Ankara’nın yemek sipariş platformu tutar mı?
Yeri geldiğinde piyasadaki hâkim konumlarını tekelleşme için kullandıkları şüphesiyle soruşturmalar açılan bu devasa teknoloji şirketlerini bu kadar büyük yapan kim?
Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ankara’nın yeme içme esnafına destek olmak amacıyla siparişlerden komisyon alınmayan ve üyelik aidatı bulunmayan Lezzet Ankara projesini başlattığını geçtiğimiz günlerde duyurdu. Amaç, pandemi dolayısıyla masalarının yarısını kullanabilen ve paket siparişlerle işletmesini ayakta tutmaya çalışan esnafı, e-sipariş platformlarına ödediği komisyondan ve üyelik/reklam gibi platform giderlerinden kurtarmak.
Esnafın ekonomik dertleri sıralamasında platformların aldığı komisyon ve varsa üyelik aidatları gibi dijital gider kalemlerinin ne kadar öncelikli olduğuna dair illa ki bir araştırma yapılmış olmalı ki böyle bir proje kamu eliyle uygulanmaya başlamıştır diye düşünüyorum. Ben de bu yazıda bu komisyonun en büyük dertlerden biri olduğunu varsayıyorum. Belediye ve benzer kamu kurumlarının rekabete açık piyasalara girmeleri, bu rekabet için ayırdıkları bütçenin toplumsal faydası daha yüksek ve yaygın işlere ayrılıp ayrılamayacağını tartışmayı da Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’ne bırakıyorum.
PLATFORMLARIN VAZGEÇİLMEZLİKLERİ NEREDEN GELİYOR?
Platform deyince aklınıza film/dizi izleyebileceğiniz servislerden ev-araba satışı yapılan, su sipariş edebileceğiniz servislere kadar onlarca farklı dijital platform gelir. Yıldan yıla hem farklı amaçlarla kurulan platform sayısı hem de bunları kullanan insan sayısı, kullanma sıklığı artarken tahmin edebileceğiniz gibi pandemi bu artışta dramatik bir kırılma yarattı. Kullanıcı/tüketici açısından fiziksel olarak erişim imkanı kısıtlandığı veya böylesi daha risksiz görüldüğü için belki de platform şirketlerinin 10 yılda yakalayamayacağı büyüme oranları 1 yılda geldi. Muhtemeldir ki insanlarda yerleşen daha fazla platform kullanma alışkanlığı da pandemi sonrası hayata geçiş başladığında kalmaya devam edecek.