Beslenme şeklini değiştirmek yaşamı uzatıyor! Uzmanlar anlatıyor: İşte ömre 13 yıl katan formül…
Beslenmenin insan sağlığı üzerindeki etkileriyle ilgili yeni bir araştırmada, ‘Tipik Batı Beslenme’ tarzından ‘Optimize Edilmiş Beslenme’ye geçmenin, kişilerin ömrünü uzatabileceği ortaya çıktı. Örneğin 20 yaşında bir kişi optimal beslenmeye geçerse ömrüne 10-13 yıl ekleyebiliyor. 60 yaş ve üstü olan kişiler ise doğru beslenerek 8-9 yıl kazanabiliyor. Peki bu iki beslenme tarzı arasında ne fark var? Çocuk yaştan itibaren optimal beslenme modelini benimsemek nasıl bir fark yaratır? Uzmanlar hurriyet.com.tr’ye anlattı.
Kaliteli ve sağlıklı bir Yaşam için en önemli faktörlerden biri dengeli ve doğru beslenme. Bebeklerde anne sütüyle başlayan süreçten, yetişkinlik ve yaşlılık dönemine kadar olan tüm yaş gruplarında, sağlıklı ve dengeli beslenme, hastalıklardan korunmak için oldukça büyük önem taşıyor. Beslenme ayrıca vücut formunun korunması açısından da çok önemli…
Bu konu bilim insanlarının da gündeminden düşmüyor. Son olarak Norveç’te yapılan bir araştırma, ‘Tipik Batı Beslenme’ tarzı yerine ‘Optimize Edilmiş Beslenme’ modelini benimsemenin, kişilerin ömrünü 10-15 yıl kadar uzatabileceğini ortaya koydu. Araştırmacılar, birçok ülkeden toplum sağlığının özeti niteliğindeki Küresel Hastalık Yükü çalışması verilerinin yanı sıra, Diyet ve uzun ömürlülüğü inceleyen çok sayıda çalışmanın bulgularını da bir araya getirdi.
Çalışmanın PLOS Medicine dergisinde de yayımlanan sonuçlarına göre, bir kadın 20 yaşında optimal beslenmeye başlarsa, ömrünü 10 yıldan biraz fazla uzatabilir. 20 yaşındaki bir erkek ise hayatına 13 yıl ekleyebilir.
Haberin Devamı
Bodrum rakipsiz her şey dahil erken rezervasyon fırsatı
Club Med, 70 yıllık deneyimle
Arabanın Değerini Merak Ediyorsan, Saniyeler İçinde Öğren!
arabam.com
by Taboola
Araştırmada ayrıca daha sağlıklı bir beslenmeye odaklanmanın ileri yaştaki bireylerin yaşam sürelerini de uzatabileceği vurgulanıyor. 60 yaşında optimize edilmiş beslenmeye başlayan bir kadın, ömrünü 8 yıl uzatabilirken aynı durumdaki bir erkek yaşamına yaklaşık 9 yıl ekleyebiliyor.
Gözden Kaçmasın
Putinin korkutan yalnızlığı Rus gazetecinin yazdıkları endişe yarattı..
Putin’in korkutan yalnızlığı! Rus gazetecinin yazdıkları endişe yarattı..
Haberi Görüntüle
‘TİPİK BATI BESLENME’ VE ‘OPTİMİZE EDİLMİŞ BESLENME’ NEDİR?
İki beslenme şeklinin tam olarak ne olduğunu sorduğum Uzman Diyetisyen Prof. Dr. Murat Baş, “Tipik Batı Beslenmesi; enerji yoğunluğu yüksek ancak besin öğesi (vitamin ve mineraller) yoğunluğu düşük bir beslenme modeli olan fast-food beslenmeye odaklanır” dedi ve şu detayları sıraladı:
– Tipik Batı Beslenmesi sağlığı olumsuz yönde etkileyecek derecede yüksek tuz içeren, lif açısından son derece fakir bir beslenme modelidir. Zaman içerisinde hızlanan yaşam tarzı insanları daha kısa sürede Yemek yemeye teşvik etti. Bu da Batı dünyasından tüm dünyaya yayılan bu tarz beslenme kültürünü ortaya çıkardı.
– Yetersiz besin öğeleri içeren bu beslenme modeli; içerdiği yüksek enerji, doymuş ve trans yağlar nedeniyle tüm hastalıklar için bir temel olan iltihaplanma mekanizmalarının çalışmasına neden oluyor. İltihaplanma ortamında vücut, sisli bir yolda araba kullanmaya benzeyen bir süreç yaşar. Bunun sonuncunda metabolik kazalar ortaya çıkmaya başlar. Kazanın ilk kurbanlarından biri de insülin hormonunda meydana gelen düzensizlikler olur.
Çalışmada doğru beslenme şekli olduğu vurgulanan ‘Optimize Edilmiş Beslenme’yi ise herkesin aşina olduğu ‘Akdeniz Tarzı Beslenme’ şekli olarak açıklayan Prof. Dr. Murat Baş, “Optimize Edilmiş Beslenme; tam tahıllar (bulgur gibi), baklagiller (fasulye, nohut gibi), sert kabuklu yemişler (ceviz, badem gibi), yağlı tohumlar (ayçiçeği, kabak çekirdeği gibi), sebzeler, meyveler ve deniz ürünlerinin yer aldığı bir beslenme modelidir” dedi ve bu şekilde beslenmenin sağlığa olan katkısını şu şekilde açıkladı:“Bu beslenme modelinde kırmızı et ve işlenmiş etler minimum düzeyde yer alır. Ayrıca anti-inflamatuar, yani iltihaplanmaya karşı koyan bir beslenme modelidir. Aynı zamanda hem kalp dostudur, hem de birçok kronik hastalığı önleyici vitaminler, mineraller, lif ve antioksidan bileşiklerden zengindir. Bu nedenle sağlığa katkı verir.”