Sorting by

×
ÇevreEkonomiGıdaGüncelKırsalTarım

Çiftçinin iki talebi var: Tarlada damla sulama, hasatta alım garantisi

    Batı Akdeniz’de susuz yaz ve kazan kaynatmayan gelir çiftçiyi çaresiz bıraktı. Bu yıl artan kuraklık ve yükselen maliyetlerin gölgesinde üretimi sürdürmeye çalışan Burdurlu çiftçi, çözüm arayışında.

BURDUR – Batı Akdeniz’de çiftçiler, artan maliyetlerin yol açtığı zorluklar ve kuraklıkla gelen su krizinin kıskacında var olma mücadelesi veriyor. Maliyetlerin alıp başını gitmesi, Yeşilova gibi bölge barajlarının bir kısmında suyun bitmesi çiftçiyi harekete geçirdi. Burdur’un Karamanlı, Tefenni, Yeşilova ve Çavdır ziraat odalarına kayıtlı üreticilerin başı çektiği ses yükseltme eylemlerinde üretim krizine çare aranıyor.

BURDUR BARAJLARINDA ALARM ZİLLERİ ÇALIYOR

Her geçen gün artan kuraklık Burdur’da barajları birer birer kurutuyor. Üreticiler için tehlike kapıda. Şehirde önümüzdeki günlerde kuraklığın daha da artabileceği yönünde uyarılar yapılırken, özellikle tarımda suyun dikkatli ve tasarruflu kullanılması isteniyor. Yıl içinde beklenen yağışların düşmemesi ve iklim değişikliği nedeniyle mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıkların etkisiyle tarlada ürününü sulamakta zorlanan çiftçi, susuzluğa çözüm bulup üretimi sürdürmek konusunda çaresiz.

Dr. Erol Kesici
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı

DR. KESİCİ: ‘KEŞKE BİZİ DİNLESELERDİ!’
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, su tasarrufu değil, acilen su seferberliği yapılması, mutlaka su kanunu çıkarılması ve vahşi sulamadan vazgeçilip damla sulamaya geçilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Üretim planlaması olmayınca doğal döngü bozuluyor. Düzgün bir tarım ve sulama politikasına ihtiyacımız var. Su sorunu 30 yıl önce başladı. ‘Vahşi sulama bitsin, damla sulamaya geçilsin’ dedik, dikkate alınmadı ve bugün göllerimizi kaybetme noktasına geldik. Bu saatten sonra, ‘kırmızı alarm’ deniyor. Keşke bizi dinleselerdi, önlem alsalardı, göllerin çoğu varlığını sürdürüyor olurdu. Yakında tarıma, içmeye, kullanmaya su bulamayacağız.”

‘GEÇ GELEN FİYAT, FABRİKALARA YARIYOR’

Susuzluğa doğru giden kara senaryoya rağmen üretimi sürdürmeye çalışan bölge çiftçileri, bir yandan da maliyet krizine çare arıyor.

Geçtiğimiz günlerde traktörlerden konvoy yapıp maliyet sınırına düşen üretim gelirlerini protesto eden çiftçiler, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

“Ocak 2023’te 22 TL olan mazot Şubat 2024’te yüzde 90 artarak 42 TL oldu. Gübre, tohum, ilaç gibi masraflarımız geçen yıla göre yüzde 50 ile yüzde 90 arasında arttı. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin fiyat belirlemede geç kalması, üreticiyi fabrikaların eline bırakıyor. Biz hakkımızın karşılığını istiyoruz. Buğdayın 15 TL olması gibi bir beklentimiz yok ancak maliyetler karşısında eziliyoruz. Girdi kalemlerinin fiyatları, hasat yılı boyunca sabit olsun. Ürünümüze ekim döneminde alım garantisi verilsin.”

Burdurlu çiftçiler geçen hafta üretimi krize sokan sorunları protesto için traktörlerinden konvoy oluşturup yollara dökülmüştü.

‘ALIN TERİMİZİN HAKKINI İSTİYORUZ’

Bölgenin sera üreticilerinden Cihangir Yılmaz, “Buğday, arpa, fasülye, kiraz, domates… Kimse bu ürünlerin piyasa değerinin üzerinde fiyatlanmasını talep etmiyor. Buğday fiyatının 15 lira olmasını talep etmiyoruz, emeğimizin karşılığını, alın terimizin hakkını istiyoruz. Hasat yılı boyunca, tohum, gübre, akaryakıt gibi temel ihtiyaçlarımız olan ürünlerin fiyatlarının sabit fiyat garantisi altında çiftçilerin hizmetine sunulmasını talep ediyoruz. Yoksa biz her geçen gün toprağa küsmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

‘SON ÇİFTÇİ DE EKMEKTEN VAZGEÇTİĞİNDE…’

Bölge tarımında iki temel talebin üretime destek ve kuraklıkla mücadele için damla sulama altyapısı olduğunu söyleyen çiftçi Özcan Şengün ise şunları söyledi:

“Son çiftçi toprağını ekmekten vazgeçtiğinde mi kıymet bilinecek? Artık bıçak kemiğe dayandı. İsteğimiz tek yürek olup sesimizi yetkililere duyurabilmek. Türkiye’de sulama ekipmanlarının ve sulama fiyatlarının pahalı olması bu kuraklıkta belimizi büküyor. Burdurlu çiftçiler zor günler yaşıyor. Yetkililer sesimizi duysun, taleplerimizi görsün. Mazot gideri, bizim en büyük yüklerimizden biri. Tohum, gübre, ilaç gibi masraflarımız yüzde 50 ila 90 arasında artışlar gösterdi. Maliyetler, önümüzde koca bir dağ oldu. Bizi ekim yapamaz hale getirdi. Üretim desteği istiyoruz, seralara, tarım arazilerine damla sulama altyapısı için teşvik ihtiyacı var, araçlara ÖTV indirimi yapılsın.”

‘ÇİFTÇİ GÜNDEN GÜNE TOPRAĞA KÜSÜYOR’

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin fiyat belirlemede etkin rol oynamadığından ve geç kaldığından yakınan Şengün, bu durumun üreticiyi fabrikalar ve tüccarların eline ittiğini söyledi:

“Geç kalmış fiyat politikasıyla enflasyonu çiftçinin üzerine yıkarak, market fiyatlarını uygun tutmaya çalışıyorlar. Ama maalesef bilmiyorlar ki çiftçi toprağa küsüyor, kendine çıkış yolları arıyor. Kimse ürünlere afaki fiyat talep etmiyor. Talebimiz emeğimizin karşılığını almak. Fiyatlandırma vaktinde yapılsın. Hasat yılı boyunca tohum, gübre, akaryakıt gibi temel ihtiyaçlarımız da sabit fiyat garantisi altında olsun. Çiftçiye bunlar çok görülmesin.”

duvaR