Meydandaki çınar ağacı gölgesi artık kadınların
Çevre mücadelesinde en önemli rolü üstlenen kadınlar; Tonya’dan, Kirazlıyayla’dan, Artvin’den direnişlerini anlatıyor: Ocakta yemeğimiz varsa altını kapatırız, direnmeye gideriz. Eskiden bilmediğimiz çınar ağacının altında şimdi nöbet tutuyoruz.
Kadınlar çevre mücadelesinde etkin rol oynuyor. Doğasını, suyunu, toprağını savunan kadınlar Kirazlıyayla’dan Kazdağları’na, Salda Gölü’nden Karaburun’a, Saros Körfezi’nden Gerze’ye, Cerattepe’den Çapaklı’ya birçok direnişe el uzatıyor. Kirazlıyayla Direnişi’nin başlangıcında köydeki kadınlar doğduklarından beri meydandaki çınar ağacının altına bile oturmamışken, direniş sayesinde şimdi hem kahvehanelerde, hem de o hiç oturmadıkları çınar ağacının altında nöbetteler. Tonya’dan, Kirazlıyayla’dan, Artvin’den direnişe omuz veren kadınlar, mücadelelerini, yaşadıkları zorlukları, dayanışmalarını BirGün’e anlatıyor.
HER ALANDA YER ALMAYA BAŞLADILAR
Bursa’nın Yenişehir ilçesi Kirazlıyayla Köyü’nde yapımına başlanan flotasyon ve atık tesisi için mücadele edenlerden biri olan Şafak Erdem, her mücadelede olduğu gibi kadınların burada da arkaya itilmeye çalışıldığını söylüyor. “Zaten daha ilk dilekçelerinizi verirken erkeklerle iletişim kuruyorsunuz” diyen Erdem, “Çünkü her yerde onlar var. İlk başta toplantılara hep erkekler geldi. Kadınların da gelmesi gerektiğini söyledim. Kadınları mücadele içine çekmek için, camide anons yaptım, beklendiklerini söyledim. Sürece kadınları dâhil etmeye başladık. Sonrasında köy kahvesine kadınlar girmeye başladı. Derken, kadınlar her alanda yer aldı. Bir zaman sonra bu kadın mücadelesine döndü çünkü kadınlar karar verici noktaya geldi” cümleleriyle mücadeleye nasıl başladıklarını anlatıyor.
KADINLAR SAYESİNDE KÖYDE DEVRİM OLDU
Kadınların o zamana kadar meydandaki çınar ağacının altında oturmadığını belirten Erdem, “Ama şimdi her gece nöbetteler. Köyde bir devrim oldu. Kadın mücadelesi, çevre mücadelesinde kadınları en ön safa taşıdı. Köy kadınları ortak alanları bile erkeklerle birlikte kullanmıyordu. Ancak şu anda Kirazlıyayla kadınları her alanda, kahvede, çınar altında oturuyor” şeklinde konuşuyor.
Kirazlıyayla’nın yerlisi Emine Toy ise, 15-20 kadın olduklarını ve mücadelenin en ön safında yer aldıklarını kaydediyor: “Bizi sürüklediler, karakola götürdüler. Tarlalarımızın içine taşları döktüler. Çınar ağacının altına normalde hep erkekler giderdi. Biz bir kere bile gitmemiştik, görmemiştik hatta. Ancak şimdi bir buçuk senedir hep o ağacın altındayız. O ağacın altında nöbetteyiz. Direnişten sonra daha çok güçlendik. Biz eskiden bir adamın yanına çıkmazdık, kimseyi görmezdik. Şimdi bir araba geldi mi kadınlarımızın hepsi yolun başında.”
OCAĞI KAPATIR DİRENMEYE GİDERİZ
Yine aynı derdi paylaşan başka bir kadın da piknik alanlarına, hayvanlarının su içtiği yerlere sahip çıktıklarını ifade ediyor: “Bir gün kepçeler gelmişler, hep birlikte gittik, ağaçlarımızı kesiyorlar, durur muyuz? Onların yaptıkları yer bizim piknik alanımızdı. On tane çeşmemiz var, hayvanlarımıza orada su veriyorduk. Kepçelerin önüne attık kendimizi. Jandarma köyümüzü bilmezdi, daha sonra her an burada oldu. 30 kadına 300 jandarma gelir mi? Önümüzde, arkamızda ne erkek var ne devlet. Biz kocalarımızı falan da dinlemiyoruz. Biz sadece kadınlar olarak birlikteyiz. Eğer sahaya gideceksek sırayla kadınların camına tıklatıp gidiyoruz. WhatsApp’ta kadınlar grubumuz var. Oraya mesaj atıyoruz hemen. Okuma yazma bilmeyenlere bilenler iletiyor. Ocağımız varsa altını kapatırız, ekmeğimizi çıkarırız, direnmeye gideriz.”
DAHA MÜCADELECİ VE DUYARLILAR
Artvin’de maden direnişine karşı en önde yer alanlardan biri olan 65 yaşındaki Nur Neşe Karahan, kadınların daha duyarlı ve mücadeleci olduğunu aktarıyor ve mücadelenin ‘bir bütün’ olması gerektiğine dikkat çekiyor: “Kadınlar Artvin’de son derece etkin. Mücadele zaten bir bütün olmak zorunda. Ancak kadınlar bu konuda daha duyarlı, vazgeçmeyen, pes etmeyen bir role sahip. Kadınların zorluğu tabii her işe yetişmeleri gerekmesi. Eşim 95 yılında rahmetli oldu, o zamana kadar hep beraberdik. Daha sonra ben mücadeleyi sürdürdüm. Eşim vefat ettiği zaman onun işine devam etmek zorunda kaldım. Önce işi öğrendim, bir yandan borçlar vardı, 24 saat çalışmak zorunda kaldım.”
Tutulan nöbetlerin çoğunda kadınlar olduğunu dile getiren Karahan, asla geri safta olmayacaklarını vurguluyor.
SAHİP ÇIKMAZSAK BAŞARILI OLAMAYIZ
Trabzon Tonya’dan Nigar Fettahoğlu da, kadınların mücadele ettikleri takdirde başarıya ulaşacaklarını vurgulayarak “Kadınların çevre mücadelesinde hep önde olduğunu görüyoruz. Bunun en belirgin nedeni kadınların doğayla daha haşır neşir olması, daha çok kıymetini bilmesi. Kadınlar artık suyla, toprakla bütünleşmiş; o yüzden en ön saflarda mücadele ediyorlar. Toplantılarda, forumlarda kadınlar söyleyeceklerini söylediler ancak erkekler daha çok karar veriyor. Kadınlar başta çevre mücadelesine sahip çıkmazsa başarılı olamayız” diyor.