AMS Sineği ‘Kısır Böcek’ de Dünya ve Türkiye’nin durumu Dr. Bahriye HEPDURGUN
Akdeniz Meyve Sineğine karşı kullanılan Kısır Böcek Tekniği’nin dünyadaki ve Türkiye’deki durumuna bir bakış
Bitkilerde zarar yapan böceklerle mücadelede birçok yöntem kullanılmaktadır. Kısır Böcek tekniği (KBT)’de bu yöntemler arasında yer almaktadır. Kısaca bu tekniği, uygun radyasyon dozundan yararlanılarak (60Co) laboratuvarda kitle halinde üretilen böceklerin kısırlaştırılması olarak tanımlayabiliriz. Böylece kısırlaştırılan bireyler doğaya düzenli aralıklarla salınarak doğada var olan bireylerle çiftleştiklerinde yavru üretemezler.
Bu teknik 1930’larda E.F.Knipling tarafından sıcak kanlı hayvanlarda hatta insanlar da parazit olarak yaşayan Burgu sineği, Cochliamyia hominovorax üzerinde Kuzey Amerika’da çalışılmaya başlanmıştır. Daha sonra bu böcek bu bölgede eradice edilmiştir.
İlerleyen yıllarda ki çalışmalar, ekonomik öneme sahip olan meyve sinekleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Bunlar arasından özellikle Akdeniz meyve sineği ilk kez 1800’lü yılların başında Kanarya adalarında, 1842’de İspanya’da, 1901 yılında ise Amerika kıtasında Brezilya’da görülmüş olup o andan itibaren güney, orta ve kuzey Amerika’ya hızla yayılmıştır.
1955 yılında Costa Rica’da bulunduktan sonra Nikaragua’da 1967 yılında küçük bir alanda pilot program oluşturularak kuzeydeki ülkelere bulaşmasını engellemek için çalışmalar başlatılmıştır. 1975’de Meksika ve Guatemala ile bir yıl sonra da ABD’nin katılımıyla El Salvador’un kuzeyine yayılmasını engellemek için bir güç birliği oluşturulmuştur.
Ne yazık ki bir inceleme ekibi Akdeniz meyve sineğinin Orta Amerika için ekonomik önemde olmadığı sonucuna vararak programın sonlandırılmasını önermiştir. 1976’da AMS Honduras, El Salvador ve Guatemala’ya kadar bulaşıp birkaç yıl içinde Meksika’nın güneyini de (Chiapas eyaleti) kaplayarak 15.000 km2 alana bulaşmıştır. Bu acil durumla başa çıkmak için Meksika hükümeti Kısır Böcek Tekniğini kullanarak ilk büyük ölçekli meyve sineği programını (‘‘Programa Moscamed’’) kurmak için Guatemala ve ABD ile işbirliği anlaşmaları imzalayarak, 1978 yılında Meksika, Metapa’da haftada 500 milyon steril sinek üretim tesisinin inşaatına başlamıştır.
1979 yılında 360.000 ha alanda yürütülmeye başlayan çalışmalar ilerleyen yıllarda daha da arttırılarak Meksika’nın bulaşık olduğu bölgede (Güney Meksika’daki Chiapas ve Oaxaca eyaletlerinde) Akdeniz Meyve Sineği eradice edilmiş olup zararlının kuzeye doğru ilerlemesi durdurulmuş ve Guatemala’da bir bariyer oluşturulmuştur.
Dahası, 1985 yılına kadar, Akdeniz meyve sineği, Meksika sınırında bulunan Guatemala’daki bölgelerden de eradice edilmiştir.
Meksika, ABD ve Guatemala’nın yarısı bu zararlıdan arındırılmış ve bu dönemde Meksika’nın ABD’ye meyve ve sebze ihracatı önemli ölçüde artmıştır. Meksika 1994’ten beri taze sebze ihracatını %80, taze meyve ihracatını %90 arttırmıştır. Bu arada Moscamed programın üretim kapasitesi, çoğunluğu Guatemala’daki El Pino Kısır Böcek Üretim tesisinde olmak üzere haftalık 3,5 milyar steril erkek üretim kapasitesine yükselmiştir.
TAEK (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu) tarafından 2010 yılında verilen rapora göre; Yeni tesisler 2006’da uygulamalarına başlamışlardır. Brezilya’da (Bhia, Juazeiro) İşletmenin kuruluşunu Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) Teknik Yardım Programı’nda yürütülen proje finanse etmiştir.
Türkiye’ye coğrafik bakımdan yakın olarak, 2006 ve 2007 yılında
iki önemli Akdeniz meyve sineği kısır böcek üretim tesisi kurulmuştur.
Bunlardan biri İsrail’de (IAEA) teknik yardım projesi ve özel sektör ortaklığı ile kurulan ve özel sektör tarafından işletilen BlOFLY’dır. Diğer tesis ise Valensiya’da (İspanya) bulunan dünyanın ikinci en büyük kısır böcek kitle üretim tesisidir ve 16 Mayıs 2007’de faaliyete geçmiştir.
Dünyanın ikinci Avrupanın en büyük tesisi olan İspanya-Valensiya’da 2004 yılında haftada 500-600 milyon steril erkek üretim kapasitesine sahip 8 milyon Euro’luk kitle üretim ve kısırlaştırma ünitesine sahip olan bu tesisin yapımına başlanmıştır.
Bio-fly; 2005 yılında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) desteğiyle kurulan ve haftada yaklaşık 15 milyon pupa üretmek üzere tasarlanan şirketin üretim tesisi şimdi bu miktardaki pupadan beş kat daha fazla üretim yapabilmektedir.
FAO/IAEA program ortaklığından destek ve yardım alarak, Akdeniz meyve sineği Kısır Böcek Tekniği ile Arjantin, İsrail, İspanya, Portekiz ve Güney Afrika’da hatta Avusturalya, Guatemala ve Peru’da da baskı altında tutulurken, Kalifornia ve Florida’ya girişi engellenmiş olup Meksika’dan başlayarak Guatemala’nın kuzey kısmı, Şili ve Arjantin’in bir kısmında eradike edilerek başarıyla uygulanmıştır.
Arjantin’in Patagonia Bölgesi de Kısır Böcek Tekniği uygulaması sonucunda meyve sineğinden ari bölge olarak resmi onay almıştır. Elde edilen bu başarı Patagonia’ya ya ürettikleri taze meyve ve sebzeleri ABD’ne hiçbir karantina uygulaması gerektirmeden ihraç etme ayrıcalığı sağlamıştır.
Dünyada Akdeniz meyve sineği ve diğer 11 meyve sineğinin üretimi için 14 üretim tesisi bulunmaktadır. Bunların içinde en büyüğü Guatemala’da bulunan El Pino üretim tesisidir. Burada haftada en az 1 milyon ile 5 milyar arasında steril pupa üretilmektedir.
Yaklaşık son 45 yıldır IAEA’nın teknik işbirliği ile FAO/IAEA Böcek ve Zararlılarla Mücadele Bölümü üye devletler ile işbirliği yapmaktadır.
Ülkemizde de bazı temel çalışmalar tamamlanmış olup demonstrasyon çalışmaları da doğada uygulanmıştır.
Ülkemizde ilk çalışmalar Akman ve ark. tarafından 1973-1977 yılları arasında Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsünde IAEA tarafından desteklenen projeyle Akdeniz meyve sineği’nin kitle üretimi başlamıştır.
Laboratuvar çalışmalarıyla en uygun biyolojik dönem ve radyasyon dozu,
arazi çalışmalarıyla zararlının yayılışı, uçuş mesafesi ve populasyon dinamiği ortaya konmuş ve en uygun salım yöntemi belirlenmiştir.
Bornova ZMAE (1977-1982)’de Zümreoğlu ve ark. tarafından laboratuvarda kitle üretimi yapılan Akdeniz meyve sineği’nin kalite parametreleri araştırılmıştır. Kısırlaştırmada kullanılacak uygun radyasyon dozu belirlenmiş olup ışınlanan bireyler fosforla işaretlenmiştir. Çeşme yarımadasına 3,2 milyon kısır pupa salınmış ve oradaki populasyon %80 baskı altına alınmıştır. Daha sonra 1978-1984 yılları arasında ise en uygun kitlesel üretim çalışmaları yürütülmüştür.
1999-2004 yılları arasında (Hepdurgun ve ark.) yine IAEA tarafından desteklenen bir proje ile Akdeniz meyve sineğinin üzerinde parazitoit üretme çalışmaları sürdürülmüş ve AMS’nin ergin çıkışını engelleyen ancak parazitoidin gelişimini etkilemeyen en uygun radyasyon dozu bulunarak üretilen parazitoitlerin doğaya salım çalışmaları yapılmıştır.
Şu anda altı kıtada uygulanmakta olan Kısır Böcek Tekniği, aynı zamanda entegre zararlı böcek yönetiminin bir parçası olarak kullanılmaktadır.
Ayrıca Kısır Böcek Tekniği, Biyolojik kontrol yöntemiyle birlikte kullanılarak zararlılara karşı mücadele çalışmaları da yaygın olarak sürdürülmektedir.
Bugüne kadar 21 zararlı böcek değişik alanlarda baskı altına alınmış veya eradike edilmiştir.
Ülkemizde de Kısır Böcek Tekniği çalışmalarının yürütülmesi, geniş alanlarda uygulanabilmesi için ivedilikle böyle bir tesisin kurulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu teknik ile tarım ilaçlarının çevreye verdiği zararlar ortadan kaldırılmış, pestisit kullanımı büyük oranda azaltılmış ve en önemlisi ihracatta ürün iadeleri önlenmiş olacaktır.