Bayram sofrasının neşesi kalmadı
Gramla peynirin, dilimle karpuzun normalleştiği yeni bir bayramı daha yaşıyoruz. Her geçen yıl bir öncekini aradıklarını söyleyen yurttaşlar, “Her şey çok pahalı. Bayram bize uğramadı, eski bayramlar yok” diyor. Sofralarda neşenin yerini ise ekonomik sıkıntılar aldı.
Nerde o eski bayramlar” sözü klişe olmaktan çıkalı çok oldu. Zira bayramların eski şenlikleri yerini ekonomik sıkıntılara bıraktı. 9 günlük tatil öncesi büyük kentler adeta göç verirken şehir merkezlerinde sokaklar sessizliğe büründü. Kentte kalanlar için ise bayramın tadı tuzu yok. Bayram alışverişi denilince İstanbulluların ilk aklına gelen duraklarda esnafın ve yurttaşın nabzını tuttuk. Eminönü ve çarşı pazarlar bayram öncesi sakinliğe teslim. Çarşı pazara uğrayan da ‘kiloyla’ değil ‘gramla’ alışveriş yapıyor. 10 liralık üründe bile dönen pazarlık serüveni de cabası…
Esnafın tek umudu ise turistler. Halkın parasının olmadığını söyleyen esnaf ancak turistlerin yaptığı alışverişle ayakta kalabildiklerine işaret ediyor. Tahtakale, Mısır Çarşısı ve Fındıkzade Cuma Pazarı’nda konuştuğumuz esnaf ve alıcılar önceki senelere kıyasla durumlarının çok daha kötü olduğunun altını çiziyor.
İlk durağımız olan Tahtakale’de saat satan Adil Fidaye, üniversiteden Kamu Yönetimi mezunu olduğu halde 7 senedir saatçilik yapmak zorunda olduğunu söylüyor. “Burada çalışmak zorundayım” diyen Fidaye, “Kendi işimi yapabilmem için zaten sermaye gerekiyor. O yüzden mecbur çalışmak zorundayım ama buradan o sermaye çıkmaz. İnsanlar gelip bakıp dönüyor. Gelen insanların yüzde 80’i 90’ı pazarlık yapıyor. 20 liralık bir şeye ‘15 olmaz mı?’ gibi diyaloglar yaşıyoruz sürekli” şeklinde konuşuyor.
Tahtahkale’de hediyelik eşya toptancısı Metin Sönmeztekin, pandemi öncesinde daha çok iş yaptıklarını, şu anda ise her şeyin ucu ucuna döndüğünü söylüyor: “İnsanların şu an tek ihtiyacı tatil. Gelip alışveriş yapmayı pek tercih etmiyorlar. Biz de geçmişten kazandıklarımızı yiyoruz.”