çay verilmiş, böylelikle kuru çayın kilosu üreticiye 28 liradan satılmış oldu. Oysa firma piyasada hiçbir çayını bu fiyata satamadı. Firmalar, yaş çay bedelini kuru çay olarak ödemenin dışında kalan kısmı için üreticiye ÇAYKUR’un verdiği fiyattan 1 yıl vadeli olarak ödeme yaptı.
Çay yaprağında üretim ve örgütlenme konusunda öneri ve talepler
· Çay yaprağı alım fiyatı belirlenirken çayın maliyeti ve üreticilerin geçim seviyesi dikkate alınmalıdır.
· Özel sektör açıklanan fiyatın altında yaş çay almamalı; ödemeleri en geç ÇAYKUR’un ödeme tarihi ile aynı olmalıdır.
· ÇAYKUR işleme kapasitesinin tümünü kullanmalı; üreticiyi düşük fiyatlarla özel sektöre çay vermek zorunda bırakan kota ve kontenjan uygulamalarına son vermelidir.
· Çay üreticilerini ÇAYKUR’un ve şirketlerin keyfi uygulamalarına karşı koruyacak ve toplu pazarlık yapabilecek şekilde örgütlenmeleri yasal güvenceye kavuşturulmalıdır.
· ÇAYKUR özerk bir yapıya kavuşturulmalı, yönetiminde çay üreticileri de söz, karar ve yetki sahibi olmalıdır.