Buğday tarlaları alarm veriyor. 3 milyon metrekarelik tarım alanından zehir fışkırıyor Kaynak Yeniçağ: Buğday tarlaları alarm veriyor. 3 milyon metrekarelik tarım alanından zehir fışkırıyor
Trakya’da sanayi tesislerinin neden olduğu çevre kirliliği korkutucu boyutlara ulaştı. Tekirdağ, Ergene’de Marmaracık mevkiinde bulunan Plastik Sanayi Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi’ne ait 2.8 milyon metrekarelik tarım alanından alınan numuneler incelendi. Uzmanlarca yapılan incelemede çevresini buğday tarlalarının çevirdiği arazide sınır değerin 2.1 katı nikel ile 17.6 katı krom olmak üzere ağır metal belirlendi.
Trakya’da sanayi tesislerinin sebep olduğu çevre kirliliğini gözle önüne seren bilirkişi raporu, 3 yıl sonra askıya çıkan ÇED dosyası ile tekrar gündeme geldi. Milliyet gazetesinde yar alan habere göre Tekirdağ’ın Ergene ilçesi Karamehmet mahallesi Marmaracık mevkiinde bulunan Plastik Sanayi Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi’ne ait 2 milyon 800 bin metrekare büyüklüğündeki tarım alanını inceleyen ve toprak numunelerini analiz eden bilim insanları, çevresi buğday tarlaları ile çevrili alanın adeta zehirlenmiş olduğunu ortaya çıkardı.
Arazinin sınır değerinin 2.1 katı nikel ve 17.6 kat krom olmak üzere yoğun şekilde ağır metal kirliliğine uğradığı kaydedilen raporda, “Arazi tarımsal niteliğini kaybetmiş durumdadır” ifadeleri kullanıldı. Marmaracık mevkiinde yer alan, söz konusu alana Plastik Sanayi Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi tarafından uzun süredir ‘plastik sanayi tesisi’ kurulmak istendiğini belirtildi. Çevreciler ise projeye birinci derece tarım arazi olan bölgeye sanayi tesisi kurulamayacağını belirterek karşı çıkıyordu. Tüm bu tartışmalar sürerken sanayi sitesi kurma projesinin kritik aşamalarından biri olan ÇED süreciyse Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 15 Şubat günü ilan edildi.
İki hafta önce askıya alınan ÇED dosyasıyla 2 milyon 800 bin metrekarelik alanın tarım arazisi olmadığını kanıtlamak için 10 Aralık 2018’de hazırlatılan bilirkişi raporu da gün ortaya oldu.
Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Beslenme Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aydın Adiloğlu ile öğretim görevlisi Doç Dr. Sevinç Adiloğlu ve araştırma görevlisi Yusuf Solmaz’ın hazırladığı raporda, çevresi buğday tarlaları ile çevrilen alanın adeta zehirlenmiş olduğu kaydedildi. Bilim insanları arazinin ağır metal kirliliğine yoğun şekilde uğradığı ve tarım için kullanılamaz halde olduğunu belirtirken, analiz sonuçlarına dayanarak yapılan tespitler sıralandı.
İşte “Ergene ilçesi Karamehmet mahallesi Marmaracık mekii 148 Ada 1 Parsel 149 ada 1 parsel ve 150 ada 1 parsel nolu parseller hakkında zirai bilirkişi teknik raporu” başlıklı raporda sıralanan tespitler:
‘SÖZ KONUSU ARAZİ TARIMSAL NİTELİĞİNİ KAYBETMİŞTİR’
“Söz konusu arazinin bir sınırı TEM otobanı diğer sınırı ise tamamen sanayi tesisleri ile çevrelenmiş durumdadır. Bu yönüyle söz konusu arazi tarımsal niteliğini kaybetmiş durumdadır. Ergene ilçesi dahil olmak üzere Trakya bölgesi tarım topraklarının organik madde miktarlarının yüzde 85’i yüzde 1.5’in altındadır ve bölge tarım arazilerinin organik madde miktarlarının çok büyük bir bölümü yetersiz durumdadır.”
Topraktan alınan numuneler üzerinde yapılan analizler sonucunda onay verilebilir sınır değerin 2.1 katı nikel ile 17.6 kat krom bulunduğunun tespit edildiği bilgisine de yer verilerek, “Toprakta yüksek krom kirliliği bitki tohumlarının çimlenmesini büyük ölçüde engellemektedir. Eğer bu arazide mevcut durumda tarım yapılacak olursa, yetiştirilecek olan bitkilerin bünyesindeki yüksek nikel ve krom miktarları bu bitkiler ile beslenecek olan insan ve diğer canlıların sağlığını da olumsuz bir şekilde etkileyecektir” görüşleri kaydedildi.
‘SÖZ KONUSU RAPOR TRAKYANIN YANSIMASI’
Çevreciler ise zirai bilirkişi raporunun aslında Trakya’nın yansıması olduğunu ve benzer ölçümlerin yapılması halinde benzer ağır metal kirliliğinin Edirne’den İstanbul’a kadar olan birçok arazide görülebileceğini ifade ediyor. Trakya Platformu Yürütme Kurulu üyesi, Çevre ve Sağlık Komisyonu Başkanı Murat Sevgi, bölgede oluşan tehlike hakkında, “Tarımsal hüviyetini kaybettiği belirtilen 2 milyon 800 bin metrekarelik tarım alanının bitişiğinde devasa buğday tarlaları bulunuyor. Akredite laboratuvar sonuçları projeye itiraz etmemiz sonucu ortaya çıktı. Devasa bir araziyi tarım dışı göstermek için çok kapsamlı araştırmalar yapımlası gerekir. Bir arazinin yasal olarak tarım dışı kabul edilmesine illerde bulunan Toprak Koruma Kurulları karar verebilir. Meseleye diğer çerçeveden bakacak olursak, tarım topraklarına bulaşan ağır metal kirliliğini gözler önüne seren zirai bilirkişi raporu, bir anlamda bölgedeki büyük soruna ışık tutuyor. Bu rapor aslında bizim yıllardır verdiğimiz çevre mücadelesinin haklılığı ortaya koyuyor. Trakya’nın toprağını, suyunu kirleten, halk sağlığını hiçe sayan, çiftçinin belini bükenler her kimlerse hasarı tanzim etmekle mükelleftir.” ifadelerini kullandı.
‘TARIM ARAZİSİ KASTİ KİRLETİLMİŞ OLABİLİR Mİ?’
Eğer bir kirlilik varsa bölgenin tamamı için olduğunu belirten Çevre ve Sağlık Komisyonu Başkanı Murat Sevgi, “Söz konusu tarım arazisi kasti kirletilmiş olabilir mi?” diye düşünmeden edemediklerini ifade etti.
“Kirlilik varsa her yer kirlidir” diyen Sevgi, “Komşu parsellerde buğday ekiliyor. Daha da önemlisi; bilirkişi raporunda ‘Söz konusu arazinin tarım dışı kullanılması durumunda çevresi uluslararası karayolu ve sanayi tesisleriyle kapanmış olduğundan bitişik arazilere herhangi bir zarar veremeyeceği anlaşılmıştır ifadesi yer alıyor. Trakya’daki tarım arazilerini birçoğu karayollarına bitişik ve çevresi sanayi tesisleriyle dolu. O halde rapor aynı zamanda Trakya’daki tarım arazileri kirletilmiş olduğunu kabul etmelidir.” dedi.
Kaynak Yeniçağ: