Sorting by

×
ÇevreGüncelKırsalTarım

CHP’li Bekaroğlu’ndan çay üreticisine mektup: Bu kanun Karadeniz’i şirketlerin kölesi yapacak

CHP’li Mehmet Bekaroğlu, Meclis’e sunulan ‘Çay Kanunu’na karşı üreticiye mektup yazdı: “Bu kanun, sizleri ya göç ettirecek yahut köle haline getirecektir. Buna karşı çıkın.”

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, uzun süredir üzerinde tartışılan ve AK Parti tarafından Meclis’e sunulan ‘Çay Kanunu’na karşı üreticiye seslendi, “Bu kanun, sizleri ya göç ettirecek yahut köle haline getirecektir” dedi.

‘ÇAY PİYASASINI ULUSLARARASI TEKELLERE AÇMA PLANI PERDELENİYOR’

Çay üreticisine yazdığı mektup ile söz konusu kanun teklifine ‘karşı çıkın’ çağrısında bulunan Bekaroğlu, “AKP’nin TBMM’ye sunduğu çay kanunu teklifi büyük bir gizlilik içinde hazırlandı. TBMM’ye sunulana kadar da teklifi kimse görmemiştir. Şimdi de kanunun görüşmelerine ‘cambaza bak cambaza’ oyunu ile başlanıyor. Bazı Ziraat Odası Başkanlarını da işe katarak sanki en önemli konu ‘çay fiyatının kimin tarafından açıklanacağı’ imiş gibi bir algı oluşturuyorlar. Bu şekilde çay üreticilerini özel sektöre ait 7-8 firmaya mecbur etme, Türkiye çay piyasasını uluslararası tekellere açma planlarını perdelemeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

‘KARADENİZ İNSANINI ŞİRKETLERİN KÖLESİ HALİNE GETİRECEK’

CHP’li Bekaroğlu, ‘Çay Kanunu’nun yasalaşması durumunda bugün Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan yaş çay alım fiyatının, üreticiler ile şirket sahipleri arasında yapılacak sözleşme ile belirleneceğini belirterek, AK Parti’nin kanun teklifi ile yapmak istediği planlamayı şöyle anlattı:

“Karadeniz insanını şirketlerin kölesi haline getiren, Sri Lanka’daki sömürü düzenini dayatan, Türkiye çay pazarını yabancı çay tekellerine peşkeş çeken AKP’nin çay kanunu teklifinin esas maddeleri şunlardır:
‘ÇAYKUR’U VE ÇAYI YOK ETME TEKLİFİ’
1. Bu teklif ÇAYKUR’un idam fermanıdır. Teklifte ÇAYKUR özel sektör şirketlerinden biri haline getirilmekte, ÇAYKUR’un düzenleyici ve denetleyici fonksiyonları elinden alınmaktadır. Bu kanun ÇAYKUR’u satma kanunudur. Bir özel şirket haline getirilecek olan ÇAYKUR, bir süre sonra ‘işletme’ ve ‘ticaret’ olmak üzere ikiye bölünerek satılacaktır. ÇAYKUR’un Varlık Fonu’na devredilmesinin gerçek nedeni de budur. Biz biliyoruz ki ÇAYKUR olmazsa Çay olmaz, Çay olmazsa da Rize’de geçim olmaz. Bu teklif ÇAYKUR’u, ÇAY’ı, RİZE’de geçimi ve yaşamı yok etme teklifidir.

‘SÖZLEŞMELİ TARIM KUZUYU KURDA EMANET ETMEKTİR’
2. Bu teklif ile çay ekim alanları sınırlandırılmakta, azaltılmakta ve ithalatın önü açılmaktadır. (Madde-3, Madde-4)

3. Bu kanun, sözleşmeli üretim modelini dayatmaktadır. Buna göre; üretici tek bir şirket ile sözleşme yapabilecektir. Kuzuyu kurda teslim etmek işte budur. Yasal zorunluluk olarak çay üreticisi, şirketlerin kucağına itilmektedir. Çaresiz olan üretici, şirketin fiyat dahil bütün dayatmalarını kabul etmek zorunda kalacaktır. (Madde-5)

4. Bu kanunla çay şirketleri de çay bahçesi sahibi olabileceklerdir. Zaten bir süredir bu hazırlıklar yapılmakta, özel sektörün büyük firmaları çay bahçeleri satın almaktadır. Bu kanunla getirilecek şartlar vatandaşları çaylıklarını satmaya zorlayacak, eski mülklerinde çay işçilerine dönüştürecektir (Madde-3; çay bahçesi ruhsatnamesine sahip gerçek veya tüzel kişiliğe haiz…)

5. Bu kanun teklifi çay ithalatını zorlaştırmak şöyle dursun, serbest bırakıyor, teşvik ediyor; çay kaçakçılığı yapanlara da caydırıcı bir ceza öngörmüyor. (Madde-4)

6. Bugüne kadar en azından ÇAYKUR için zorunlu olan yaş çay alım fiyatı, bütünüyle serbest piyasa koşullarına bırakılmaktadır. Fiyat, şirketlerin istediği gibi belirlenecek, üreticiye zorla imza attırılan sözleşmede hangi fiyat yazıyorsa yaş çayın fiyatı o olacaktır. Şirket canı istediği üretici ile canının istediği fiyata anlaşma yapacak, birinin çayını farklı fiyattan, komşusunun çayını farklı fiyattan alabilecektir. (Madde-5)

‘ÇAY ÜRETİCİLERİNE EN AĞIR ŞARTLAR DAYATILIYOR’
7. AKP-Borsa ortaklığı ile hazırlanan Kanun Teklifinde yaş çay bedellerinin 6 ay içerisinde ödeneceği belirtilmektedir. Çay bedellerinin 6 ay içerisinde ödenmemesi halinde ne olacağı ise belli değildir. Ayrıca 6 ay boyunca başka hiçbir geliri olmayan insanlar, özellikle yarıcılar ne ile geçinecekler, işçilerin parasını nasıl ödeyecekler? Bu soruların cevabı yoktur. (Madde-5)

8. Çay destekleri konusu bu kanunu hazırlayanların ilgi alanına girmemektedir. Kanunda kilogram başına ürün desteğinin ne olacağı, gübre desteği olarak ne verilmesi gerektiği gibi konular yoktur.

9. Bu kanun teklifi, çay üreticileri için ağır şartlar dayatıyor, şartları yerine getirmeyenlere ağır cezalar öngörüyor ancak çay alımı, işletmesi ve ticareti yapan firmalara ağır şartlar koymadığı gibi, şartlara uymayan şirketlere de ciddi cezalar getirmiyor. (Madde 9, 10,11)”

‘ÜRETİCİ KARADENİZ’İ TERK ETMEK ZORUNDA KALACAK’
Türkiye’de yılda 240 bin ton kuru çay üretildiğini ifade ederek, “Tüketim ise giderek artarak 350 bin tona yaklaşmıştır. Çay ekim alanlarını artırmadıklarına göre hangi çayı ihraç edecekler? Amaçları çay ihracatı değil, ithalatıdır. Bu kanunla çay ithalatını teşvik ediyorlar. Yerli çayla yabancı çayı harmanlayıp satarak Türk çay tiryakisinin damak tadını değiştirecekler” diyen Bekaroğlu şunları söyledi:

“Sonuçta 350 bin ton/yıllık Türkiye çay pazarı yabancı tekellere teslim edilecek. Bu kanun teklifinin özeti budur! Kimse buna olmaz demesin. Türkiye tütün, şeker, ay çiçeği, pamuk vd. pazarı nasıl ithal ürünlere terk edildiyse çayda da aynı şey olacaktır.

Adıyaman’daki tütün üretimi sözleşmeli tarım modeli ile sınırlandırıldıktan sonra tütün üreticileri nasıl Adıyaman’ı terk ettiyse, bu çay kanunu yürürlüğe girdiğinde de Rizeli, Trabzonlu, Artvinli, Giresunlu çay üreticileri bir süre sonra Karadeniz’i terk etmek zorunda kalacaktır.”

‘KARŞI ÇIKIN’
Bekaroğlu, yazdığı mektubun sonunda da üreticiye yasa teklifine karşı çıkma çağrısında bulundu, “Bu kanun, sizleri ya göç ettirecek yahut köle haline getirecektir. Buna karşı çıkın. Sonra pişman olacaksınız” diye konuştu. (DUVAR)