“Çiftçi çıkmaza girdi, çiftçi öldü”
-
Burdur’da artan maliyetler nedeniyle işletmesini kapatmak zorunda kalan üretici Kazım Öz, “2015 yılında bu köyden 22 ton süt çıkıyordu. Bugün köyden 4 bin 300 litre süt çıkıyor. Neymiş uzaya çıkmışız, neymiş TOGG yapmışız. TOGG’un bana bir faydası yok, uzaya çıkan adamın bana faydası yok. Bana para lazım, ürettiğim malın parası lazım” dedi.
Burdur merkeze bağlı Yassıgüme köyünde hayvancılık ve tarımla uğraşan 33 yaşındaki üretici Kazım Öz, artan maliyetler nedeniyle işletmesini kapatmak zorunda kaldığını belirterek, üretici ve çiftçilerin içinde bulunduğu durumu kapattığı işletmesinde Anka Haber Ajansı’na anlattı. Süt üretimindeki düşüşe dikkat çeken Kazım Öz, köyünde 2015 yılında günlük 22 ton süt üretilirken, bu rakamın bugün 4 bin litreye düştüğünü söyledi. Öz, hükümetin çiftçiyi desteklemediğini, çiftçinin bittiğini ve artık eylem yaptığını ifade etti.
“Köylü hükümetin kölesi oldu”
Kazım Öz şunları söyledi:
“33 yaşındayım yaklaşık bunun on senesini hayvancılık ile geçirdik. Üreticilik, hayvancılık yaptık. Üzüm, kavun, sulu araziye geçeli 5- 6 sene oldu. Şimdi pancar, mısır yetiştirmeye başladık. Önceden yetiştiriyorduk ama şimdi yetiştirme şansımız yok. Barajımızda su yok, havalar kurak gidiyor, ürettiğimiz ürün para etmiyor. Geçen sene arpanın kilosu 6 liraydı, mazotun litresi 8 liraydı. Şu an arpanın kilosu 7 lira, mazotun kilosu 42 lira. Sen gel bu işin içinden çık, çıkamazsın çıkacak bir yeri kalmadı. Bundan 8- 9 sene önce bizim köyden Mardin’e, Urfa’ya düve gidiyordu. Ama şimdi Hollanda’dan oradan buradan ithal düve geliyor. Bu iş çıkmaza girdi, biz bittik. Biz bundan 3 sene önce süt eylemi yaptık. ‘Üretim yapmamız lazım’ dedim. Üretim olmadığı sürece bu iş olmaz. Şu an üretim var ama para kazanan insan yok. İnsuyu ovasında fasulyenin kilosu 8 lira. Toplattığın fasulye işçinin parasını kurtarmıyor. Mustafa Kemal Atatürk ne diyordu; ‘köylü milletin efendisidir’. Şimdi köylü hükümetin kölesi. Köylü milletin efendisinden köylü hükümetin kölesi oldu. Bu işin sonu bu. Ben kendi işletmemi kapattım, 40 tane malım vardı sattım. Bu iş böyle üretim yapamıyoruz, battık biz battık. Köylü olarak bize bir şey olmaz. Olan şehirdeki insana olur. Bir tavuk, bir inek biz yine hayatımıza devam ederiz. Ben üzerimdeki gömleği 10 sene giysem de benim zoruma gitmez.
“Hükümetimiz bu çiftçiyi bitirmeye gelmiş”
Asgari ücretlisi de para kazanacak ki sirkülasyon olacak. Şimdi süt çekmiyor. Yaz günün de süt çekmez mi ya? Ülkede turist yok turist. Süt çekmiyor, ülke süt krizine girdi. Neden girdi? Turist olmadığından, millette para olmadığından girdi. 1 kilo peynir 260 lira. Asgari ücretli alıp yiyemez. 17 bin lira maaş ile adam bunu alıp yiyemez. Bir tek benim para kazanmamın anlamı yok. Ben çiftçilikten aylık 400 bin lira para kazanmışım önemli değil. Sirkülasyon olması lazım. Asgari ücretli gidecek o raftan peynir alacak. Ben 3 ay para kazanırım ama 4 ay sonra tıkanır. Neden; asgari ücretli, memur bizim mahsullerimizi alamadığından. Burdur Salı Pazarı’nda üreticiden fazla satıcı var. Bu ülkenin durumu bu. Ne olursa olsun bu hükümet bizi bitirmeye gelmiştir. Devlet, devletimizdir. Ama hükümet bizi bitirmeye gelmiştir. Hiçbir çiftçiden terörist çıkmaz. Biz eylem yapıyorsak ürettiğimiz mal için eylem yapıyoruz.
“2015 yılında 22 ton süt çıkıyordu, bugün 4 bin 300 litre süt çıkıyor”
2015 yılında bu köyden 22 ton süt çıkıyordu. Bugün itibarıyla köyden çıkan süt 4 bin 300 litre. Neymiş uzaya çıkmışız, neymiş TOGG yapmışız. TOGG’un bana bir faydası yok, uzaya çıkan adamın bana faydası yok. Bana para lazım, ürettiğim malın parası lazım.
“Çiftçi çıkmaza girdi, çiftçi öldü”
“Bizim TOGG yapmamıza, uçak, gemi yapmamıza gerek yok. Biz kendi malımızı üretemiyoruz ki. Biz bu ülkede kendi malımızı üretemiyoruz. Biz nasıl kalkınacağız. Buraya 10 tane araba getirsen benim gözümde olmaz. Benim üretim yapmam lazım, hayvanı ahıra katmam lazım. Bende fabrikatör olabilirdim ama köylüyüm. Ben köylülükten, üreticilikten pişman değilim. Ama sattığım ürünü kazanamadığım için pişmanım.”