Sorting by

×
DestekEkonomiGıdaGüncelHayvancılıkKırsal

“Üretmek İstiyoruz Ama Şartlar Ağırlaşıyor”…

    CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Kırıkkale‘de, Beyobası köyünde besicilik yapan Fatih Keskin‘i çiftliğinde ziyaret etti.

CHP Niğde Milletvekili, Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, hayvancılık yapan Fatih Keskin’den hayvancılık sektöründeki sıkıntıları dinledi. Gürer, vatandaşların raflardaki et fiyatlarından şikaayet ettiğini belirterek, üreticilerin de kazanç elde etmediğini söyledi.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Rafta eti alan vatandaş pahalıya eti aldığını söylüyor ama üretici de ‘Ben bu hayvanlara bakıyorum, besliyorum, kesime götürüyorum, para kazanamıyorum. Kesimhaneden sonra fiyat artışı başlıyor ama bu bize yansımıyor ’ diyor.” dedi.

Kırıkkale’nin Balışeyh ilçesi Beyobası köyünde hayvancılık yapan Fatih Keskin, “Damızlık hayvanlarımız var. Ancak ciddi problemlerimiz ve sıkıntılarımız var. Televizyonda sürekli ‘et pahalı’ diye konuşuyorlar. Bizim hayvanlarımız mezbahada 350 liraya kesiliyor ama kasap tezgaahlarında et 650 lira. Aradaki 300 lira nerede? Televizyonda sürekli bağırıyorlar, “hayvan pahalı, et pahalı”, biz 350 liraya kesiyoruz 300 liraya kim et yiyor kardeşim.! Biz de onu merak ediyoruz.” dedi.

Beyobası köyüne Kırıkkale CHP İl Başkanı Onur Yüksel Bozdağan, Balışeyh İlçe Başkanı Burhan Altıntop’la birlikte giden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ”Et ve süt önemli gıda ürünü. Bu ürünler hayvancılık ile elde ediliyor. Bir büyükbaş hayvanın yetişmesi için en az 240 gün bakım gerekiyor, yem, ahır ve veteriner giderleri maliyeti sürekli arttırıyor” diyerek, Bu hayvancılığın sürdürülebilir bir yanı var mı ?” diye besici Keskin’e sordu.

Besici Keskin ise, “Sürdürebilmemiz için yardımcı olurlarsa, çeşitli şartlarda elverirse, biz mesleğimizi yaparız, köyümüzü terk etmeyiz.” cevabını verdi.

Ömer Fethi Gürer, yem fiyatlarının yüksekliği ve diğer maliyetlerin artışıyla köylünün yükünün ağırlaştığını vurgulayarak: “Doğal olarak buradaki en önemli sorun, önce yem fiyatlarının yüksek olması. Ahır giderleriniz giderek artıyor, veteriner gideri var, aşı var. Bayramınız yok, seyranınız yok, hep çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Kolay değil yaptığınız iş” diye konuştu.

Besici Keskin, “Vallaha sayın vekilim, burada yağmur yağınca şehirlerde insanlar,‘Ayağım çamur oluyor’ diye üzülür. Biz yağmur yağınca çamura yatarız. Biz köylüyüz. Biz bu rahmete, rahmana inanıyoruz. Bu memlekette üretimi seviyoruz. Üretmek istiyoruz ama şartlar pahalı.” diye konuştu.

Mazot, yem ve buzağı desteğinin yetersizliğine dikkat çeken Besici Fatih Keskin, “Sorun akaryakıttan başlıyor. Şimdi Balkan ülkelerinin en küçüğü Yunanistan ve Bulgaristan’da 45 sente kırmızı mazot satılır. Biz de o mazottan istiyoruz. Biz de tarımımızı öyle yapalım. Bize de çiftçi mazotu versinler. Buzağı desteği istiyoruz. 1000 lira buzağı desteği veriyorlar. 2 torba yem etmez bu buzağı desteği. Biz nasıl çıkacağız bu işin içinden? 2 torba yem 1200-1300 lira ediyor. Bu buzağıya ben nasıl bakayım. Bir buzağı 2 torba yemle olur mu?” diye konuştu.

Gürerin, ”Buzağı ölümleri ile karşılaşıyormusunuz?” sorusuna , besici Fatih Keskin; ”Buzağı ölümlerine elimizden geldiği kadar kendi çarelerimizle tedavi uygulamaya çalışıyoruz, fazla da yapmıyoruz sayın vekilim. Ama ilaçlar pahalı, veterinerler yetersiz. Şimdi tarım ilçe müdürlüğü hangi bir köylüye yetişecek? İlaçta destek yok, veterinerden destek yok, mazottan destek yok, buzağıdan destek yok, yemden destek yok.” diye cevap verdi.

Kaynakların yetersizliğinden de bahseden Keskin, “Aslında tarım ilçe müdürlüklerimiz ilgileniyorlar ama kadroları yetersiz, imkanları yok, altlarında araçları yok.”dedi.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, hayvancılıkla ilgili maliyetler ve kaar zarar durumu nedir sorusuna;“Adam ithaal Angus mal getiriyor. Getir bana Avrupa’dan damızlık düveyi, ver benim elime; eti de ben üreteyim sana. Niye gidiyorsun Uruguay’dan mal getiriyorsun kardeşim? Ben yapamıyor muyum, ben beceremiyor muyum?”diye İthal hayvancılığa da karşı olduğunu belirterek cevap veren Keskin,” Uruguay’dan hayvan getirme, kendi üreticini destekle Bana destek ver, ben üreteyim. Ben karşılayayım senin et ihtiyacını”diye konuştu.

Hayvancılığa başladığı yıllarda hayvan sayısını artırdığını söyleyen Fatih Keskin, ”Şimdilerde küçülmek zorunda kalıyorum, bizim hayvanımız ilk önce 10 taneydi, 15 tane oldu, 20 tane oldu ama, şimdi giderek azalıyor, çünkü; gelirimiz giderimizi karşılamıyor artık. Çoluk çocuk kimi okula, kimi bilmem nereye gidiyor. Artık kendi gücümde yetmiyor” dedi.

Üretimin sürdürülebilirliği için girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini belirten Fatih Keskin, özellikle yem desteği talebini dile getirerek; “En az yüzde elli yem desteği istiyoruz. Köylüye mazot istiyoruz, köylüye yem istiyoruz, köylüye gübre istiyoruz.” diye konuştu.

Fatih Keskin, yem maliyetlerinin sürekli ve hızla arttığını belirterek ”saman 3 lira, yonca 8-9 lira, besi yeminin 50 kilogramı 550-600 lira. Bu maaliyetler ile çiftçinin para kazanması mümkün mü? diye konuştu.

Ömer Fethi Gürer, ithalat politikalarının yerli üretimi olumsuz etkilediğini belirterek, ”Yetkililer ‘sorun yok’ diyorlar, ama son 2 yılda Türkiye 1 milyon 200 bin hayvan ithal etti. Türkiye kendi kendine yeterli boyuta gelip, et sorununu da, etten mamul ürün sorununa da çözüm bulabilir. Bunun için planlama, öngörü ve alana gelip bu işi yapan insanlarla konuşulursa çare var. Çare yok değil. O raftaki etin fiyatının düşmesi yemin fiyatının düşmesi ile doğru ilgili.” şeklinde konuştu.

Hayvancılıkla uğraşanların girdilerdeki maliyet artışları nedeniyle zorluk yaşadığını ifade eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt üreticilerinin durumuna dikkat çekti ve, Ulusal Süt Konseyi 14 lira altmış beş kuruş fiyat verip onun altında da süt alımının yolu hala açıksa, bunun yansıması bu işi yapanları bu işten vazgeçiriyor. Süt üreticiliği yapan para kazanmazsa hayvanını kesime veriyor. Faiz de yüksek, götürüyor parasını faize yatırıyor. Yorulmadan para kazanıyor. Öyle olunca hayvancılık da zor bir iş. Yani ailece işin içindeler. Tatili yok, bayramı yok, seyranı yok. Onun için yetkililere çağrımızdır. Yem sübvanse edilip en az %50 yemde destek verilmeli. Ahır giderleri karşılanmalı, hayvan refahını artırıcı önlemler alınıp hayvan refahı sağlanarak daha çok verim alınmalı.” ifadelerini kullandı.

Hayvan refahının üretim verimliliğini doğrudan etkilediğini vurgulayan Gürer, bu konuda bilimsel yaklaşımların önemini belirterek, “Buradaki bir sorun da hayvanın da refahı tam sağlanmazsa ondan verim de alınamıyor. Onun da yolu; bu konuda bilgiyle, bilimsellikle sorunları doğru çözüm üreten veteriner destekli bir yapıyla halledebiliriz. Yetkililere buradan bir kez daha bu konuda da çağrı yapalım.” dedi.

Toprak Haber

Bir yanıt yazın